ÇED yönetmeliğinde değişiklikle çevre talanına yeni kılıf

ÇED yönetmeliğinde değişiklikle çevre talanına yeni kılıf

ÇED olumlu belgesine itiraz etmenin kanunen belli bir süresi var. Bu süre geçtikten sonra yapılacak itirazlar ya da açılacak davalar reddedilecektir. Sadece bu olasılık bile başlı başına halkın itirazının önüne geçmenin en kestirme yoludur.

Cihan Ersoy

Planlanan bir faaliyetin çevreye getireceği yük, planlanan alanda yaratacağı çevresel etkilerin kestirimini ve bu etkilere karşı alınacak önlemleri içeren raporlar olan Çevre Etki Değerlendirme (ÇED) raporlarının yapısını ve içeriğini belirleyen yönetmelik, 2014 yılından bu yana 4. kez değiştirilerek Resmi Gazete'de yayımlandı. Değiştirilen maddeler içinde özellikle halkın sürece olan katılımı ve yapacağı itirazların önüne geçebilmek için halkın daha etkin katılımını sağlamak amacı ile yeni bir anlayış eklenmiş.

M9/5 (5), halkı proje ve etkileri hakkında bilgilendirmek, halkın projeye ilişkin görüş ve önerilerini almak üzere, Bakanlıkça yeterlik verilmiş kurum/kuruluşlar tarafından Paydaş Katılım Planı (PKP) hazırlanır. Hazırlanan Paydaş Katılım Planı, ÇED başvuru dosyası ekinde sunulur. Bakanlık gerekli gördüğü durumlarda, yeterlik verilmiş kurum/kuruluşlardan halkın bilgilendirilmesine yönelik olarak ÇED süreci boyunca; bilgilendirici broşür dağıtılması, anket-seminer gibi çalışmalar yapılması veya proje ile ilgili internet sitesi hazırlanarak bilgi paylaşılması gibi ilave çalışmalar yapmasını da isteyebilir. Ayrıca Bakanlık tarafından talep edilmesi halinde ÇED süreci içerisinde bu plan güncellenir.

Buradan anlaşılan şu ki zaten işin kolayına kaçarak hazırlanan, çevresel etkilerinin doğru tartışılmadığı, gerekli hesaplamaların usulünce yapılmadığı, birçok ÇED raporu dosyasında gördüğümüz belirtilmesi gereken alternatif yer ve alternatif teknolojilerin esamesinin bile okunmadığı raporlara; planlanan faaliyetin ön raporunun halkın bilgisine sunulmasından sonra yapılacak olan ve demokratik kamuoyunun ekosisteme ve halka vereceği zarara karşı durabileceği, en ön tepki olan halk katılım toplantılarının iptalinin önüne geçmek. Çünkü birçok ÇED raporu daha halk katılım toplantısı yapılmadan iptal edildi.

Aslında, uygulamasının yapıldığı şekli ile ÇED raporları tek bir amaca hizmet etmektedir. O amaç ise proje güzellemesi yapmak, yapılması planlanan projenin üreteceği sözüm ona katma değeri ballandırarak anlatmak. Yani teknik verilerin ve tartışmaların olması gereken rapor, planlanan faaliyetin bir güzellemesi haline getirildi.

Elbette ÇED sürecine yapılabilecek itiraz kalemleri sadece halk katılım toplantısını yaptırmamak değil fakat en önemlisi bu süreç.

ÇED yönetmeliği, birçok yönetmelikten beslenir ve ayrıca birçok yönetmeliğe de kaynak oluşturur. Bu yönetmeliklerden biri de "İşyeri Açma ve Çalışma Ruhsatlarına İlişkin Yönetmelik"tir. Bu yönetmelik, 25/08/2022 tarih ve 31934 sayılı Resmi Gazetede değiştirilerek yayımlandı.

Yönetmelikteki en önemli madde 4. madde. Çünkü bu madde, bir faaliyetin başlaması için gerekli olan çalışma izin belgesi ve iş yeri açma ruhsatının düzenlenmesini yerel yönetimlerden alarak; ÇED olumlu belgesi almış olan faaliyetin bu belgesinin iş yeri açma ve çalıştırma ruhsatı olarak kullanılacağı şeklinde. Baktığınızda prosedürün eksildiğini düşünebilirsiniz ki son derece mantıklı bir çıkarım olur ama ÇED yönetmeliğindeki değişiklik ile beraber okuduğunuzda, kurulacak olan iş yerinin gerekli izinleri verilirken bundan bölge halkı tarafından haberdar olunmasının kanalları tıkanmış olacak.

ÇED olumlu belgesine itiraz etmenin kanunen belli bir süresi var. Bu süre geçtikten sonra yapılacak itirazlar ya da açılacak davalar reddedilecektir. Sadece bu olasılık bile başlı başına halkın itirazının önüne geçmenin en kestirme yoludur. Böylece, planlanan faaliyet kimselerin haberi bile olmadan ruhsatını da almış olarak uygulanmaya başlanacaktır.

Gerek uygulamada gerekse kendi içinde birçok aksaklık bulunan, 5 kez "Olmadı baştan" diye değiştirilen ÇED yönetmeliğinin durumu ortada iken gerekli ruhsat ve izinlerin yerel yönetimlerden, dolayısıyla halkın iradesinden alınarak merkezileştirilmesi;

1-) Bu faaliyetin çevreye olan zararlarından etkilenecek olan halkın iradesini yok saymak,

2-) Sermayeye açık uçlu çek vermektir.
Yönetmeliğin değiştirilen bu maddesine itiraz etmek hayati bir önem taşıyor. Ayrıca, ÇED yönetmeliğinin de hem uygulanması hem de Ek-1 ve Ek-2 listelerinin tekrardan gözden geçirilmesi önemli. Yapısal değişikliklerin mutlaka ve hemen yapılması, örneğin; alternatif yer ve teknolojilerin tartışılması, neden sonuç ilişkilerinin anlaşılabilir hesaplar ve sonuçları ile ortaya konulması, raporda yapılan stokiyometrik vb. hesapların hesap kriterlerinin verilmesi ve kabullerin belirtilmesi gerekmektedir.

Böylece sunulan rapor, planlanan faaliyetin ekosisteme ve çevreye ne kadar yük getireceğini daha açık bir şekilde kamuoyunun görüşüne sunar.

 

DAHA FAZLA