Gemliğe doğru denizi göreceksin…

İktidarın temel bir vuruş noktası da 6’lı masa ile HDP ve sol parti ve hareketlerin oluşturduğu Emek ve Özgürlük İttifakı arasında gelişebilecek muhtemel bir ortaklığı, en azından seçimlerde güç birliği yapılmasını önlemeye yöneliktir.

“Sakın şaşırma” diye devam eder ya da biter Orhan Veli’nin bu en kısa şiiri. Garip adlı kitabındaki şiirlerin girizgahıdır; devam etsin, arkası gelsin istersiniz, çünkü karşınıza ansızın çıkacak deniz sizin için bir umudu mu, çaresizliği mi anlatıyor bilemezsiniz. Biter, çünkü söyleyeceğini söylemiş, sizi uyarmış, umutlandırmış belki de vahim, ölümcül bir tehlikeye dikkat çekmek istemiştir.

Şimdi şairin pek güzel anlattığı o zamanlardayız. Hızla ilerliyoruz Gemliğe doğru ve ansızın deniz çıkacak karşımıza.

***

Kış ortasındayız, gelecek baharın bize ne getireceğini bilemiyoruz. Siyaset sahnesinde bizim henüz aktif öznelerinden biri olmadığımız savaşta bizi de içine alan vahşi bir kıyım sürüyor. İktidar cephesinin küçük ortağının kendi varlığını bile riske ederek katıldığı bu siyaset sahnesinde, iktidarın sürmesi için her yolun denenmesi, her yolun mubah sayılması taktikleri, iktidar partisinde gittikçe yükselen hevesleri tahrik ediyor. AKP’nin iktidarda kalma stratejisi, partinin artık her şeyi bu hedefe kilitleyen, belki de bu nedenle hırçın bir çaresizlik stratejisine dönüştü.

Strateji nedir? Her türden savaşın, mücadelenin temel aracı olan strateji, Çenk Saraçoğlu’nun tanımıyla “önceden belirlenmiş olan bir hedefe ulaşmaya yönelik her bir aşamada revize edilmeye açık bir eylem planı”dır. “Bir stratejiye sahip olmak, belirli bir hedefe ulaşmayı mümkün kılacak araçların bilinçli seçimini gerektirir.” İktidarın ve muti, kimi zaman yol açar buldozere benzer ortağının bu anlamda bir stratejiye sahip olduklarını biliyoruz. Saraçoğlu şöyle anlatıyor: “AKP bu anlamıyla seçim kazanma taktiklerini içerip aşan iktidar stratejisine sahip bir yapı iken, onun önümüzdeki seçimlerde esas rakibi ve aynı zamanda iktidar alternatifi addedilen Millet İttifakı’nı oluşturan partilerin ve bu ittifakın yapıcısı CHP’nin elinde bir iktidar stratejisi değil yalnızca seçim kazanma taktikleri bulunmaktadır.” (Duvar, 29 Kasım 2022)

***

Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi diye anılan iktidarın, yürütme erkininin yargı üzerinde etkin olduğunu, yasama organı Meclisi de sahip olduğu çoğunlukla ve kararnamelerle yürütmenin parçasına çevirdiği de günümüzün bir gerçeğidir. Liderin etkin denetimi ve kararları ile bürokrasi, yani devlet aparatı büyük ölçüde iktidar partisinin uyguladığı stratejinin aracı haline gelmiştir. Yani bir anlamda devlet ile iktidar arasında aynılaşmada çok önemli adımlar atılmıştır.

İktidar, ekonomide kendini net ve acı bir şekilde gösteren tüm olumsuz koşullara, ekonominin artık mütemmim cüzü ayrılmaz parçası olan yolsuzlukların gözle görülür hale gelmesine rağmen seçimi kazanabilme umudunu yitirmiş değildir. Ekonomide seçimlere beş kala uygulanmaya başlanmış, enflasyon karşısında fazla bir anlamı olmasa da psikolojik üstünlük sağlayabilecek, en azından muhalefetin ikna gücünü sınırlayabilecek adımlar da iktidarın stratejisini güçlendiriyor.

***

İktidarın saydığımız araç kutusunda yer alan, yine açık işaretlerini gördüğümüz, yasaları eğip bükmek, toplantı ve gösteri hakkını, düşünce ve örgütlenme özgürlüğünü, grev hakkını açıkça yok saymak, sokakları kapatmak, medyaya sansürü yasallaştırmak, gülünç gerekçelerle yaygınlaştırmak vb. her geçen gün stratejinin asli unsuru haline geliyor. Bundan sonra daha da hırçınlaşabileceği cümle alemin malumudur, bilgisi dahilindedir herhalde.

Buna karşı oluşturulacak strateji, bu durumu saptayarak oluşturulmazsa, yalnızca kamuoyu yoklamalarına güvenerek, sandıkta kazanmayı hedefleyen tekniklere yoğunlaşma hedefiyle sınırlı tutulursa, büyük olasılıkla başarı sağlanamayacaktır. İktidarın muhalefeti parçalamaya, görüş ayrılıklarını kışkırtmaya dönük adımları da ne yazık ki etkili olabiliyor. 6’lı masada birleşmiş muhalefetin kendini tuzaklardan koruma becerisi, yalnızca bütünsel, görüş ayrılıklarını öne çıkarmayan, esnek taktiklerle mümkün olabilir. Yoğun eleştiri muhalefetin ağır hareket ettiği, gerektiği ölçüde esnek davranamadığı, tabulardan kendini kurtaramadığı yönündedir.

***

İktidarın temel bir vuruş noktası da 6’lı masa ile HDP ve sol parti ve hareketlerin oluşturduğu Emek ve Özgürlük İttifakı arasında gelişebilecek muhtemel bir ortaklığı, en azından seçimlerde güç birliği yapılmasını önlemeye yöneliktir. Çünkü iktidar pek ala biliyor ki böyle bir iş birliği iktidarın seçimleri kazanmasını imkânsız hale getirecektir. Öyleyse iktidarın stratejisinin en önemli maddesi de bu iş birliğini önlemeye dönük olacaktır. Bir yandan seçimlere günler kala, hazine yardımına el konulan HDP’nin kapatılması, partinin etkin olduğu seçim bölgelerinde seçmenler başka bir parti eliyle oylarına sahip çıkabilseler bile, uygulanacak her türden yıldırma politikasının etkisi küçümsenmeyecek boyutlara ulaşabilir. O nedenle 6’lı masanın vakit kaybetmeden güç birliğinin, iş birliğinin, dayanışmanın  kapılarını açmasında yarar vardır. Bunun için öncelikle kabul edilmesi gereken gerçek, 6 partili muhalefetin Parlamento’nun üçüncü büyük partisi olan HDP tabanının, Emek ve Özgürlük İttifakı’nın desteği olmadan ilk turda sonuç almasının imkânsız olduğu gerçeğidir. İlk turda sonuç alamayan muhalefetin ikinci turda ne gibi ek zorluklarla karşılaşabileceğini saymaya bile gerek yoktur.

***

Orhan Veli’ye, şairimize dönelim. Yükü ağır katarımız, hızla ilerleyen trenimiz Gemliğe yaklaşıyor. Deniz ansızın karşımıza çıkacak. Nasıl bir deniz olduğunu da bilemiyoruz; hırçın dalgalar mı, boyu gökdelenlerin boyuna ulaşan bir tsunami mi bekliyor bizi bilmiyoruz. Öyleyse halkın umut bağladığı muhalefet de hazır olsun, “Gemliğe doğru / Denizi göreceksin / Sakın şaşırma” diyen şaire kulak versin.

Şaşırmasın…