Siyaset, sosyalist kimlik ve sosyalizm hedefi bir yana bırakılmaksızın verili koşullarda gerçekleştirilebilecek bir strateji geliştirmek, bu stratejiyi bir yandan somut durumun somut tahliline dayanan bir siyasete dönüştürmek, bir yandan da sosyalist hareketin kitleselleşmesi için bu koşullardan gelişmelerden yararlanmaktır.
Ziya Paşa “Seyr etdi hevâ üzre denir taht-ı Süleyman / Ol saltanatın yeller eser şimdi yerinde” derken işte bunu anlatıyordu ve ne güzel anlatıyordu…
Bu kez hem konu daha açık hale geldiği, tartışılabildiği hem de daha yığınsal bir şekilde bilince çıktığı için olanaklarımız daha fazladır. Yeter ki felaketin büyüklüğü karşısında yılgınlığa kapılıp mücadeleden vazgeçmeyelim
Peki bu halk, bu seçmen sizden bu boşa geçen hem de yanlış geçen zamanın hesabını sormaz mı?
En önemli eksiklik siyasi cesaret eksikliğiydi; şimdi görünen odur ki cesaret gerçekten bulaşıcıdır, hızla bulaşıyor…
İktidarın temel bir vuruş noktası da 6’lı masa ile HDP ve sol parti ve hareketlerin oluşturduğu Emek ve Özgürlük İttifakı arasında gelişebilecek muhtemel bir ortaklığı, en azından seçimlerde güç birliği yapılmasını önlemeye yöneliktir.
Görmeyene kör demek hakkımızı kullanalım artık.
“Sıkmayın canınızı, geçer bugünler evvel Allah sonra biz” diyor tuzu kuru siyasetçiler; ama biz canımızı sıkmaya devam edelim en iyisi; “tarihi yapan insanlardır” kısmını unutup bir türlü olgunlaşmayan koşullulara süreklilik bahşedip “ama belirli koşullarda” kısmına ağırlık vererek rahatlamayalım; içerdeki arkadaşlarımızı, ölümün kıyısındaki hükümlüleri, aydınları düşünüp utanalım biraz...
Türkiye henüz Schmitt tezlerinin gündemde olduğu bir ülke değildir. Ne zaman ki iktidar partisi ya da bloku “seçimleri yitirse de devletin bekası için iktidarı terk etmesinin, devretmesinin söz konusu olmadığını” söyler ya da niyetlenirse, eli kolu bağlı beklemek muhalefete yakışmayan bir tutum, bir siyaset olacaktır.
Öyleyse laik cumhuriyeti, kazanımları, demokratik hakları, geleceği savunmak, karanlığa boyun eğmemek, yılgınlığa kapılmamak, susmamak yalnızca görev değil, zorunluluktur.