Perge Dündar yazdı: “Sevgili Köpeğim”

“Sevgili Köpeğim”, her ne kadar çocuk kitabı türünde yer alsa da büyüklerin de okurken keyif alabileceği Nello ve Patraş’ın hikayesini anlatıyor. Masallardan, fantastik diyarlardan, şimdiki zamanın çocuklarını anlatan kitaplardan sıkılıp da geçmişi, sade ve düz bir hayatı yaşayanların öyküsünü okumak isteyebilecek okurlar için alternatif bir tercih olacaktır.

Pedagog Perge Dündar - İleri Haber

Seyahat etmeyi çok severim. Çeşit çeşit kıyafet, ayakkabı, çanta vs. almak yerine kazandığım parayı yeni bir ülke, yeni bir şehir, yeni insanlar görmek uğruna biriktirmeyi tercih edecek kadar severim hem de. Gezip göremediğim zamanlarda ise başka başka ülkeleri, şehirleri anlatan kitapları okumak, teselli veren bir keyif oluyor.
“Sevgili Köpeğim” bir gezi kitabı değil ama kahramanların yaşadığı olayların fonunda Belçika, Belçika’nın kuzey bölgesi Flandra ve Anvers ( Antwerp) şehri var. Hikayeyi okurken o diyarları gözünüzün önünde canlandırabiliyorsunuz.

“Kıyısında uzun kavakların ve rüzgarda kıvrılan gürgen ağaçlarının sıralandığı büyük bir su kanalı ile düz, geniş çayırların ve mısır tarlalarının arasındaki bir köyde yaşıyorlardı. Minik kulübeleri, Anvers’e birkaç dakika uzaklıktaydı”

Yazarın "Ouida" takma adıyla yayınladığı kitap 19. yüzyılda geçiyor. Türkçede pek bir açıklama yok ama diğer ülkelerde özellikle Japonya’da severek okunan bir kitapmış, ayrıca birçok film ve animeye adapte edilmiş.
“Sevgili Köpeğim”, Nello ve köpeği Patraş’ın hikayesi. Nello iki yaşında iken annesini kaybedince dedesi Jehan Daas’ın bakımına kalır. Jehan yaşı ve maddi imkansızlıkları nedeniyle aslında kendisine bile zor bakabilmektedir, ama Nello’yu şikayet etmeden kabul eder ve elinden geldiğince çocuğa bakmaya çalışır. Bir gün Jehan ölmek üzere olan Patraş’ı bir çayırlıkta bulur ve kurtarır. Nello ve Patraş çok yakın iki arkadaş, hatta kardeş gibi olurlar. 

“Patraş onların olmazsa olmazıydı; gözlerinin nuru, evlerinin direği, sihirli değneği, tek arkadaşları ve evlerinin huzur kaynağıydı. Patraş öldüğünde ya da onları bıraktığında, onlar da hayata küsmeli ve onun gibi ölmeliydiler. Patraş ikisinin de bedeni, beyni, elleri, başı ve ayaklarıydı. Patraş onların gerçek hayatı, gerçek ruhuydu. Jehan Daas yaşlı ve sakat, Nello ise sadece bir çocuktu. Ve Patraş onların biricik köpeğiydi.”

Bu küçük aile çok çok fakirse de hiçbir zorluktan şikayet etmeden yaşayıp giderler. Nello’nun tek bir tutkusu vardır: Resim. Ama fakirliği her şey gibi sanata da engel olur.

“Sevgili Köpeğim” kısaca yazdıklarımdan da anlaşılacağı üzere dramatik bir kitap. Belki çocuk için uygun olmadığı düşünülebilir ama ben ortaokuldayken Rus klasiklerini okuduğumu, çok da zevk aldığımı hatırlıyorum ve benim gibi dramatik kitaplardan da keyif alabilecek çocukların çıkabileceğini düşünüyorum.

Kitabı okurken Belçika’yı basitçe gözünüzün önünde canlandırıyor bir yandan da Flaman ressamları hakkında fikir sahibi oluyorsunuz. Zira Nello’nun resime ilgisi nedeniyle özellikle Rubens kitaba konu oluyor.

“Sevgili Köpeğim” okuyan kişide buruk bir tat bıraksa da dram türündeki bir kısım kitap gibi insanı ezmiyor. Çünkü anlattığı zorluk ve acı hikayesini insana duygu sömürüsü yapmaya vardırmadan 74 sayfada bitiriveriyor. 

Her ne kadar çocuk kitabı türünde yer alsa da büyüklerin de okurken keyif alabileceği Nello ve Patraş’ın hikayesi masallardan, fantastik diyarlardan, şimdiki zamanın çocuklarını anlatan kitaplardan sıkılıp da geçmişi, sade ve düz bir hayatı yaşayanların öyküsünü okumak isteyebilecek okurlar için alternatif bir tercih olacaktır.

KÜNYE: Sevgili Köpeğim, Marie Louise de la Ramée, Çeviren: Esra Çelik, Aylak Adam Kültür Sanat Yayıncılık, Haziran 2014, 8+ yaş, 75 sayfa.

DAHA FAZLA