TİP Kadıköy Belediye Başkan Adayı Doğan Ergün’den ‘oyları bölüyorsunuz’ diyenlere: ‘Bizim adaylarımız sağı ortadan kaldırır, güçlü bir sol yaratırız!’

TİP Kadıköy Belediye Başkan Adayı Doğan Ergün’den ‘oyları bölüyorsunuz’ diyenlere: ‘Bizim adaylarımız sağı ortadan kaldırır, güçlü bir sol yaratırız!’

Kadıköy’de düzenlenen aday tanıtım toplantısına, TİP Sözcüsü Sera Kadıgil de katıldı.

İleri Haber

Türkiye İşçi Partisi (TİP), İstanbul’un Kadıköy ilçesinde aday tanıtım toplantısı düzenledi. Toplantıda konuşan TİP Kadıköy Belediye Başkan Adayı Doğan Ergün, “Bu seçimlere güçlenmek, kökleşmek için giriyoruz. Türkiye İşçi Partisi’yle anılan, Türkiye İşçi Partisi’nin kazandığı belediyeler olması Türkiye sosyalist hareketi açısından büyük bir kazanım olacak” şeklinde konuştu.

TİP, İstanbul’da Kadıköy Evlendirme Dairesi’nde düzenlediği etkinlikle Kadıköy adaylarını tanıttı. Etkinliğe TİP Sözcüsü Sera Kadıgil de katıldı.

‘SEÇİM MESELESİ DEĞİL, UMUTSUZLUĞA KAPILMA LÜKSÜ OLMAYANLARIN DURDURULAMAZ DİRENİŞİ’

Açılış konuşmasında 14 Mayıs seçimlerini hatırlatan ve “Umutsuzluğa kapılma lüksümüz yok” vurgusu yapan Kadıgil’in konuşmasından şu ifadeler öne çıktı:

“20 yıldır gençliğimizi yedik. Peki, şimdi bir seçim daha kaybettik diye küsüp oturacak lüksümüz var mı? Yok. O yüzden de bu seçim, geçtiğimiz her seçim olduğu gibi canla başla bu karanlığa karşı mücadele etmeyi, yalnızca kendi mücadelemize değil; çocuklarımızın geleceğine borçluyuz diye düşünüyoruz. Biz bu yüzden bugün burada toplandık ve yalnızca bir Kadıköy meselesi olarak, yalnızca bir seçim meselesi olarak da görmüyoruz bunu. Umutsuzluğa kapılma lüksü olmayanların durdurulamaz direnişi olarak görüyoruz. O yüzden de biraz bugün buradayız. Biz bir şeyleri değiştirmek istiyoruz. Biz bir şeyleri değiştirmek için yola çıktık. Bizden kastım artık Türkiye İşçi Partisi. Mesela siyasete girilecek bir şey olmaktan çıkartmak için biz yola çıktık. Mesela önümüzdeki seçim bir belediye seçimi. Hepimizin ilçesinde, mahallesinde, muhtarlıktan başlayarak hayatımıza en çok dokunacak insanları seçtiğimiz bir seçim. Biz bir şeyleri artık değiştirmek istiyoruz. Mesela iktidarından muhalefetine fark etmeksizin oy birliğiyle o belediye meclislerinden geçen imar kararları var ya, biz bunları artık değiştirmek istiyoruz. Mesela o belediye meclislerine kendileri rantlarını, kendileri inşaatlarını sürdürebilsinler diye patır patır aday olup seçilen belediye başkanlarımızı, belediye meclis üyelerimizi artık değiştirmek istiyoruz.

‘KADIN ADAY BULMAKTA ÇOK ZORLANDIK’

Bu ülkede daha 4-5 yıl önce kurulmuş, adıyla, sanıyla sosyalist bir parti bir milyon oy alabiliyorsa işte bu halk, umut kesilemeyecek bir halktır. Biz bunu çok iyi biliyoruz. 600’de bugün 3 oluruz. Önümüzdeki dönemde 30 oluruz. Bir dahaki dönem 300 oluruz ve bir dahaki dönem bu ülkeyi kurtarmış oluruz. Bunu çok iyi biliyoruz. Bu önümüzdeki seçim de bunun nişanelerinden biri olacak. Doğan’ın çok güzel bir lafı var. ‘Biz o meclislerde odadaki sivrisinek olacağız gerekirse’ diyor. O kadar doğru bir şey ki bu. Geçtiğimiz dönem Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nde bin 200 küsur belediye başkanı seçildi. Bunların yüzde kaçı kadın biliyor musunuz, yüzde 3’ü kadın. Geçtiğimiz 2019 seçimlerinde 52 bin muhtar seçtik biz bu ülkede. Kaçı kadın, tahmin var mı? Bin 200 kadın. On binlerce belediye meclis üyesi seçiliyor. Bunların yalnızca yüzde 10’u kadın. İşte biz bunu da değiştirmeye geliyoruz. Bunu da değiştirmek şart diyoruz sevgili kız kardeşlerim.

Şunu galiba büyük bir gururla söylemek isterim ki, adaylarımızı belirlerken çok panik olduk. Kadın aday bulmakta çok zorlandık. Çok donanımlı kadın arkadaşlarımız, kız kardeşlerimiz vardı. Kiminle konuşsak şu cevabı alıyorduk. ‘Ben beceremem’. Çünkü yıllardır bu söylendi kadınlara. ‘Sen beceremezsin’. Bu öz güvensizlikle büyütüldü bu ülkenin kız çocukları. Ne cevap alıyorduk, biliyor musunuz? ‘Benim bakmak zorunda olduğum bir çocuğum, yaşlım, engellim var. Ben işten çıkıp eve gelip zaten bu ev işleriyle zor uğraşıyorum. Buna ayıracak zamanım yok’. Kadınların bize söylediği şey buydu ve kahretsin ki çok haklılardı. İşte çünkü yüzde 97’si, erkeklerden oluşan o belediye başkanları, lütfedip bir tane kreş açmadıkları için biz kadınlardan bu cevabı alıyoruz ve biz bunu değiştirmeye çalışıyoruz. O kadar çok değiştirecek şey var ki, o kadar çok değiştirmek zorunda olduğumuz şey var ki, o yüzden zaten bizleri siyasetten uzak tutmak için bu kadar canla başla cebelleşiyorlar. Genelde durumumuz ahvalimiz budur. Mesela dün bir canlı yayına katıldım. Yolda yürüyorum. O kadar korktum ki gittiğim binada. O kadar tedirgin oldum ki, önü kapkaranlık. İn cin top oynuyor. Sokakta aydınlatma bile yok. Koşar adım yürüdüm o binaya. Bu tedirginliği ben anlayabilirim. O yüzden o belediyelerin yönetimlerinde, meclislerinde başlarında kadın olmak mecburiyetinde. Çünkü bizim hayatlarımızla ilgili en önemli şeylerin başında yerel yönetimler geliyor ve biz Kadıköy’deyiz.

‘KADIKÖY HAK ETTİĞİ GİBİ YÖNETİLMİYOR’

Artık Kadıköy’e gelelim. Hak ettiği şekilde yönetiliyor mu burası? Burayı onlarca yıldır iktidar da değil, ana muhalefet partisi yönetiyor. Hak ettiği bir biçimde yönetilebiliyor mu? Hak ettiği gibi bir belediye meclisi var mı? Hak ettiği gibi bir çoğunlukla yönetilebiliyor mu? Hak ettiği gibi itirazlar, muhalefet yapılabiliyor mu? Çevresindeki ilçeleri hak ettiği gibi etkileyebiliyor mu? Bu soruların hiçbirine ‘evet’ yanıtı veremediğimiz için biz bugün buradayız. Soran çok oluyor. ‘Kadıköy’de niye aday çıkarttınız?’ Bu yüzden aday çıkarttık. Kadıköy öylesine bir yer değil. Kadıköy bizim bütün Türkiye’de bütün seçim süreci boyunca, geçtiğimiz seçim en yüksek oy aldığımız yerlerden biri. Yani biz ayakları yere basan bir partiyiz.

‘DOĞAN ERGÜN, ELİNİ TAŞIN ALTINA KOYDU’

Ben hiçbir zaman siyasi hayatımın hiçbir noktasında şunu demedim. ‘İlk seçim iktidara geliyoruz. Bu seçim İstanbul’u kazanacağız. Burada 25 tane belediye alacağız’. Hayır. Yalnızca ben değil, hiçbir yoldaşım da bunu demedi ama Kadıköy özelinde şunu göğsümü gere gere söyleyebiliyorum. Tüm Türkiye İşçi Partisi adına söyleyebiliyorum. Türkiye İşçi Partisi, Kadıköy’de bu seçimde, 31 Mart’ta en az 3-4 belediye meclis üyesi çıkartmaya çok ciddi bir şekilde adaydır ve bunu başaracağız. Bunu başarmak için buradayız. Doğan Ergün, bu partinin en kıymetli insanlarından biri. Şu anda çok ciddi bir sorumluluk üstlenmiş durumda. Sonuçtan azade olarak bu saydığım sıkıntıları giderebilmek için, belediye meclisinde temsil edilebilmemizi sağlayabilmek için, Kadıköy’ün hakkıyla yönetilebilmesini sağlamak için Doğan, elini taşın altına koydu.”

‘BU SEÇİMLERE GÜÇLENMEK, KÖKLEŞMEK İÇİN GİRİYORUZ’

Sera Kadıgil, konuşmasının ardından belediye meclis üyesi adaylarını tanıttı. Kadıgil’in ardından kürsüye çıkan Doğan Ergün, büyük bir sorumluluk üstlendiklerini belirttiği konuşmasında özetle şunları kaydetti:

“‘TİP nereden çıktı?’ diyorlar. Çünkü bir statüko bozuluyor. TİP olmasaydı çünkü birçok belediyede belki hesaplar değişecekti. TİP olmasaydı şu anda aklınıza gelen bütün partilerin siyasetle kurduğu ilişkiler başka türlü olacaktı. TİP olmasaydı çünkü işçiden, emekçiden, hayvan haklarından, kadın mücadelesinden daha az bahsedilecekti. TİP mücadele eden insanların isyanından, inadından, iradesinden, kadınların mücadelesinden çıktı. TİP, işçinin, emekçinin hak arayışından çıktı; doğa için, ağaçları için, nehirleri için mücadele eden insanların mücadelesinden çıktı. Şimdi statükoyu bozmak istiyoruz. Statükoyu bozmak o kadar kolay değil. Adım adım gideceğiz ve bu seçimlere niye giriyoruz? Bu seçimlere güçlenmek, kökleşmek için gidiyoruz. Bu iş kolay olmayacak. Gerçekten siyaseti, siyasi mücadeleyi biraz bilen herkes adım adım bu mücadeleyi güçlendireceğimizin farkında olmalı. Biz de öyle olalım. Biz artık yönetmeye talibiz. Şimdi gözümüzü kapatalım. 1 Nisan sabahına uyanalım. 1 Nisan sabahı Hatay’da, Balıkesir’de, Nevşehir’de, Tokat’ta, Erzincan’da, belki İstanbul’da bile Türkiye İşçi Partisi’yle anılan, Türkiye İşçi Partisi’nin kazandığı belediyeler olması Türkiye sosyalist hareketi açısından, Türkiye solu açısından büyük bir kazanım olacak. Bunu başarabilecek bir noktadayız.

‘DEPREM DÖNEMİNDE BAŞLATTIĞIMIZ SEFERBERLİĞİ DEVAM ETTİREBİLİRİZ’

Kadıköy'e gelirsek, eğer biz belediyeyi alırsak, birinci gün yapmamız gereken işçiyi, emekçiyi, belediye personelini toplamak, onlara sendikal hakları, özlük hakları konusunda güvence vermek, ondan sonra da halkla beraber yöneteceğimizi ilan etmek, onların desteğini almak ve deprem konusunda bir seferberlik yaratmak olacak. Peki bunu yapabilir miyiz? Yapabiliriz arkadaşlar, bunun garantisi de sizlersiniz. Çünkü İstanbul bizim deprem konusunda en büyük seferberliği yarattığımız, on milyonlarca lira para toplayabildiğimiz, yüzlerce gönüllü gönderebildiğimiz ve depremzedelere el uzatabildiğimiz çok önemli bir kent oldu, Kadıköy de bunun başkenti oldu, baş ilçesi oldu. Bu seferberliği biz devam ettirebiliriz. Birçok hizmetin ücretsiz hale gelmesini sağlayabiliriz. Ulaşımdan sağlık hizmetlerine, ödediğimiz faturalara, bunların tamamını peyderpey, yavaş yavaş azaltabiliriz. Bunu yapmayı deneyeceğiz, bunun için mücadele edeceğiz ve halkla beraber yöneteceğiz. Emekliler için, emekçiler için, gençler için belediye olanaklarının tamamını seferber edeceğiz.

‘BİZİM ADAYLARIMIZ SAĞI ORTADAN KALDIRIR, GÜÇLÜ BİR SOL YARATIRIZ’

Biz halkımıza hep beraber ‘1 Nisan'ı düşün, oyunu ona göre ver. Senin hakkını kim temsil edecekse ona oyunu ver. Çünkü 5 sene boyunca senin yanında kimler olacaksa onları desteklemelisin’ diyelim. Buna ikna edebiliriz, bundan eminiz. Matematik hesabı soruyorlarsa onu da söyleyelim, Türkiye İşçi Partisi'nin belediye meclisi üyelerini kazanması, belediye başkanlığında güçlü oy alması muhalefete zarar vermez. Aldığımız oylar AKP'nin, MHP'nin, İYİ Parti'nin son sıradan soktuğu belediye meclis üyelerini alır, sola teslim eder. Böylelikle belediye meclisinde de Büyükşehir Belediyesi'nde de Türkiye İşçi Partisi ve solcu, sosyalist adaylar meclis üyesi haline gelir. Böylece sağı zayıflatırız, gericileri, faşistleri zayıflatırız. O yüzden hiç bize ‘Oyları bölüyorsun’ demesinler. Bizim adaylarımız sağı ortadan kaldırır, güçlü bir sol yaratırız.”