Houston, we have a problem...

 "Gogol’un paltosundan çıkan" bütün iyi yazarlar gibi, Bora Chung da öyküleri aracılığıyla bizlere umut ve irdeleme gücü aşılıyor. O halde bu yaz bu senenin Uluslararası Booker Ödülleri’nde aday olmuş yazarların kitaplarına erkenden ulaşmayı umut edebilirim. Houston, we have a problem. Sen gelene kadar bu kitaplar Türkçe'ye çevriliyor.

Ortada bir belirsizlik varsa, bekliyorsanız ve griye dönmüşse gökyüzü yorulursunuz, zira belirsizlik en kötü ihtimalden bile daha fazla acı verir. İşte bu acının içinde kıvrandığınız anda Pandora'nın kutusundan son anda fırlayan "umut" devreye girer. Derken gri de olsa tepenizde bir gökyüzü olduğunu anımsarsınız. Bulut geçecektir elbet, gün yeniden doğacaktır. "Umut" düzen bozukluğunun simgesidir biraz fakat  insan aklını yitirmektense umutlanmaya devam eder. Belki yitirilen çok şey vardır ama gidilecek yollar, görülecek yerler, yarım kalan duygular, heyecanlar, tutkular da kalmıştır. Hem kötü anların da anlamı vardır; iyiyi görüşünüzü keskinleştirir.

Geçen baharda Houstan'da yaşayan bir arkadaşım tatil için memlekete geleceğini haber verirken "Buradan istediğin kitap var mı?" diye sormuştu. O sıralar Uluslararası Booker Ödülleri’nde aday olmuş kitaplara göz atıyor, haklarında çıkan yazıları okuyordum. Hemen güçlü adaylar olarak belirlenen yazarları listeledim ve sevinçle beklemeye koyuldum. Lakin biz görüşemedik, akabinde kargo kayboldu ve bu kitaplar bu sene hızla Türkçe'ye çevrilmeye başlandı. Güney Koreli yazar Bora Chung’un 2022 Uluslararası Booker Ödülleri’nde aday olmuş, içinde soluk soluğa okuyabileceğiniz on farklı hikaye olan öykü kitabı "Lanetli Tavşan"da bu kitapların arasında yer alıyor. Bu kitap fantastik, bilim-kurgu, psikolojik gerilim ve hatta korku edebiyatına bulanmış, keyifle okunan karma öykülerden oluşuyor.

Dizilerinde göremesek de, Uzakdoğu kaynaklı korku ya da fantastik hikayelerin kendilerine has bir atmosferi var. Özellikle çağdaş Güney Kore edebiyatının bu anlamda dikkat çektiğini söylemek mümkün. Chung'un kitaba adını veren "Lanetli Tavşan" adlı öyküsü tipik bir korku hikayesi gibi başlasa da ciddi bir kapitalizm eleştirisine dönüşüyor. Yazarın daha önce ödül almış ve ismini edebiyat çevrelerine duyurmuş öyküsü "Kafa" ise bir kadının evindeki klozetinde beliren yamru yumru küçük bir kafanın ona ‘anne’ diye seslenmesiyle başlıyor. Klozetteki kafa, kadının artıklarından oluşuyor ve beklenmedik bir sonla hayata karışıyor. Etkileyici, rahatsız edici ve düşündürücü bir hikaye olan "Kafa" tükettiklerimizin ve kendimizden verdiklerimizin de bizim parçamız olduğunu anlatan vurucu bir varoluş hikayesi.

"Bedenleşme" kadınlık meselesi üzerine odaklanan çok sağlam bir öykü. Adet döngüsü bozulan bir kadın, tedavi için bir doktora gidiyor ve ilaç kullanmaya başlıyor. Ancak sorun bir türlü çözülemiyor ve kullandığı haplar hamile kalmasına neden oluyor. Çevresindeki herkes doğum yapmadan önce bir baba bulması gerektiğini söylüyor genç kadına. O da gazete ilanıyla baba aramaya başlıyor. Hicivsel bir yanı da olsa düşündürücü, ürkütücü bir finale doğru ilerliyor ve bekar anneliğin hâlâ bir sorun olarak görülmesinin sert bir eleştirisini yapıyor. "Soğuk Parmaklar", sürpriz sonlu ve gerilimli bir hayalet hikayesi. "Elveda Sevgilim", teknolojiyle olan ilişkimize bir uyarı niteliğinde yer alıyor kitapta.

Masallarla karıştırılmış fantastik öyküler "Kapan", "Yara İzleri" ile "Rüzgarın ve Kumların Hükümdarı" çocuklara uygulanan şiddetten, hırsın insanı bedbaht hale getirebileceğinden ve insanın doymak bilmez halinden dem vuruyor. "Evim Güzel Evim" Japon korku filmlerinin hayaletli hikayelerine benzese de "Vuslat" başlıklı son öykü bir Polonya şehrinde, II. Dünya Savaşı’nın hayaletlerinin musallat olduğu, günümüzde geçen bir şehir fantezi anlatısı olarak karşımıza çıkıyor. Rus ve Slav edebiyatı üzerinde uzmanlaşan Bora Chung da öykülerine mekân olan evren için “tuhaf ve acımasız, büyüleyici ama uygarlaşmamış” tanımlarını yapıyor.

Bora Chung’un hikayeleri modern insanın yalnızlığını, zaaflarını, tüketimle olan ilişkisini, arayışlarını ve kayboluşlarını anlatıyor. Karakterlerin yaşadıkları olağanüstü ya da doğaüstü şeyler aslında gerçek hayatta karşılaştığımız sorunları simgeliyor. Kitabın son sözünde yazar "Öykülerimin böyle tuhaf ve acımasız bir evrende tek başına mücadele veren yalnız okurlara teselli olmasını istedim. Bu ümit kırıntısına tutunarak yazdım." diyor. Zira umutlu olmak gerçekleri inkâr etmek anlamına gelmiyor. Evet, umutlu olmak risklidir çünkü umutlanmak, nihayetinde güvenin bir biçimidir, bilinmeyene ve olanaklı olana, hatta süreksizliğe  güvenmektir. Umutlu olmak hayal kırıklığını, ihanete uğrama riskini göze alan farklı bir karakter edinmek demektir. Yine de gün ışığında geçmişe tutunabilir ve onu gelecek adını verdiğimiz geceye varırken taşıyacağımız bir meşaleye dönüştürebiliriz

 "Gogol’un paltosundan çıkan" bütün iyi yazarlar gibi, Bora Chung da öyküleri aracılığıyla bizlere umut ve irdeleme gücü aşılıyor. O halde bu yaz bu senenin Uluslararası Booker Ödülleri’nde aday olmuş yazarların kitaplarına erkenden ulaşmayı umut edebilirim. Houston, we have a problem. Sen gelene kadar bu kitaplar Türkçe'ye çevriliyor.


- Lanetli Tavşan, Bora Chung, Çev: Sevda Kul, İthaki Yayınları, 2023.