Bir işçinin gözünden: Alagöz Kültür Merkezi’nde sendikal mücadele

Bir işçinin gözünden: Alagöz Kültür Merkezi’nde sendikal mücadele

Mücadele rotamıza mahkeme sürecindeki gelişmelere göre yön vereceğiz. Biz duruşumuzu bozmayacağız. Sendika ile iletişim halindeyiz, nasıl ilerleyeceğimize birlikte karar vereceğiz.

Bir Alagöz Kültür Merkezi İşçisi

Alagöz Kültür Sanat Merkezi'ndeki çalışma koşullarından başlayayım. Bizi en fazla etkileyen durum çalıştığımız alandaki ısıtma ve soğutma sorunlarıydı. Yazın sıcaktan etkileniyor, kışın ise soğuktan donuyordunuz. Bizler dansçıyız, çok eforlu bir iş yapıyoruz, dolayısıyla mesaide yüksek kalorili öğünler almamız gerekiyor. Bir süre yönetim yemek sağladı fakat tabii atıştırmalık düzeyinde, kalori ihtiyacımızı karşılayan besinler değildi. Ardından mesaide verdikleri öğünleri kestiler. Bir diğer sorun ise yönetici eğitmenlerin bize karşı tutumlarıydı. Dansçılara bağırarak, emir verir şekilde konuşmaları, mobbing uygulamaları çalışma isteğimizi etkiliyordu. Ücret konusuna dair de şöyle bir durum vardı. Kültür Merkezi el değiştirdi, Alagöz Holding’in yönetimine geçti. Biz çalışanlara çeşitli sözler verildi: "Ücretleriniz yükselecek, daha iyi ekipmanlar alacaksanız" denildi. Fakat hiç birini yerine getirmediler. Ücretlerimiz ise asgari ücreti takip etti. Ücreti artırıyorlardı fakat peşinden asgari ücrete zam geliyordu, arada çok az bir fark kalıyordu. Son olarak asgari ücret 11 bin 500 lira olduğunda, ücretlerimiz 12 bin lira civarındaydı. Ücret kesintisi konusunda ise çok sert bir tutumları vardı. Dans derslerine bir dakika geç kalk, Derslere girerken, çıkarken bir dakika geç kal, günlük kesinti yapıyorlardı. Mesaiye bir saat geç kaldığında tüm ücreti neredeyse kesiyorlardı. Fakat fazla mesai yaptığımızda, mesai ücretimiz ödenmiyordu. Hatta bazen pazar günleri bile bizi çalıştırdılar. Ödeme talep ettiğimizde ise haftalık 45 saat yasal çalışma süresini doldurmadığımızı iddia ediyorlardı. Mesela turneye gidiyoruz, yasa gereği turne boyunca mesai yazılır (Uçağa bindiğin saatten, turne dönüşü evine girdiğin saate kadar). Buna göre bize izin yaptırmaları gerekiyor. Normalde bir-iki hafta izne çıkmamız gerekiyordu fakat bize ancak üç-dört günlük izin yazıyorlardı.

Önceki işimde yaşadığım haksızlıklar ve adaletsizliklere karşı çıkmak için sendikaya üye olma kararı almıştım. Sendikanın ne olduğunu araştırdım, sendikalı olmanın ne işe yaradığını biliyordum. Alagöz Kültür Merkezi'nde ise bizleri sendikada örgütlenmeye yönelten olay şu oldu: Genel müdürle yaptığımız toplantıda haklarımızı talep ettik, ücretlerde iyileştirme istedik. Yönetim bize sizin hakkınız yok, bu taleplerinizi tanımıyorum diyerek sert bir yanıt verdi. Bu tavrı mücadele fitilini ateşledi diyebilirim. Çalışma arkadaşlarımla toplantılar yaptık, haklarının ne olduğunu, sendikanın ne işe yaradığını anlattık. Birbirimizi ikna etmemiz zor olmadı. Haklarımız verilmiyor, verilen sözler yerine getirilmiyordu. Üzerine yönetimin tavrı, bardağı taşıran sonra damla oldu. Bu durumun üstesinden gelmek için Sosyal-İş Sendikası'na üye olmaya karar verdik. Yönetimin tepki vereceğini bildiğimiz için örgütlenmeyi gizlice yürüttük. Herkesi tek tek kenara çekip, aklındaki çekinceleri yanıtladık ve yaklaşık 30 kişiyi Sosyal-İş sendikasına üye yaptık. Fakat işyerindeki muhbirler durumu yönetime yetiştirmişler. Yönetim manipülasyonlara başladı, örgütlülüğümüzü kırmaya çalıştı. En sonunda bizleri Kod-49’u gerekçe göstererek, görevimizi yapmadığımızı iddia ettiler ve tazminatsız işten attılar.

Anayasal hakkımızı kullandığımız için hukuksuz yere işten atıldık. Sendika ve avukatımız yanımızda durdu, onlara da danıştık ve eylem yapmaya karar verdik. 2,5 yıldır yönetimle toplantılar yaptık, konuştuk, tartıştık, taleplerimizi dile getirdik, dilekçeler verdik ve maalesef hiçbir yol alamadık. Tek çözüm sendikada örgütlenmek ve patronun saldırısı karşısında eyleme geçmekti. Eyleme pek güçlü çıkamadık, içerdeki destek dağıldı. Yönetime karşı daha güçlü durmalıydık. Şu anda hukuki süreç devam ediyor, 29 Eylül'de ilk duruşmamız görülecek. Şahitler, deliller biz işçilerin lehine, yönetimin aleyhine gözüküyor. Yönetimin ne cevap vereceğini merakla bekliyoruz. Sendikadaki arkadaşlara da teşekkür borçluyuz, örgütlenme sürecinde tanıştığımız insanlar mücadele süresince kadar hep yanımızda durdular. Mücadele rotamıza mahkeme sürecindeki gelişmelere göre yön vereceğiz. Biz duruşumuzu bozmayacağız. Sendika ile iletişim halindeyiz, nasıl ilerleyeceğimize birlikte karar vereceğiz.

DAHA FAZLA