
Taylan Özgür 48 yıl önce katledildi
1960’lı yılların öğrenci liderlerinden ODTÜ’lü devrimci Taylan Özgür, Talebe Birliği Genel Kurulu için gittiği İstanbul Üniversitesi’nde bundan 48 yıl önce 21 yaşındayken katledildi.
23 Şubat 1948’de dünyaya gelen Taylan Özgür lise öğrenimini Ankara Atatürk Lisesi’nde gördükten sonra ODTÜ Metalurji ve Malzeme Mühendisliği bölümünü kazandı. ODTÜ Sosyalist Fikir Kulübü ve ODTÜ Öğrenci Birliği Denetleme Kurulu üyeliği bulunan Özgür ABD Ankara Büyükelçisi Robert Komer’in arabasının yakıldığı eylemde yer aldı. Özgür eylemden sonra iki ay boyunca tutuklu kaldı.
KATİLLERİ 48 YILDIR SAKLANIYOR
23 Eylül 1969’da 21 yaşında arkadan vurularak katledildiğinde kayıtlara “faili meçhul” olarak geçen Özgür’ün katilleri hala devlet tarafından saklanıyor. Gazeteci Can Dündar’ın emekli yarbay Talat Turhan’dan konuyla ilgili yaptığı aktarım ise şu şekilde:
Aslında Taylan Özgür'ün katili olarak Lisan Çakıcı adlı bir polis memuru yargılanmış, ancak kimi öğrencilerin ve tanıkların anlatımları arasındaki çelişkiler nedeniyle delil yetersizliğinden beraat etmişti. İşte o gün bugündür, yani tam 31 yıldır Hale Kıyıcı, kardeşine kurşun sıkan ismin peşindeydi. Aradığı ipucunu, 1990 yılında emekli Yarbay Talat Turhan vermişti. "Kontrgerilla uzmanı" sayılan Turhan bir söyleşide "derin devlet"in eylemlerini anlatırken Özgür'ün öldürülmesini örnek vermiş ve şöyle demişti: "1978'de Hasan Fehmi Güneş'in İçişleri Bakanı olmasının ertesi günü Taylan Özgür'ün dosyasını kendisine verdim."
Turhan'a göre bu dosyada Özgür'ü bir polisin değil, bir üsteğmenin öldürdüğü yazılıydı. Dosya, Bakan'a verildiğinde odada 3 kişi daha vardı: Deniz Baykal, Ertuğrul Günay ve Uğur Mumcu... Turhan bunları anlattıktan sonra Özgür'ün ablası Hale Kıyıcı kendisine bu üsteğmenin kim olduğunu sormuş ve onun -1990 itibarıyla- orduda üst düzeyde görev yapan bir general olduğunu öğrenmişti. Ancak Turhan bu ismi açıklamaya yetkili olmadığını söylüyor, Kıyıcı üsteleyince de şöyle diyordu: "Olayı delillendirmek İçişleri Bakanı'nın sorumluluğunda... Ben Hasan Fehmi'yi de eleştiremiyorum. Çünkü bu örgüt, devlet içinde devlet... Çözmeye siyasilerin gücü yetmiyor..."