İŞÇİ
İşçilerin talepleri sadece onları ilgilendirmemekte. Ülkenin her yerinde her gün yaşanan haksızlıklara karşı bir itirazı da barındırmakta.
MADEN
Sağlıklı bir kararın çıkması için ne hükümetin sadece özel sektörle oturup konuşması, ne de tek başına parlamento kararı yeterli değil. Bilim insanları ile araştırma kuruluşlarının da kamu bütçesiyle desteklenerek karar süreçlerine katılımları sağlanmalı.
Kökeni ne olursa olsun bu deyim, ülkemizin tüm birikimlerine yapılan vahşi saldırıyı net şekilde anlatmakta.
ÇEVRE
Kapitalist talan ve yıkıma karşı, emek ve demokrasi mücadelesiyle birlikte çevre mücadelesini de yürütmek sınıf mücadelesi için oldukça önemli.
Madenlerimizi yok pahasına satın alan bir avuç yandaş şirket kazandı. Özellikle metal madenlerimize göz koyan yabancı tekeller kazandı. Bu alandan beslenen bazı siyasetçiler kazandı.
AYM, 2024 Mayıs ayında Cerattepe ile ilgili bir karar verdi. 715 vatandaş, Artvin-Cerattepe’de Cengiz grubuna verilen sahada maden üretimi yapılmasının uygun olmadığı gerekçesiyle yargısal süreç tamamlandıktan sonra AYM’ye başvurmuştu.
Bu kurumlara yıllardır ciddi hiçbir yatırım yapılmadı, rant için bölündü, parçalandı, küçültüldü. Parça parça edilip yandaşlara peşkeş çekildi. Sonuç ne oldu? Birilerinin para kazanması uğruna iş cinayetleri yaşandı.
EMPERYALİZM
Ülkemizde uygulanan ekonomik politika, ucuz işgücü üzerinden sermaye birikim modeline dayanmaktadır. Bu anlamda sadece emek sömürüsüyle yetinmeyen sermaye, doğayı ve ortak değerlerimizi talan etmektedir.
Bu ülkenin kaynaklarına sahip çıkmadığımız sürece bu acılar, yıkımlar sürecek.
SOMA
Facia, hem madencilik hem de işçi sağlığı ve güvenliği alanında son yıllarda ağırlaştırılmış bir biçimde sürdürülen “özelleştirme”, “piyasalaştırma” ve “taşeronlaştırma” politikalarının çöktüğünü göstermiştir.
Bir ton altın üretiminin altın karşılığı devlet hakkı karşılığı 9.5 kg altındır. Bu da ürettikleri altının yüzde biri bile değil, yüzde 13.75’i hiç değil.
Cumhuriyetin kuruluşundan 2002 yılına kadar verilen maden ruhsatı sayısı bin 180. AKP iktidarı döneminde verilen ruhsat sayısı ise 380 bin.
4000 yıl önce yazılan Hamurabi Kanunları’nda bile insan ihmaline veya kusura dayanan istenmeyen zararlı olay “kaza” olarak kabul edilmemiş ve cezalandırılması istenmişken dört bin yıl sonra kitlesel ölümlere yol açan iş cinayetlerine “kaza” denilmesi insanlığın ve hukukun geldiği nokta açısından ibret vericidir.
AKP-Saray iktidarı, pek çok alanda olduğu gibi madencilik alanında da yerli ve milli politikalar uyguladığını belirtirken rakamlar ve icraatlar farklı şeyleri işaret etmekte.
DARBE
Bu sistemde hepimiz potansiyel olarak Hüseyin’leriz.
Emek ve doğa mücadelesinin, demokrasi ve barış mücadelesinden ayrı tutulmaması gerçeğinden hareketle birlikte mücadele kaçınılmaz bir zorunluluk.
SIĞINMACI/GÖÇMEN
Çok açık ve doğaldır ki ülkenin göç politikası da diğer alanlardaki gibi, iktidarın kapalı kapılar ardında yürüttüğü pazarlıklar üzerinden ilerlemekte. Hâliyle yerel yönetimler özelinde de bu politikaların, hukuki boyutuyla da alenen tartışılması, konuya ilişkin insancıl ve sosyalist bakış açısı temelinde çözümlerin önerilmesi elbette büyük güçlüklere gebedir.
Ülkemizde bulunan yeraltı kaynakları Anadolu coğrafyasının ayrılmaz birer parçası ve coğrafyanın kader olduğu bu bölgede Türkiye’nin çok boyutlu ve uzun soluklu bir biçimde uygulamaya koyacağı politikalar ülkemizin geleceğinin şekillenmesinde ve uluslararası alandaki konumunun belirlenmesinde önemli rol oynayacak.
Asıl sorumlular, işveren şirket ve denetim görevlerini yerine getirmeyen bakanlıklardır. Yargılama bu çerçevede yürütülmelidir.
Şimdi durum şudur, siyanüre bulanmış yaklaşık 30 milyon ton kayan balçığın altında yatan 9 insanımız, kayan malzemenin çevrede yarattığı yıkım ve her an kayma olasılığı yüksek 50-60 milyon tonluk zehirli yığın.