Bir işçinin gözünden: Ford Otosan mühendislerinden mektup

Bir işçinin gözünden: Ford Otosan mühendislerinden mektup

Biz “işveren vekili” değil, düpedüz işçiyiz. Bu sebeple çıkarlarımızın işveren çıkarlarıyla çatışır hale geldiği koşullarda, haklarımızı savunabilmek için aynı saha çalışanı “sınıf arkadaşlarımızın” yaptığı gibi ortak hareket etmeye, bir arada mücadeleye çağırıyoruz.

Yaklaşık 5000 ofis çalışanının olduğu Ford Otosan şirketinde çalışan mühendisleriz. Meramımızı anlatabilmek için öncelikle alışıldık olanı özetlememiz gerekiyor.

Yaklaşık 2 bin 300 mühendisin ve toplamda 20 bine yakın işçinin çalıştığı şirketimizde iki ayrı maaş belirleme politikası var. İlki işveren sendikası olan Türkiye Metal Sanayicileri Sendikası'nın (MESS) ve metal iş koluna bağlı çalışanların sendikası vasıtasıyla (Türk Metal) elde ettiği Toplu İş Sözleşmesi (TİS) ile uzlaşma sağlanması. İkincisi ise ürün geliştirmeden finansa, satıştan üretimin her kademesine kadar tüm departmanlarda yer alan mühendis ve beyaz yaka çalışanların ücretlerinin Koç Holding ve Ford Otosan genel müdürlüğü tarafından bildirilmesi. Ne yazık ki, sendika ve işveren çok uzun süre önce anlaşarak ofis çalışanlarını TİS kapsamından muaf tutarak, ofis çalışanlarının, mühendislerin elindeki tek resmi anlaşma aracını da elinden almıştı.

Bildiğiniz gibi geçtiğimiz haftalarda Toplu İş Sözleşmesi kapsamında MESS yüzde 35’lik bir zam önermiş ve işçilerin direnmesiyle ve grev kartını elinde tutmasıyla birlikte 6 aylık yüzde 105.1, yıllık yüzde 157’lik ücret artışını kabul etmek zorunda kalmıştı. Her ne kadar işçilerin talebi daha yüksek olsa da anlaşmaya varıldı ve Ford Otosan’da da dahil olmak üzere TİS’e dahil olan metal iş kolunun sendikalı işçileri 1 Mart 2024 itibariyle hak ettikleri ücreti, 36 bin 37 TL ve 51 bin 578 TL arasında alacaklar. Mücadelelerini selamlıyoruz!

Peki TİS’e dahil olmayan işçiler, yani, mühendisler, ofis çalışanları ne olacak?

Türkiye’nin içinde bulunduğu ekonomik durum ve maaşlar nedeniyle memnuniyetsizliği günden güne artan bizlere haziran ayında ara ücret düzenlemesi olarak yüzde 35 artış verilmişti. Türkiye’deki her işçi gibi, özellikle mesleğe yeni başlamış (0-5 yıllık) mühendisler artan enflasyon, tırmanan kira ve yaşam giderleri nedeniyle gün geçtikçe daha zor koşullar altında yaşamını sürdürmeye çalışıyordu.

Bugünlerde bize tebliğ edileceğini duyduğumuz ücret artışı miktarı, performans notlarına bağlı olarak değişmekle birlikte yüzde 37-42 arasında kalarak verdiğimiz emeğin karşılığını yansıtmayacak şekilde, aylık ortalama maaşlarımızı yaklaşık 38 bin-50 bin TL arasında belirlemektedir.

2023 Aralık ayında 4 kişilik bir ailenin ortalama yoksulluk sınırı 47 bin TL olarak açıklanmışken, bu rakamlarla 2024'te yaşamanın ne kadar imkansız hale geldiği aşikar. Ayrıca son 7 yılda Türkiye ihracat şampiyonu olan bir şirkette çalışan "nadide, seçilmiş" mühendisler olarak; çalıştığımız şirketi son 3 yıldır Ford Romanya fabrikasında bilfiil başarıyla temsil eden ve Ford'un Avrupa ve Amerika fabrikalarındaki projelerde yıllardır söz sahibi olan bizlerin hak ettiğinin bu olmadığı ortada.

Bu sebeplerle bu artış oranlarına itirazımız var! Oranları tebliğ edecek olan ilk ve orta kademe yöneticilik görevindeki işçi arkadaşlarımızı bu oranların tebliğini yapmamaya, tebliğ edilse bile çalışan arkadaşlarımızı bu tebliği onaylamamaya çağırıyoruz.

Yıllardır süregelen şekilde sürecin en önemli paydaşı olan bizleri karar sürecine katmadan, şeffaf olmayan yollarla, karlılık odaklı yapılan düzenlemeleri kabul etmiyoruz. Biz finansal tablolardaki sayılar değil, Ford Otosan’ı sırtında taşıyan mühendisleriz.

Öncelikli olarak "hep beraber" hareket edebilmek için bulunduğumuz her ortamda bu konuyu konuşmalıyız, emeğimizin karşılığını almak için işverenimizle pazarlık yapma hakkımızı nasıl kullanacağımızı tartışmalıyız. Biz “işveren vekili” değil, düpedüz işçiyiz. Bu sebeple çıkarlarımızın işveren çıkarlarıyla çatışır hale geldiği koşullarda, haklarımızı savunabilmek için aynı saha çalışanı “sınıf arkadaşlarımızın” yaptığı gibi ortak hareket etmeye, bir arada mücadeleye çağırıyoruz.

DAHA FAZLA