TİP, Yargıtay’ın ‘Gezi’ kararına karşı sokağa çıktı: ‘Gezi Direnişi tarihimizin yüz akıdır’

TİP, Yargıtay’ın ‘Gezi’ kararına karşı sokağa çıktı: ‘Gezi Direnişi tarihimizin yüz akıdır’

Gezi tutsaklarının cezalarının onanması, birçok ilde düzenlenen eylemlerle protesto edildi.

İleri Haber

Türkiye İşçi Partisi (TİP), Gezi Davasında yargılanan 5 sanık hakkında verilen hapis cezalarının Yargıtay tarafından onanmasını protesto etmek için birçok ilde sokağa çıktı. Çok sayıda kent meydanında düzenlenen basın açıklamalarında, “Saray yargısı, karar ilamında yazdığı gibi millet adına değil halk düşmanları adına, Gezi’den korkanlar adına, özgürlüklerimize ve emeğimize savaş açanlar adına karar vermiştir” ifadeleri yer aldı.

Yargıtay 3. Ceza Dairesi, Gezi Davası kapsamında “Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüs” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapse çarptırılan Osman Kavala ile “Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüse yardım” suçundan 18'er yıl hapis cezası verilen Türkiye İşçi Partisi (TİP) Hatay Milletvekili Can Atalay, Tayfun Kahraman, Mine Özerden ve Çiğdem Mater hakkındaki mahkumiyet hükümlerinin onanmasını kararlaştırdı.

Karara yönelik tepkiler büyürken, TİP, çok sayıda ilde sokağa çıkıp basın açıklaması düzenleyerek Yargıtay’ın kararını protesto etti.

‘SARAY YARGISI ÖZGÜRLÜKLERİMİZE VE EMEĞİMİZE SAVAŞ AÇANLAR ADINA KARAR VERDİ’

İstanbul’da Kadıköy Süreyya Operası önünde düzenlenen eyleme, TİP İstanbul Milletvekilleri Ahmet Şık ve Sera Kadıgil ile 14 Mayıs seçimlerinde milletvekili adayı olan Meryem Göktepe de katıldı. TİP İstanbul İl Sözcüsü Melis Akyürek’in okuduğu basın açıklamasında şu ifadelere yer verildi:

“Yargıtay 3. Ceza Dairesinin dün Gezi Davası kapsamında verdiği kararlar Türkiye siyaset ve hukuk tarihine kara bir leke olarak geçmiştir. Osman Kavala’nın cebren ve şiddete başvurarak hükümeti ortadan kaldırmaya teşebbüs; Çiğdem Mater, Tayfun Kahraman ve Mine Özerden’in ise teşebbüse yardım suçlamalarıyla aldıkları cezalar hem kanuni açıdan hem de Gezi’ye katılan milyonların ve halkın vicdanı bakımından yok hükmündedir.

Saray yargısı karar ilamında yazdığı gibi millet adına değil halk düşmanları adına, Gezi’den korkanlar adına, özgürlüklerimize ve emeğimize savaş açanlar adına karar vermiştir.

Gezi, Türkiye’nin bütün kentlerinde özgürlükleri için, doğa için, hakları için yürüyen, hükümeti istifaya davet eden milyonların eseri ve onurudur. Yargıyı siyasetin basit bir aleti haline getirenler şunu iyi bilsin. Halk yargılanmaz. Saray ve onun siyasi çıkarlarına alet olanlar er ya da geç işledikleri suçların bedelini öder.

‘YARGITAY KARARIYLA KESİNLEŞEN HÜKÜM, SARAY’IN HALK DÜŞMANLIĞIDIR’

Yargıtay kararının Türkiye İşçi Partisi Hatay Milletvekili Can Atalay’ı ilgilendiren kısmı, halk iradesini gasp etmeye dönük bir başka hukuk katliamıdır. Can Atalay, on binlerce Hataylının oylarıyla seçilmiş, ömrünü toplumsal davalara adamış bir hukuk ve mücadele insanıdır. Anayasa Mahkemesi’nin Atalay hakkındaki başvuruya ilişkin görüşme takvimini açıkladığı gün Yargıtay tarafından verilen karar halk iradesine AYM’ye ve Hataylılara karşı açık bir tehdit, boyun eğdirme girişimidir. Yaptığınızı görüyoruz ama geri adım atmayacağımızı ilan ediyoruz. Yargıtay kararıyla kesinleşen hüküm, Saray’ın halk düşmanlığıdır. Halk iradesini gasp etmeye çalışmak darbeciliğin en açık ispatıdır.

Can Atalay ve Gezi Davası meselesi, ne bir avuç insanın, ne Hatay halkının ne de sadece TİP’in konusudur. Mesele tüm Türkiye’ye, emekçilere, milyonlara aittir. Yargıtay kararının arkasındaki siyasi irade, milyonlara, Türkiye halkının demokratik tercihlerine saldırma cüreti gösterdiğini bilmelidir. Cezaevindeki siyasi tutsaklar, gazeteciler, kayyumlar ya da en basit demokratik haklarını kullanması engellenen emekçiler bu zorbalığın açık kanıtlarıdır. Bu saldırganlık ve zorbalık, yanıtını mücadelemizle alacaktır.

‘1 EKİM’DE ÖZGÜRLÜK YÜRÜYÜŞÜMÜZÜ BAŞLATIYORUZ’

Zorbalara, halk düşmanlarına meydan okuyoruz. 1 Ekim’de Özgürlük Yürüyüşümüzü başlatıyoruz. Herkes bilsin; bu yürüyüş yalnız TİP’in, yalnız TİP Genel Başkanı Erkan Baş’ın yalnız yürüyüşe fiilen katılan kişilerin olmayacak. Hatay’dan Ankara’ya kadar, özgürlüklerimiz için, halkın demokratik iradesini ortaya koymak için, onurumuz olan Gezi için yürüyeceğiz.

Ama yalnız bunlar için değil… Deprem suçları ve suçlularını ifşa etmek için, emekçilerin hakları için, kadınlar için, doğanın talanına dur demek için, gençler için, barış için, sanatçılar için, gazeteciler için, Cumhuriyet’in ikinci yüz yılına emeğin ve özgürlüklerin damga vurması için yürüyeceğiz.

‘HALK KAZANACAK, GEZİ KAZANACAK’

Yanımızda yüzler, binler, arkamızda milyonlar olarak yürüyeceğiz. İl, il, ilçe ilçe, köy köy özgürlük ateşini büyütmek için yürüyeceğiz. Saray’ın korkusunu gerçek kılmak için, direnen tüm dostlarımızla, toplumsal mücadelenin tüm güçleriyle yürüyeceğiz ve kazanacağız. Halk kazanacak, Gezi kazanacak!”

‘SADECE CAN ATALAY İÇİN DEĞİL, BERKİN İÇİN, ALİ İSMAİL İÇİN, ETHEM İÇİN BURADAYIZ’

Basın açıklamasında, TİP İstanbul Milletvekili Sera Kadıgil de konuştu. Kadıgil, “Sadece Can için değil, Gezi'de yitirdiğimiz her şey için, Ali İsmail'in düşlerindeki o özgür dünyadan vazgeçmediğimiz için buradayız” diyerek şunları dile getirdi:

“Bugün biz buradayız. Sanmayın ki sadece Can Atalay için buradayız, 80 ilde milyonlarca insanın katıldığı bir eylemin yükünü tek başına 5 arkadaşımızın sırtına yıkmaya çalışan o Saray piyonlarına karşı buradayız. Sanmayın ki sadece Can Atalay için buradayız, aramızdan hadsizce aldıkları, polis şiddetiyle katlettikleri Berkin için, Ali İsmail için, Ethem için buradayız.

Biz bugün buradayız çünkü 1 Ekim'de Meclis açılacak. O Meclis’i 599 milletvekiliyle açacaklar çünkü Hatay halkının iradesiyle seçilmiş bir milletvekili, Can Atalay hala Silivri zindanlarında tutsak. Evet dün ablamıza kavuştuk, evet dün Hakan'a kavuştuk. Ama Tayfun, Can, Osman, Mine, Çiğdem hala tutsaklar, hala esirler, hala zindanlardalar. Ve o Meclis’i bir eksikle açacak olanlar, Hatay'da depremzedelerin çadırlarını çalan polis amirlerini tahliye edenler, Hatay'da, Maraş'ta, Malatya'da müteahhitleri tutuklayıp sonra tek tek tahliye edenler, seçilmiş bir milletvekilini tahliye etmedikleri için biz buradayız. Ve sanmayın ki Can Atalay TİP’ten milletvekili olduğu için bizler ‘Gezi onurumuzdur’ diyoruz. Bizler ‘Gezi onurumuzdur’ dediğimiz için Can Atalay bugün bu sıralardan milletvekilidir. Ve biz bu yüzden sadece Can için değil, Gezi'de yitirdiğimiz her şey için, Ali İsmail'in düşlerindeki o özgür dünyadan vazgeçmediğimiz için buradayız.

‘ALİ İSMAİL'İN DÜŞLERİNDEKİ ÖZGÜR DÜNYAYI KURANA KADAR BURADAYIZ’

Herkes şunu çok iyi bilsin, herkes şunu çok iyi duysun: Biz hiçbir yere gitmedik, gitmeyeceğiz, bitmeyeceğiz. Bu ülke bizim, hiçbir yere gitmiyoruz. Gezi ruhuyla direnmeye devam ediyoruz. Ali İsmail'in düşlerindeki özgür dünyayı kurana kadar buradayız. ‘Her yer Taksim, her yer direniş’ demek için bugün buradayız.

Buradan bir kere daha ilan edelim: 1 Ekim'de de tüm örgütümüzle, tüm yurttaşlarımızla birlikte Hatay'da olacağız. Katlettikleri tüm kardeşlerimiz için, esir olarak tuttukları tüm siyasetçiler için, bizlerden çaldıkları özgürlüğümüz için, haklarımız için, katlettikleri ülkemiz için 1 Ekim'de Hatay'da olacağız. Oradan da adım adım Ankara'ya gideceğiz. ‘Her şeyi bir seçimle hallederim’ sananlara inat, direne direne kazanacağız!”

‘GEZİ'YE SELAM OLSUN, GEZİ'DE DÜŞENLERE SELAM OLSUN’

Süreyya Operası önünde düzenlenen basın açıklamasında konuşan Meryem Göktepe de, Yargıtay kararını tanımadıklarını vurgulayarak şunları kaydetti:

“Barışçıl eylemi gerçekleştirenler tüm ülkede gerçekleşen bu protesto eylemlerinden sadece 8 tane insanı suçlu çıkararak faturayı onlara kesmeye çalıştılar. Yargılanması gerekenler sekiz canımızı alanlarken, Gezi'de barışçıl eylemi sürdüren, milyonların katıldığı eylemlerde arkadaşlarımıza kesilen bu faturayı reddediyoruz.

Dün çıkardıkları, Gezi’den suç üretmeye çalıştıkları o kararı hiçbirimiz tanımıyoruz. Hatay halkının iradesiyle seçilen Can Atalay'ın bugüne kadar serbest kalması gerekirken, bugün salt vekilliğine şaibe getirmek için Yargıtay tarafından onanan cezasını da tanımıyoruz.

Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz! Gezi'ye selam olsun, Gezi'de düşenlere selam olsun!”

İstanbul

Ankara

İzmir

Mersin

Muğla