Çay bizim, söz bizim

Üreticinin aleyhine bir kanunun çıkmasına asla izin vermeyeceğiz. Üretici kararlı. Gerekirse Meclis önünde olacağız.

Böyle söyleyerek yola çıkmıştık ve devam ediyoruz. İmza kampanyamız çay üreticileri tarafından inanılmaz bir kabul gördü. Kimse böylesine bir ilgi beklemiyordu.

Evet, ortada bir sorun vardı ve yıldan yıla büyüyordu. Üretici de bu yıl yüksek enflasyon ve zamlarla gübresini alamamış, çayına gübre vuramamıştı. Gizliden bir öfke birikmişti aslında hükümete karşı.

Sadece bu öfkesini dışarı vuracak bir hareket yoktu ortada. Çay Meclisleri tam da bunu yaptı. Belirlenen talepler çerçevesinde hızlı bir şekilde imza kampanyasını başlatınca, üretici tam da istediği konuşma ortamını bulmuş oldu.

Günler içinde imza sayısı binlerle sayılır oldu. Kimse bu çalışmayı kimin yaptığına bakmıyordu. Üretici, kendine sahip çıkıyordu. Çay bölge için çok önemliydi. Fındıkla birlikte bölgenin ekonomik yükünü çeken üründü.

Ama son yıllarda AKP hükümetinin tarım politikaları çayı da can çekişir duruma getirmiş, özel firmaların keyfi politikalarına teslim etmişti. Tarımda kota uygulamasından çay da yıllar içinde nasibini almış, üretici, neoliberal politikaların diğer ürünlerde olduğu gibi son kurbanı olma yoluna girmişti.

Bu politikaların sonucu olarak çaycının kendisi için güvence olarak gördüğü ÇAYKUR, Varlık Fonu'na devredilerek bilinçli bir şekilde her yıl "zarar ettirilmeye" (açıklanmaya) başlanmıştı. "Zarar eden bir KİT, devletin sırtına bir yüktür" anlayışı üreticiye kabul ettirilmeye çalışıldı.

Bütün bu politikaların tek çözüm adresi, üreticinin kendi öz örgütlülüğünü kurmasından ve ürününe sahip çıkmasından geçiyordu. Öncü üreticiler bunu yaptılar. Bu tehlikeyi anlatmanın yolu, çay üreticisinin sorunun çözümünün kendinde olduğunu ona anlatmaktan geçiyordu.

Sorunlar belliydi, talepler belirlendi. Acil olanlar öne alındı. Çünkü sezon açılıyordu. Kısa zamanda ilk taleplerden oluşan kampanya hızla büyüdü. Hızlı bir şekilde 12 Mayıs 2022 tarihinde toplanan imzalarla iki koldan, doğudan Trabzon’un Of ilçesinden bir yürüyüş kolu ve batıdan Hopa, Kemalpaşa, Fındıklı, Pazar tarafından bir yürüyüş kolu ile yapılacak yürüyüşle Rize merkezde ÇAYKUR Genel Müdürlüğü önünde buluşulacak, orada kitlesel bir basın açıklaması ile toplanan imzalar kuruma teslim edilecek ve Tarım Bakanlığına gönderilecekti.

Üreticilerin bütün planı buydu. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 14 mayıs 2022'de Rize’ye gelecek ve orada Rize-Artvin Havalimanı'nı açacaktı. O gelmeden üretici ona sesini duyurmak istiyordu; "Çay bizim, söz bizim. Ekmeğimize sahip çıkıyoruz" diye.

Bir gün öncesinde sosyal medya üzerinden yürütülen yoğun bir kampanya ile çay üreticisi, iyice kendisini ve sesini duyurdu. Oyun oynamıyordu. Geçmişteki gibi her zaman yapılan küçük bir eylem değildi. Bu durum egemenleri rahatsız etti.

Akabinde Rize Valiliği yayımladığı bir genelge ile 12 mayıs 2022 ile 16 mayıs 2022 tarihleri arasında tüm Rize ili genelinde 5 günlük her türlü eylem, toplanma, basın açıklaması vs. yasağı getirdi.

Üreticilerin gücünden korkmuşlardı. Oysa çay üreticisinin derdi bir basın açıklaması ile taleplerini hükümete duyurmaktı. Hükümetin en ufak bir muhalif eyleme tahammülü yoktu. Çünkü ne yaptıklarını biliyorlardı. Söyleyecek sözleri yoktu.

Kemalpaşa’dan başlayan yürüyüş Rize il sınırında durduruldu. Of’ta ise üreticiler bildiri dağıtarak bu yasağı bir basın açıklaması ile kınadılar. Uzun pazarlıklar ve  Karadenizlinin inadıyla anlaşarak, seçilen temsilciler ile imzaları Çaykur’a ulaştırdık.

İlk adımı atmıştık. Şimdi o imzaların takipçisi olacağız. İşimiz bitti mi?

Elbette hayır. Daha yeni başlıyoruz. Asıl sıkıntımız özel sektörün istekleri üzerine hazırlanan "Çay Kanunu" çalışması. Bu taslağın Meclis'e kadar gittiğini Tarım Bakanının daha yeni "Çay üreticisi rahat olsun, Çay Kanunu yasa tasarısı gündemimizde" sözlerinden biliyoruz artık. Bu taslak metinde üretici yok. Ve içinde neler olduğunu bizlerden saklıyorlar.

Öğreneceğiz. Üreticinin aleyhine bir kanunun çıkmasına asla izin vermeyeceğiz. Üretici kararlı. Gerekirse Meclis önünde olacağız.

Tekrar söylüyoruz; Çay bizim, söz bizim.