Ölüm hep bize mi düşer?

Ölüm hep bize mi düşer?

Ekmek kavgası için göz göre göre ölüme gidiyor gençler zorunluluktan. Çünkü; “Aşağıda ölüm var, yukarıda açlık. Aşağıda ölüm olasılık, yukarıdaki açlık kesin”.

Mehmet Torun

4 Aralık Dünya Madenciler Günü. Rivayet odur ki; Roma İmparatorluğu zamanında babasının gazabından kaçarak, madencilerin çalışmakta olduğu bir mağaraya sığınan ve madenciler tarafından korunarak daha sonra azize kabul edilen Santa Barbara isimli birisi yaşamış. Nicomedia’da (İzmit kenti) zulümden maden ocağına kaçarak madencilere sığınan ve madencileri de koruyan Santa Barbara’nın dünya madencilerine armağan ettiği gün 4 Aralık.

Görünen o ki, ilk zamanlardan beri zulüm var, ölüm var madenlerde. 23 Kasım’da Cengiz Holding’e ait Siirt-Şirvan’daki bakır madeninde yaşanan “iş kazasında” ikisi maden mühendisi üç gencimizi daha yitirdik. Yaşananlar, kimilerine göre kader, fıtrat kimilerine göre iş cinayeti. Herkes durduğu yere göre yorumluyor olayları. Ama bir gerçek var ki ömrünün baharında olan üç genç artık yaşamıyor. Ateş düştüğü yeri yakıyor.

Öyle bir sistem kurmuşlar ki birilerinin rahat yaşaması için birilerinin acı çekmesi, ölmesi gerek. Bugün ülkemizde madencilik; özelleştirme, taşeronlaştırma politikaları sonucu iş cinayetleri ve doğa talanı ile anılmakta. Dün; Kozlu, Karadon, Soma, Ermenek, Amasra’da bugün Şirvan’da yaşananlar, birileri tarafından “kader, fıtrat” olarak tanımlansa da çarpık sistemin birer sonucu. Bunların adı iş cinayeti.

Vahşi kapitalizm gereği azami kâr önceliğine dayalı bu sistemde madenciler, üretimin içinde enerji ve malzeme gibi birer girdi ve maliyet unsuru olarak değerlendirilmekte. İşçi sağlığı ve iş güvenliği alanında yapılması gereken yatırımlar, maliyet artırıcı etken olarak görülmekte, bu kalemlerden kısıntı yapmak olağan hale gelmiş. Kâr hırsı engel tanımıyor. Daha çok kazanmak uğruna gencecik insanlarımız feda ediliyor. Ekmek kavgası için göz göre göre ölüme gidiyor gençler zorunluluktan. Çünkü; “Aşağıda ölüm var, yukarıda açlık. Aşağıda ölüm olasılık, yukarıdaki açlık kesin”. Sermaye için fazla sorun teşkil etmiyor tüm bunlar. Nasıl olsa bu iş için sıraya girmiş işsiz milyonlar var.

Ölümü kanıksattılar bize. Üçer beşer ölüyoruz, öldürülüyoruz.  Son 20 yılda binlerce maden emekçisi kör kuyularda yaşamını yitirdi. Onlarca maden mühendisini kaybettik, iş kazası denilerek. Ne uğruna, neyin bedeli olarak ? Özelleştirme ile birlikte ucuz iş gücü, güvencesiz çalıştırma ölümlere sebebiyet vermekte. Madencilik sektörü gibi risklerin çok yüksek olduğu sektörde yaşanan en küçük ihmal can kaybıyla sonuçlanmakta. İşverenin inisiyatifine bırakılan iş güvenliği önlemleri yeterince uygulanmıyor çünkü. Devlet denetimi de yok denecek kadar az şu ya da bu nedenle. Sonuç belli tabii.

Yaşanan her olayda, her seferinde sorumlular aklanırken, cezasızlık bir sonraki yaşanacak kazaların kapısını aralıyor. Cengiz Holdingin madenindeki son olayda da savcı kararını hızla vermiş ve olayda “ihmal olmadığı” kanaatine varmış çabucak. Anlaşılan suç, ölenlere yüklenip bir dosya daha kapatılmaya çalışılacak gibi. Hukuken kapanan dosyalar, vicdanlarda da kapanacak mı acaba ?

Maden sahasının dört tarafı karakollarla çevrili. Maden sahası için alınan “güvenlik” önlemi ne hikmetse işçiler için alınmamakta. Cengiz’e verilen yüz milyonlarca liralık teşvikler, çok büyük miktarlardaki vergi afları çalışanların güvenliği için değerlendirilmemekte, başka alanlara akıtılmakta.

Tüm bu olumsuzluklardan bireysel mücadele ederek kurtulmak olası değil. Örgütlü yapılarla güçlü bir şekilde itiraz sonuç verebilir. Madencilerin bundan sonra koruyucu bir azizesi, Santa Barbara’sı olmayacak. Her türlü hak arama mücadelesinin engellendiği, muhalefet etmenin çok zor olduğu bu günlerde iş, ekmek, özgürlük mücadelesi veren tüm çalışanların sağlıklı bir örgütlenme ve güçlü bir mücadele ile haklarına kavuşacakları da bir gerçek.

Tüm bu olumsuzluklara rağmen umut korunmalı. Madenlerde insan onuruna yaraşan çalışma koşullarının uygulandığı, örgütlenmenin önündeki engellerin aşıldığı, işyerlerinde işçi sağlığı ve iş güvenliği tedbirlerinin tam olarak uygulandığı ve iş güvenceli bir çalışma ortamının sağlandığı günlere ulaşmak dileğiyle…

DAHA FAZLA