Ne renktir kan? Hep birlikte sokaktaki yurttaşa katılıyoruz; bilgimizden, daha önemlisi kendimizden eminiz; kırmızıdır, gülün, vişnenin rengidir; sömürünün, savaşların, kötülüğün koyusuyla kararmamışsa kızıldır; tüm insanlara yeter, hayatın kendisidir, bin taneli nardır.
Korkutucu olan, pratik olarak ülkemizde Hobbes’un teorisinin ütopik uzak hedeflerinin değil, yakın hedeflerinin pratiğe dönüşme eğiliminin güçlü olmasıdır. Bu nedenle de Hobbes’a akademinin kimi zaman, zaman dışına düşen diliyle “fildişi kule” rahatlığıyla yaklaşmanın tehlikesine dikkat çekmek yerinde olacaktır.
Her şey açık seçik ortada. AYM’nin seçilmiş Türkiye İşçi Partisi Milletvekili Can Atalay için verdiği bir hak ihlali karar var. Bu kararın uygulanması yani Can’ın serbest bırakılması bir zorunluluk.
Bizim derdimiz, savaşı da barışı da savunurken, yalnızca haklı olabilmek değil, aynı zamanda egemen görüşün hışmına uğramamak da istiyoruz; çünkü savaş zamanlarında barışı savunmak imkansızlaşırken, retoriğin tüm marifetlerini kullanan savaş yanlıları, yalnızca gerçekliği, hakikati değil, hukuku da istisna haline getirebiliyorlar.
Geleceği halkın çıkarlarına uygun bir geleceğe dönüştürmek isteyenler koşullar ne olursa olsun gerçeğe ve dayatılmış “zamanın ruhuna” boyun eğmeyi kabul etmezler.
Sürüp gidecek mi bu darmadağın halimiz, şiir susacak, hikâye bitecek, sonunda kapımızı çalacak mı karanlığın kara eli?
Soru açık ve nettir; nereye gitmek istiyorsunuz?
Doğal rotalarından saptırılmış insanlar şu uçsuz bucaksız evrenin küçücük dünyasında didişip dururken, o sonsuzluğa layık olabilmeyi, insanın özüne yakışmayan tüm kötülüklerle savaşmayı kendilerine meslek edinmiş insanlar olarak Metin’in dediği gibi tevazuyu elden bırakmadan inatla yürümekten bizi kim alıkoyabilir ki…
Hataylılar vekillerinin serbest bırakılmasını istiyor; söyledikleri şudur: "Hukukun karşısında direnmeyin, serbest bırakın vekilimizi artık…"
Emekçi sınıfların nesnel ve teorik olarak örgütlenmek ve boş hayallere kapılmadan siyasetin içine dalmaktan başka çaresi yoktur. Bunun için Sol’un kendini örgütlemesi ve sınıfın başta sendikal ve siyasal örgütlenmesi için çaba göstermesi gerekli ve zorunludur.