İleri Görüş

Kültür ve sınıf mücadelesi - II

Neoliberal karşı reformlar emekçi sınıfların tarihsel kazanımlarını söküp atarken, siyasal ve iktisadi güçlerinin yanı sıra hala var olan ideolojik-kültürel dayanaklarını da kazımayı hedefler. Esnek güvencesiz istihdam biçimleri sınıfı paramparça ederken, kolektivitenin reddi üzerinden şekillenen bir neoliberal öznellik, bir özgür, bağımsız, tüketen birey modeli de inşa edilir.

Gelecek hayallerinin gerçekliği 

Kapitalizm elbette kaçınılmaz, doğal ve sonsuz bir düzen değil. Piyasanın kontrolsüz çalışması onun toparlanmasını engelliyor. Daha uzun bir zaman boyunca nitelikli bir toparlanma olmayacağı da görülüyor. Demek bir boşluk oluşuyor, fırsatlar doğuyor. En azından buna inanılabilir.

Kültür ve sınıf mücadelesi - I

İşçi sınıfının kendi kendini kurtarırken tüm bir insanlığı da özgürleştirme yürüyüşünü, sınıf bilincinin oluşumundan komünizm tasavvuruna, bir uçtan bir uca kat eder böylece kültür.

Dönemin güncellikleri, güncelin yolları

İşçi sınıfına dışarıdan bilinç taşıma, toplumsal muhalefetin özlem ve taleplerini sosyalizme yönlendirme noktasında öncülük etme ve bütünlüklü bir siyaseti geliştirme anlamında Leninizm hala günceldir ve parti kadroları olmazsa olmazdır. TİP, şimdi bu boşluğu tespit etmiş ve boşluğu doldurmak üzere yola koyulmalıdır.

Dağdaki Keçi, Gökteki Ay, Sudaki Balık Sergisine dair iki ayrı tecrübe

Depo, CultureCivic katkılarıyla gerçekleşen, Rezzan Gümgüm’ün “Dağdaki Keçi, Gökteki Ay, Sudaki Balık” adlı, Dersim kültürü ve tehditlerini konu alan kişisel sergisine 27 Nisan – 14 Temmuz tarihleri arasında ev sahipliği yapıyor. Sergi kapsamında Rezzan Gümgüm, antropologlar Dilşa Deniz ve Ahmet Kerim Gültekin’in katılımı ile, araştırmacı Çiçek İlengiz’in moderatörlüğünde gerçekleştirilen söyleşi ve sanatçı eşliğinde gerçekleştirilen sergi turu, serginin konu aldığı meselelerin derinlemesine tartışılmasına olanak sağlıyor.

Mülteci hakları kurşuna dizilirken dünya ve politika

Devletlerin burjuva ulusal sınırlarına sıkışan ve sınıf mücadelesinin ekseninden uzak göç tartışmaları neticesinde; göçmen düşmanı milliyetçi faşist akımlar kendine konforlu alanlar bularak hızla palazlanıyorlar.

Seçimin gölgesinde(!) bir Girit yazısı

Yeni Demokrasi ile Syriza’nın şehirdeki seçim büroları karşı karşıya. Aralarındaki bankta oturuyorum. Gözüm o gün aldığım anahtarlığa takılıyor. Üzerinde mavi fonda Nikos Kazancakis’in sözleri yazıyor: Hayatımız bir flaş gibi; ama vaktimiz var daha.

1 milyon oy ya da betonda yeşeren çiçeğin düşündürdükleri

Türkiye İşçi Partisi, dosdoğru bir biçimde patronlara karşı emekçilerin iktidarını, sermayeye karşı emeğin üstünlüğünü, toplumsal cinsiyet eşitliğini, herkesin inancını ya da inançsızlığını özgürce yaşayabileceği ancak bunun siyasallaşmasının önünde devlet aygıtının engel teşkil edeceği bir laiklik anlayışını savunmayı sürdürmelidir.

Yeni dönem, yeni ihtiyaçlar ve TİP’in stratejisi

Önümüzdeki dönemin aslında çok da yeni olmayan ihtiyacı, toplumsal mücadele alanlarının güçlendirilerek kitlesel sosyalist partiyle buluşmasıdır.

Kadrolaşma üzerine

Bu yazımızda belli yönlerine değindiğimiz bu sürecin başarıyla sürdürülmesi TİP’in toplumsal mücadelede yeni seviyelere sıçramasını mümkün kılacaktır.

Sosyalist kitle partisi deneyimi olarak Türkiye İşçi Partisi - II

Dünden devamla: Sosyalist kitle partisi olmak

Sosyalist kitle partisi deneyimi olarak Türkiye İşçi Partisi - I

Parti kendisini elbette her durumda bir özne olarak var etmeli ama klasik öncü parti niteliğini almaya çalışmadan. Günümüzde sosyalist bir parti işçi sınıfını ve halkı temsil etme savından önce, işçi sınıfı ve halkla birlikte mücadele etme yeteneğini geliştirmeli. Bu yeteneği de sınıfın ve geniş halk kesimlerinin içinde örgütlenerek kazanabilir.

Opera festivalinin ardından…

Festival bizleri Osmanlı saraylarından devrim Paris’ine, ihtişamlı mekânlardan Antik Mısır’a kadar diyar diyar, zamanda yolculuk yaparcasına gezdirdi.

Bu barikatlar herkese

Yasaklar bizi yıldıramaz, ama hepimizin hayatından çalar. Bu yüzden, bu sadece bizim mücadelemiz değil, bu mücadele herkes için.

Çalınan verilerimiz ve ‘hizmet olarak hükümet modeli’

Daha önce verilerin çalındığı bilinmekle beraber bu konularda ceza almış ya da -istifa eden kişiler artık olmadığı için- görevden affını istemiş yetkili bulunmuyor. Tam tersine bu konuyu haberleştiren gazeteciler cezalandırıyor. Bu yüzden olacak ki veriler gittikçe daha çok yayılmaya devam ediyor.

İlkelerin karşısında müzakere tutkusu

Unutulmamalı; seçimlerin ardından, sonuç ne olursa olsun, pek çoğumuz için elde kalacak şey sınıfsal, eşitlikçi, hukuktan yana mücadele pratikleri olacak.

Gezi’nin yeni coğrafyaları

Oldukça yıpratıcı iş koşulları altında, çok uzun süreler dahilinde ve düşük ücretlere çalışan geniş kesimler açısından işçi kalabilmek ya mümkün görünmüyor ya da zaten kalmak da istemiyorlar. Kitlesel ve politik bir hareket ortaya çıkarmayı hedefleyen bir politik öznenin bu umutsuzluk/kaçış dünyasına seslenebilmesi gerekiyor.

Seçimler, emekçiler ve 'mahalle siyaseti'nin sınırlarını aşmak

Erdoğancılıkla ana akım Erdoğan karşıtlığı arasına sıkışmış “mahalle siyasetinin” sınırlarını aşmak, ancak emekçiler lehine sınıf tarafgirliğini esas almakla, yani birleşmesi gerekenleri birleştirmek, ayrışması gerekenleri ayrıştırmakla mümkün. Bu nedenle mevcut siyasal bloklaşmanın sınırlarını ana akım Erdoğan karşıtlığı gibi sağa çekerek değil, tersine soldan, toplumsal mücadeleler ve sınıf bağımsızlığı yoluyla aşmayı önümüze koymalıyız.

Kazanabilir miyiz?

En önemlisi yirmi yıldan fazladır her türlü baskıya ve zora rağmen diz çöktüremedikleri bir halk var bu ülkede! Kazanabiliriz!

Karşılaşma Sergisi üzerine bir değerlendirme

Hiçbir karşılaşma tesadüf değildir, karşılaşma, buluşma, birlikte eyleme halini, bir “denk” düşme durumunu da beraberinde getirir. Gündelik hayatın açmazları, soruşturmaları dört sanatçıda ortak bir kavramsallaştırma yaratmış olmalı ki biraraya gelip karşılaşma konsepti etrafında toplanmışlar.