Türkiye İşçi Partisi (TİP) Sözcüsü ve İstanbul Milletvekili Sera Kadıgil, TBMM Başkanı Mustafa Şentop’un oğluna özel açılan kadro ilanını Meclis gündemine taşıdı. İstanbul Teknik Üniversitesi’nde açılıp iptal edilen ve ardından Şentop’un oğlunun niteliklerine göre tekrar ilan edilen kadroyu soran Kadıgil; “Onların çocuklarına şahsa teslim kadrolar tesis edilirken, bizim gençlerimiz emeğiyle kazandıkları sınavlardan dahi eleniyorlar. Selefleri FETÖ’nün soruları çalmakla başlattığı süreç bugün soruları dahi çalmaya gerek olmadan şahsın niteliklerine uygun sınavlar düzenleyerek devam ediyor. Şentop’un oğlu başarı sağlayana kadar, sınavı tekrar eden İTÜ’nün atanmış rektörü akademi için utanç kaynağıdır” dedi.

‘ŞENTOP’UN OĞLU KADROYU ALANA DEK SINAVA DEVAM’

Kadıgil; İTÜ’de 24 Ekim 2022 tarihinde ilan edilen sınavı Mustafa Şentop’un oğlu başarı sağlayamadığı için “sınavda usulsüzlük olduğu iddia edilerek” iptal edilmesini ve ardından 31 Aralık’ta açıklanan kadro ilanındaki şartların Şentop’un oğlunun rakiplerini azaltacak şekilde düzenlenmesi iddilarını Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer’e sordu.  Sera Kadıgil; “Siz yıkın kanun arkadan gelir’ anlayışıyla adalet algısını her mecrada tahrip eden AKP’nin şanslı çocuklarına bir imtiyaz daha. Tut ki dedikleriniz doğru hani duran bir saat misali günde iki defa doğruyu gösteriyorsunuz.  Ve tut ki; gerçekten Şentop’un oğlu için değil sınavda usulsüzlük yapıldığı için iptal ettiniz sınavı, nedir bu usulsüzlük, sorumlusu kimdir bunlar incelenmeden yeniden kadro ilanı nasıl açılır?   AKP’nin çocuklarına kadro ısmarlayanlar, halkın çocuklarına işsizlik ve hayal kırıklığını reva görüyorlar.  Bu düzenle hesaplaşacağız” açıklamasına bulundu.

Kadıgil, Şentop’un oğlu için açılan kadro iddiasıyla ilgili şu soruların cevaplarını istedi:

1- 24 Ekim tarihinde ilanda “bilimsel hazırlığı bitirmiş olmak” şartı aranmaksızın ilana çıkılmasına karşın 31 Aralık tarihindeki ilanda bu şart neden aranmıştır?

2- 22 Kasım tarihinde gerçekleştirilen sınavın usulsüzlük içermesi nedeniyle kadronun iptal edildiği açıklanmışsa da; usulsüzlüğün neden ve kimden kaynaklandığı niçin açıklanmamıştır?

3- Usulsüzlük ile ilgili soruşturma başlatılmış mıdır? Söz konusu sınavdaki usulsüzlüğün kaynağının tespit edildiği bir soruşturma sonuçlanmadan yeni ilan neden yayınlanmıştır? Yeni kadro ilanı için yapılması öngörülen sınavda yeniden aynı usulsüzlüklerin yaşanmayacağına dair kanaat nasıl oluşmuştur? İdare gerekli önlemleri almış mıdır, bu önlemler nelerdir?

4- Kadro ilanının iptal edilmesinin ardından istifa eden bilgisayar ve bilişim fakültesi dekanları ile bilgisayar mühendisliği ve yapay zeka bölümü başkanlarının istifa gerekçeleri nelerdir? İstifalarının, kadro sınavı ile ilgisi var mıdır?

5- 31 Aralık’ta ilan edilen kadro sayısı neden ikiye yükseltilmiştir? 31 Aralık’taki ilanda başvuru şartlarına eklenen yeni kriter, bir önceki ilana başvuran kaç adayın yeni ilana başvuruda bulunmasına mani olmuştur?

6- 22 Kasım tarihindeki sınavda başarı sıralamasında, Mustafa Şentop’un oğlunun önündeki kaç aday yeni ilan ile başvuru şansını kaybetmiştir?

7- Tüm bunlarla ilgili herhangi bir inceleme yürütülecek midir?

KAYYUM YÖNETİMİNİN EN SIK LULLANDIĞI YÖNTEM: ADRESE TESLİM KADRO

AKP döneminde oldukça sık rastlanan adrese teslim alanlarında yaşanan son örneklerden biri de Boğaziçi Üniversitesi’nde ‘kayyum’ yönetiminin kadrolaşma çalışmaları olmuştu.

Yeni Şafak ve Akşam gazetelerinin hedef göstermesinin ardından sözleşmesi yenilenmeyen Boğaziçi Üniversitesi moleküler biyoloji ve genetik bölümü öğretim üyesi Tolga Sütlü’nün yerine Türk Hava Yolları Eski Genel Müdürü ve şu an Türk Havacılık ve Uzay Sanayi (TUSAŞ) Genel Müdürü olan Temel Kotil’in oğlu Enes Seyfullah Kotil atanmıştı.

Enes Seyfullah Kotil’e özel ilan açılmadan önce özgeçmişini üniversiteye göndermiş ama bölüm tarafından olumsuz görüş bildirilmiş ve işe alınmamıştı. Bölümün olumsuz görüş bildirmesinden sonra Kotil’in özelliklerini tarif eden adrese teslim kadro ilanı 24 Ağustos’ta açılmış ve Kayyum yönetimin olur vermesiyle işe alınmıştı.