Metin Çulhaoğlu

Orta Doğu Teknik Üniversitesi Ekonomi-İstatistik Bölümü mezunu olan yazar Metin Çulhaoğlu, 1975-1978 yılları arasında haftalık Yürüyüş dergisinde sırasıyla yazar, yazı işleri müdürü ve başyazar olarak görev yaptı. 1979 yılında yayımlanmaya başlayan Sosyalist İktidar dergisinin genel yayın yönetmenliğini üstlendi. Gelenek dergisi, BirGün gazetesi ve Sol Haber Portalı’nda yazıları yayımlandı. Öğrencilik döneminden hayatını kaybettiği ana kadar sosyalist mücadelenin içerisinde yer alan ve yaşamını yitirdiği 16 Ağustos 2022'de halen Türkiye İşçi Partisi Parti Meclisi üyesi olan Çulhaoğlu’nun marksizm ve sol siyaset üzerine çok sayıda eseri bulunuyor.
Köşe yazarları

Kapitalizmin geleceği ve “demokrasi”

Akademi dünyasındaki bu çalışmalar, bir bakıma doğal olarak, ağırlığı genellikle sistemin kendi iç dinamiklerine tanır. Başka bir deyişle, siyaset faktörünün, daha doğrusu muhalif siyasetlerin bu iç/nesnel dinamikler üzerindeki olası etkileri önemli ölçüde gündem dışı tutulur.

Köşe yazarları

Yeni yıl için hiçbir şey öngöremiyoruz!

Bir kez daha, evet, durum karışıktır, belirsizlikler ve öngörülemez ihtimaller ön plandadır; ama ne kadar “dolaylı” görülürse görülsün, istenirse “indirgemeci” bulunsun, bu kaotik durumun temel nedenleri tespit edilebilir.   

Köşe yazarları

Sol dalga gelse de gelmese de

Bugün emekçilerin çoğunluğunun eskisine göre daha fazla ezilmesinin ve sömürülmesinin, iklim krizinin, ayrıca çevrenin maruz kaldığı tahribatın ve karamsar gelecek öngörülerinin kaçınılmaz olarak yeni, dünya-tarihsel açıdan dördüncü bir sol dalga getireceği yolundaki görüşlere ihtiyatla yaklaşmakta yarar vardır

Köşe yazarları

Sol ve solculuk: Anlaşmazlık noktaları

Sol ve solculuk gibi kavramlarda elde kuyumcu terazisiyle dolaşmanın, kendini solda gören birinin karşısına “O zaman söyle bakalım; üretim araçlarının özel mülkiyeti ile üretimin sosyal karakteri arasındaki çelişki sence nasıl çözülür?” sorusuyla çıkmanın bir anlamı yoktur.

Köşe yazarları

Şeytanın avukatlığı yazısı

İş, siyasal rasyonalite sınırlarını aşıp İsmet İnönü’nün 1960’larda dediği gibi “Eşkıyanın bu gece ne yapacağı belli olmaz” noktasına gelmişse şeytanın avukatlığı da melanet odaklı hale gelir ki insanın ruh sağlığı açısından ciddi sakıncaları olabilir.