Halkın enflasyonunda ‘yüzde yüze’ ramak kaldı

Artık bir taraftan kalıcı ve akılcı politikalarla fiyat istikrarını sağlamanın, aynı zamanda da sosyal transferlerle ve kamu öncülüğünde başlatılacak ve herkese aş ve iş yaratacak yeni bir sanayileşme hamlesinin başlatılmasının zamanı gelmiş ve geçmektedir.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan Ekim 2022 enflasyon rakamlarına göre tüketici (manşet-TÜFE) enflasyonu aylık yüzde 3,54; yıllık ise yüzde 85,51; üretici (Yİ-ÜFE) enflasyonu ise aylık ve yıllık olarak sırasıyla yüzde 7,83 ve yüzde 157,69 oranlarında arttı. Tüketici enflasyonu 24 yılın en yüksek tüketici enflasyonu rakamı olarak kayıtlara geçti. Eğer gelecek ay enflasyon oranı, Kasım 2021 aylık enflasyonu olan yüzde 3,51’in üzerinde artmazsa, Ekim 2022 yıllık enflasyonu zirve enflasyon oranı olarak da tarihe geçecek.

Yeni açıklanan enflasyon oranları ile birlikte geçen ay 69,05 puan olan üretici ve tüketici enflasyonu farkı, 72,18 puana çıktı. Bununla da kalmadı: Ekim 2021’de yüzde 19,89 olan TÜİK’in tüketici enflasyonu yüzde 86’ya; İstanbul Ticaret Odası’nın (İTO) yüzde 20,76 olan enflasyonu yüzde 108,77'ye; bağımsız akademisyenlerin oluşturduğu Enflasyon Araştırma Grubu’nun (ENAG) enflasyonu ise yüzde 185,34’e yükseldi. Geçen yılın ekim ayında TÜİK’in tüketici enflasyonu ile İTO enflasyonu arasında, İTO enflasyonu lehine olan fark sadece 0,87 puan iken bu ay 23,97 puana çıktı.

Halkın (gıda) enflasyonu da TÜİK’in tüketici enflasyonuna fark atmaya devam ediyor.

TÜİK’in tüketici enflasyonu sadece İTO’nun, ENAG’ın ve TÜİK’in üretici enflasyonuna yenilmekle kalmadı, halkın enflasyonuna da yenildi: yüzde 85,51’lik tüketici enflasyonuna karşı halkın enflasyonu yüzde 99,05 oldu. Yani yüzde 100’e, üç haneli rakamlara ulaşmasına ramak kaldı. Böylelikle bir önceki ay 9,60 puan olan halkın enflasyonu ile TÜİK’in tüketici enflasyonu farkı 13,54 puana çıktı. Zaten TCMB tarafından yayımlanan “Ekim Ayı Fiyat Gelişmeleri” raporunda, yıllık tüketici enflasyonundaki artışa en belirgin katkının gıda grubundan geldiğine vurgu yapılmıştır[1]. Ekim’de aylık enflasyon yüzde 3,54 oranında, yıllık enflasyon 2,06 puan artarak yüzde 85,51 olurken; Gıda ve Alkolsüz İçecekler grubunda aylık artış yüzde 5,09; yıllık artış yüzde 99,05 olmuştur. Aynı artışlar sırasıyla İşlenmemiş Gıda’da  yüzde 7,21 ve yüzde 92,24; Taze Meyve-Sebze’de ise yüzde 14,34 ve yüzde 77,75 olmuştur. Önümüz kış ve taze meyve sebzede daha ciddi fiyat artışlarının görülmesi olası. Bu nedenle izleyen grafikte görülen halkın enflasyonu ile TÜİK’in tüketici enflasyonu arasındaki farkın daha da açılması beklenmelidir.

Bu gidişle çalışanlarının büyük çoğunluğunun asgari ücret aldığı, bu nedenle de asgari ücretin ortalama ücrete dönüştüğü ülkemizde; bu enflasyon rakamları ile emekçiler, geniş halk kesimleri bir süre sonra karnını bile doyuramayacak hale gelecektir. Bu nedenle, sürekli artan enflasyonun yol açtığı bölüşüm sorunları yeni dönemin en önemli sorunu ve tartışma konusu olacaktır. 2023 yılı bütçesine hem zenginlere hem de yoksullara dağıtılmak üzere konulması öngörülen yaklaşık yüzde 12’lik ödeneklerle Türkiye’de yoksulluk sorunu çözülemeyeceği gibi daha da ağırlaşacaktır. Artık bir taraftan kalıcı ve akılcı politikalarla fiyat istikrarını sağlamanın, aynı zamanda da sosyal transferlerle ve kamu öncülüğünde başlatılacak ve herkese aş ve iş yaratacak yeni bir sanayileşme hamlesinin başlatılmasının zamanı gelmiş ve geçmektedir. Haziran 2023 seçimlerine, daha demokratik, daha yaşanabilir, daha çevreci, daha insancıl, daha barışçıl bir Türkiye hayali ile bakmanın yanında biraz da bu açıdan bakmak, yapacağımız siyasi tercihlerimizde hem bizi hem de ezilen büyük halk yığınlarını mutlu etmenin yollarını açacaktır. 


[1] Daha fazla bilgiye https://www.tcmb.gov.tr/wps/wcm/connect/87c0c30a-ff99-4f11-9eaa-f1e8747e7152/afiyatekim22.pdf?MOD=AJPERES&CACHEID=ROOTWORKSPACE-87c0c30a-ff99-4f11-9eaa-f1e8747e7152-oh1s7E4 linkinden ulaşılabilir.