2021 yılında Antalya ve kent

Kentlerimize sahip çıkmazsak bizim adımıza sahip çıktığını söyleyenlerin katliamlarına suç ortağı olmaya devam edeceğiz.

Takip edenler bilecektir daha önceki yazılarımdan birinde 2020 yılı kent hakkı ihlalleri ile ilgili bir yazı yayınlamıştım. Antalya Kent İzleme Platformu tarafından yayınlanan 2021 yılı Antalya için “kent hakkı ihlalleri” geçtiğimiz günlerde kamuoyuna sunuldu. Gerçi ülke genelinde insanların yaşam alanlarına ve kent hakkına yönelik ihlaller hız kesmediği için bu yılın raporunda da farklı beklentilere girmek elbette anlamlı değil. Kent hakkı ihlalleri olanca hızıyla sürerken yıldan yıla değişen sadece olaylar.

Kentin tüm değerlerinin kullanımında ve kararlarda söz hakkı sadece ve sadece kentli yaşamın emekçilerinde olmadan maalesef her yıl böyle hak ihlalleri raporları yayınlanmaya devam edecektir.

En can yakan başlıklardan bazılarını rapordan aktararak başlayalım:

1- İklim krizinin neden olduğu doğa olayları nedeniyle canlı-cansız, maddi-manevi pek çok değerimiz fazlasıyla zarar gördü. Manavgat’ta başlayan ve diğer ilçelerde devam eden orman yangınları; Avlan, Kartal, İkiz Göller, Çayboğazı, Uçarsu, Kırkgöz gibi kuruyan, seviyesi düşen göller, akarsular, göletler, su kaynakları… Taşkınlar, fırtına ve aşırı yağışlarla zarar gören kamusal alanlar; Boğaçayı, Konyaaltı sahili ve diğer kıyı düzenlemeleri, park, bahçeler, kent peyzaj ve mobilyaları ile yerleşim alanları, seralar…

2- Covid-19 pandemisi nedeniyle toplumsal kısıtlamalar ve önlemler ekonomik gerekçelerle asgari düzeye indirildi.

3- Hayat pahalılığı, işsizlik ve güvencesizlik, her sektörün temel sorunları olmaya devam etti.

4- Kamusal alanlara, yeşil alanlara müdahaleler, çevresel kirlilikler, kullanılan kimyasallar nedeniyle toprak, su ve hava kalitesine olumsuz ve zararlı etkileri artarak devam etti.

5- Merkezi yönetimin, yerel yönetim yetkilerini kısıtlayıcı düzenlemeleri ve müdahaleleri devam etti.

6- Merkezi ve yerel yönetimlerin planlama ilkelerine, ekolojik yapıya, kamusal çıkarlara aykırı olarak, özellikle orman ve kıyı düzenlemeleri, antik kent, liman, Maden, hidroelektrik santrali (HES) gibi uygulamaları ile kamusal alanların, kamusal zenginlik kaynaklarının sermaye kesimine transfer politikalarına devam edildi.

7- Cinsiyetçi saldırganlıklar, kadın cinayetleri, düşünce farklılıkları ve yaşam biçimlerine yönelik tahammülsüzlükler vahşet boyutlarına ulaştı.

8- Ulaşım, barınma, eğitim, sağlık gibi kamusal hizmetler ve temel ihtiyaç maddelerinin kullanımında toplumsal çıkarlar ile ortalama gelir düzeyleri yerine piyasa şartları esas alınarak zamların otomatiğe bağlanması uygulamasında bir değişiklik olmadı.  

9- Kent sakinlerinin, sivil dinamiklerin yerel yönetimlerde söz sahibi olmaları ve kent yönetimine katılım uygulamaları göstermelik ve sözde kaldı. 

10- Kültürel varlıklarımızın, doğal güzelliklerimizin, ekolojik yapının korunacak ve gelecek nesillere taşınacak kamusal değerlerimiz olarak değil, nemalanma araçları olarak görülmelesini teşvik eden politikalara devam edildi.

Raporun değerlendirme bölümünde Av. Mustafa Şahin imzası ve Antalya Kent İzleme Platformu adına aşağıdaki sözlere yer verildi:

“Merkezi ve yerel yönetim yetkililerinin, yaşam alanlarımıza yönelik düzenlenme ve uygulamalarında ortaya çıkan temel sorunlara karşı kent sakinlerinin kent yaşamına müdahil olmalarını, ortak çıkarlarımız için takip etmeleri, talepte bulunmaları, eleştirmeleri bu amaçla

‘kamusal çıkarları esas alan’, ‘kamusal yetkilerini kötüye kullanmayan’, ‘kamusal kaynakları menfaat çevrelerini zenginleşme aracı olarak görmeyen’; açık, katılımcı, demokratik ve eşitlikçi bir kent yaşamı mücadelesinin tarafı olmaları çağrısında bulunuyoruz “

2022 yılı da daha bir ay bile geçmeden birçok kent hakkı ihlalinin gerçekleştiği bir yıl olmaya aday. Sorunlarımızın çözümlerini kendi ellerimize almazsak kent hakkı ihlalleri çok daha hızlı bir şekilde artmaya devam edecek. Kentlerimize sahip çıkmazsak bizim adımıza sahip çıktığını söyleyenlerin katliamlarına suç ortağı olmaya devam edeceğiz.

Not: Antalya Kent İzleme Platformu emekçilerine değerli çalışmalarından dolayı çok teşekkür ederiz.