Bir işçinin gözünden: Metro A.Ş. grevi değerlendirmesi

Bir işçinin gözünden: Metro A.Ş. grevi değerlendirmesi

Metro A.Ş. işçileri olarak omuz omuza örgütlü mücadelemize ve halkımıza hizmete devam edeceğiz.

Metro A.Ş. İşçisi

Greve başladığımızda hem sosyal medyadaki tepkiler hem de basında gördüğümüz bazı haberler (“yüksek maaş istiyorlar” tepkileri) biraz moralimizi bozdu.  Grev sonlanıp, anlaşma sağlanana dek neredeyse asgari ücretle çalışıyorduk. İstediğimiz ücret miktarının yarısı da son yapılan zamlardan sonra ev kirasına gidecek. Daha ücretleri elimize almadan zaten zamlar karşısında eridi gitti. Çoğumuz borç batağındayız, yaşamaya çalışıyoruz. Taleplerimiz kabul edilseydi eğer, sadece Metro A.Ş.’deki 625 çalışan için değil; yoksulluk sınırının altında ücret alan tüm işçiler açısından bir kazanım olacaktı.  

İnsanlar, “Genel müdür, profesör maaşı istiyorlar” diye tepki gösterdiler. Biz sadece hakkımız olanı talep ettik. Ücret talebimizi farklı işlerde çalışan arkadaşlarımızın ücretleriyle kıyaslamak doğru değil. Bizler, emeği ve alın teriyle çalışan herkesin insanca yaşayacağı ücret almasını istiyoruz. 

İşçiler arasında anlaştığımız ücretlere dair farklı görüşler vardı tabii ama birçoğumuz grev sonrasında kararlaştırılan yeni ücretlerin kabul edilebilir bir seviyeye geldiğini düşünüyor. Sendika temsilcilerimiz ve işveren son olarak aynı masa etrafında oturdular ve temsilcilerimiz görüşmeler sonunda sözleşmeyi imzaladılar. Sosyal medyada dolaşan “ücretler 39 bin TL’ye yükseldi” iddiası gerçeği yansıtmamaktadır. İzmir halkını mağdur etmemek için elimizden geleni yaptık. Yedi aydır sözleşme sürecindeyiz. Sözleşme görüşmelerinin sonuna gelene dek SODEMSEN yetkilileri bize teklifini açıklamadı.  Greve doğrudan çıkmadık. Öncesinde işvereni uyarmak için sakal uzatarak ve iş yerindeki kıyafet kuralını ihlal edecek türden eylemler yaptık. Grevin İzmir trafiğini ne denli etkileyeceğini zaten biliyorduk. Bunlar yaşanmasın, insanlar mağdur olmasın diye tüm iyi niyetimizle, sabırlı bir duruş sergiledik. Metro işçileri olarak görüşmelerde her zaman açık olan taraf bizlerdik. Biz işçilerin tek sorunu düşük ücretler değil; mevcut iş yükü çok fazla, çalışma şartları çok yıpratıcı. Sekiz farklı vardiya ile çalışıyoruz, dinlenme sürelerimiz çok sınırlı. İnsanlar dışarıdan baktığında sadece sürücüleri görüyor ve yaptığımız işin rahat olduğunu düşünüyorlar. Fakat şunu bilmeliler ki bu işin sorumluluğu çok fazla. Binlerce insanın can güvenliği bizlere emanet. Kullandığımız trenlerin malzemeleri çok pahalı ve tamir maliyetleri çok yüksek. Üzerimizde maddi-manevi, ağır sorumluluklar var. En ufak hatamızda insan canına zarar gelebilir ve dolayısıyla son derece dikkatli olmak zorundayız. Gerek kendi çevrem gerekse dışarıda duyduklarımdan yola çıkarak, İzmir halkının metronun konforunu ne kadar sevdiğini görebiliyoruz. İnsanlar bu sistemden memnunsa, bu demektir ki bizler işimizi düzgün yapıyoruz.

Her ne kadar sosyal medyadaki troller üzerinden bizleri karalamayı, insanları provoke etmeye çalıştılar.  Sabahleyin işimizin başına döndüğümüzde İzmir halkının bizleri ne kadar sevdiğini, mücadelemizi nasıl kucakladığını hep birlikte gördük. Metro A.Ş. işçileri olarak omuz omuza örgütlü mücadelemize ve halkımıza hizmete devam edeceğiz.

DAHA FAZLA