
Cengiz İnşaat'ın performansı Bosna gündeminde
Ortaya çıkanlar Cengiz İnşaat’ı yalanlıyor...
İleri Haber/Bosna Hersek
Kasım 2021’de Cengiz İnşaat’a ait bir şantiyede iki Türk işçinin ölmesinin üzerine, yaklaşık 10 yıldır Bosna’da faaliyet gösteren ve Bosna’daki en büyük yabancı yatırımcılarından biri olan Cengiz İnşaat’ın şantiyelerindeki iş sağlığı ve güvenliği koşullarını inceleyen BIRN BiH’in (Balkan Araştırmacı Gazeticilik Ağı Bosna-Hersek) kapsamlı röportajları Cengiz İnşaat’ın İSG ve çevre sağlığı konularındaki umursamazlığını yurt dışında da devam ettirdiğini gösterdi.
Kasım ayında gerçekleşen iş cinayetinde Bosna Nehri’ne düşen işçilerden birinin cesedine ancak üç hafta aramadan sonra ulaşılabilmiş ve o zamandan bu yana kamuoyu bir işçinin inşaat platformundan nehre nasıl düştüğünü sorgulamaktaydı. Nitekim zorunlu ve gerekli önlemlerin alınması durumunda bir işçinin inşaat platformundan düşmesi mümkün değil.
Cengiz İnşaat, yaptığı açıklamada şantiyelerinde gerekli önlemlerin alındığını iddia etse de ortaya çıkanlar Cengiz İnşaat’ı yalanlıyor.
Gerçekleşen son kaza ile ilgili olarak Zenica-Doboj Kantonu polisi tarafından yapılan soruşturma 10 Şubat 2022 tarihinde tamamlandı. Cengiz İnşaat milyonlarca euro değerindeki otoyol yapımının önemli bir kısmının ihalesini almış durumda. Yerel mahkemenin talebi üzerine yapılan incelemede Cengiz İnşaat şantiyelerinde 2012 yılından bu yana birçok kazanın soruşturma altına alındığı tespit edildi. Dört davanın sonucunda Cengiz İnşaat’ın toplam 240 bin Bosna Markı (yaklaşık 120 bin euro) tazminat ödediğini de ortaya çıkardı.
YAVAŞ VE EKSİK UYGULAMA CENGİZ LEHİNE
Soruşturmada Cengiz İnşaat’ın özellikle çalışma saatleri, mesai ve izin kayıtları konusunda önemli eksikleri olduğu görüldü. BIRN BİH ise açılan davaların hızlıca sonuçlanmaması, soruşturmaların eksik ve yetersiz yapılması, Bosna’da yargının yanı sıra yürütmenin de önemli zaaflara sahip olmasından dolayı kanunun ya uygulanmaması ya da çok yavaş ve eksik uygulanmasının Cengiz İnşaat’ın bu konuda elini rahatlattığını belirtti.
Öte yandan Zenica-Doboj Kanton Mahkemesi’nin 2012 yılından bu yana Cengiz İnşaat’ın genel olarak iş sağlığı ve güvenliği kontrollerinde eksik kaldığı, işçilere uygun ekipman sağlanmadığı ve güvenlik önlemleri ve düzenlemelerin sıklıkla ihlal edildiğini tespit ettiği de belirtiliyor.
Örneğin, Cengiz İnşaat’ta çalışmaya başlamasının 20. gününde kolundan yaralanan ve bundan dolayı engelli olan bir işçinin açtığı davada Cengiz İnşaat 55 bin mark tazminata mahkûm oldu. Fakat kolu sakatlanan işçinin yürüttüğü mücadeleden dolayı beş sene sonra Cengiz İnşaat’ın ödemesi gereken tazminatın 135 bin marka çıkarılmasına karar verildi. Başka bir işçinin yaşadığı omurilik zedelenmesi ile ilgili açtığı davada Cengiz İnşaat tazminata mahkum edilmesine rağmen bu tazminatı halen ödemedi.
CENGİZ İNŞAAT’A ULAŞILAMIYOR
Konunun üzerine giden gazeteciler ise bambaşka bir gerçeklikle karşılaşmanın şokunu yaşadıklarını belirtti. Konuyla ilgili Cengiz İnşaat yetkilileriyle görüşmek isteyen Focus dergisinden Semira Degirmenciç, Bosna’da “Cengi”z ismiyle kayıtlı birkaç firmanın olduğunu ve hiçbirinin de telefon ve adres bilgisine ulaşamadığını kaydetti. E-postaların çalışmadığını, telefon numaralarının ise münferit kişilere ait olduğunu tespit ettiğini söyleyen Degirmenciç, bu firmanın Bosna’da şimdiye kadar 600 milyon euro değerinde inşaat işi yapmış bir firma olmasına dikkat çekti.
Degrimenciç’in yaşadığı durumun benzerini yaşayan ve bundan dolayı Zepçe’deki şantiye şefliği ile iletişime geçen BIRN BİH muhabirleri ise şantiye şefliğinin dava süreci devam ederken bir röportaj veremeyeceklerini belirttiklerini ifade ettiler. Bunun yerine şantiye şefliği tarafından Cengiz İnşaat’ın küresel ölçekte 50 bin çalışanının olduğu ve tüm İSG düzenlemelerine riayet ettiği, yerel ölçekte ise Bosna’daki kanunlara uyduğunu, herhangi bir vergi ya da sigorta borçlarının olmadığı gibi gazetecilerin asıl merak ettiği konulara değinmeyen bir yazılı yanıt verildi.
İNCELEMEYE İZİN YOK
Öte yandan Cengiz İnşaat’ın yazılı açıklamasında ifade ettiği gibi yerel iş kanunlarına ve İSG yönetmeliklerine ne kadar riayet ettiği de sorgulanıyor. Davalara konu olan olaylar incelendiğinde, işçilerin çalışma kayıtlarının düzenli tutulmadığı görüldü. BIRN BİH muhabirlerinin Zepçe’deki şantiyede çalışan Türk ve Bosnalı işçilerin barınma koşullarını inceleme amaçlı talepleri ise Bosna-Hersek Federasyonu Otoyolları yönetimi tarafından reddedildi. Gazeteciler, Federal Ulaşım ve İletişim Bakanlığından elde edilen veriler doğrultusunda şantiyelerde çalışan Türk işçi sayısının Bosnalı işçi sayısının dört katı olduğu ve münferit olarak ulaştıkları Türk işçilerin ise çalışma koşullarından ve özellikle de aldıkları ücretten oldukça memnun olduklarını ifade etti.
Şantiye civarında yaşayan halk da Cengiz İnşaat’ın çalışmalar sırasında çevreye verdiği zararı telafi etmemesinden de şikâyetçi. Gerekçe ise özellikle hafriyat çıkarılması, taşınması ve depolanmasında özellikle Bosna Nehri’nde yarattığı kirlilik ve dinamitle patlatmaların verdiği zararlar…
EN ÇOK DEVLET İHALESİ ALAN ÜÇÜNCÜ FİRMA
Deutsche Welle gazetecilerinden Serdar Vardar’ın daha önce Türkiye’de yaptığı araştırmalara referans veren BIRN BİH muhabirleri, Recep Tayyip Erdoğan’ın iktidara gelmesi ile birlikte özellikle 2010 yılından bu yana önemli bir büyüme gösteren Cengiz İnşaat’ın, Dünya Bankası kayıtlarına göre dünyada en çok devlet ihalesi alan üçüncü firma olduğuna dikkat çekti. Başta İstanbul Yeni Havalimanı inşaatı olmak üzere Cengiz İnşaat’ın şantiyelerinde çalışan işçilerin kötü, güvensiz ve sağlıksız çalışma koşullarında uzun saatler boyunca hayatlarını tehlikeye atacak biçimde çalıştırıldıklarının altı çizildi. Zaman zaman protesto ve iş bırakmalara sahne olan Cengiz İnşaat şantiyelerine polisin müdahale ettiği ve tutuklama ve gözaltıların olduğu da eklendi.
TEK KURUŞ CEZA ÖDEMEDİ
Bosnalı siyasi analizci Adnan Huskiç de Cengiz İnşaat’ın Türkiye’de sahip olduğu “ayrıcalık”lara Bosnalı ve Türk liderler arasındaki sıcak ilişkiler sayesinde kısmen Bosna’da da sahip olduğunu belirtti. Örneğin, şantiyeleri son üç senede 20 kez soruşturma ve incelemeye alınan Cengiz İnşaat’ın tek kuruş bile ceza ödemediği kaydedildi. Bosna’da genel olarak İSG, çevre sağlığı ve güvenliği konusunda hem mevzuatın hem de uygulamanın zayıflığına ve yetersizliğine dikkat çekildi.
Bu bağlamda Cengiz İnşaat’ın bir ayrıcalığa tabi tutulmadığı, nitekim genel olarak Bosna’daki firmaların İSG ve çevre sağlığına dikkat etmedikleri ve bunun da cezalandırılmadığına işaret edildi.
'YÜKSEK KARLI SÖZLEŞMELER ALMAYA DEVAM EDİYOR'
Konuyla ilgili İleri'ye değerlendirmelerde bulunan BIRN BIH Ofisi Editörü Semir Muykiç ise şunları söyledi:
"Kasım 2021'in başlarında, Bosna-Hersek'te yapılan bir otoyol inşaat sahasında Bosna Nehri'ne vincin çarpması sonucu Cengiz İnşaat’ın iki işçisi öldü ve biri yaralandı. Ölümleri, hem Türk hem de Bosnalı işçilere nasıl davranıldığı ve Türk inşaat firmasının iş yeri güvenlik standartları meselesini gündeme getirdi. Ancak, Cengiz İnşaat ve yerel makamlar çoğunlukla bu soruları ele almak konusunda isteksiz davrandı. BIRN, şirket aleyhine açılan davaları yakından inceledi ve eski işçiler ve kamu müfettişleriyle görüştü. Araştırmamız, kamuoyu ve işçiler arasındaki memnuniyetsizliğe ve işyeri güvenliğinin zayıf olduğunu vurgulayan kararlara rağmen, Cengiz İnşaat’ın neredeyse hiçbir yaptırıma karşılaşmadığı ve yüksek karlı sözleşmeler almaya devam ettiğini gösteriyor. Cengiz ise hala kendisine yöneltilen iddiaları reddediyor."
BOSNA’DA TÜRK YATIRIMLARI
Bosna’daki Türk yatırımları uzunca bir süredir Bosna’da kamuoyunda tartışılıyor. Sekiz sene önce yayınlanan bir raporda siyasî düzlemdeki hamasi söylemlere rağmen Bosna’daki Türk yatırımların çok zayıf olduğu verilerle gösterilmişti.
Bir yandan Bosnalı yönetici elit ile Saray Rejimi arasındaki siyasi ilişkilerin bir türlü iktisadi ilişkilere yansımadığına dikkat çekilirken, öte yandan da halk arasında Türk firmalarında çalışan Bosnalıların çok kötü çalışma şartlarına tabi tutulduğu, konuşulan konular arasında. Sosyalist Yugoslavya döneminin işçi refahının hemen hemen tüm yabancı yatırımcılar tarafından alaşağı edildiği ama çalışanların haklarına en az önemi Türk firmaların verdiği de belirtiliyor.