'Özgürlük Yürüyüşü' 8. günde devam ediyor

'Özgürlük Yürüyüşü' 8. günde devam ediyor

Adana'da "bağımsızlık" temasıyla Ceyhan'dan İncirlik'e yürüyen TİP Genel Başkanı Erkan Baş'a Fatih Mehmet Maçoğlu da eşlik ediyor:

İleri Haber

Türkiye İşçi Partisi (TİP) Genel Başkanı Erkan Baş'ın, partisinin Hatay Milletvekili Can Atalay ve Gezi tutsaklarının hukuksuz şekilde tahliye edilmemesi ile depremden sonra Hatay halkının sorunlarının çözülmemesine karşı Hatay'dan Ankara'ya başlattığı "Özgürlük Yürüyüşü" 8. günde devam ediyor.

Adana'da "bağımsızlık" temasıyla Ceyhan'dan İncirlik'e doğru yürüyen TİP Genel Başkanı Erkan Baş'a Dersim Belediye Başkanı Fatih Mehmet Maçoğlu ile Sosyalist Meclisler Federasyonu (SMF) Sözcüsü Barış Kayaoğlu ve beraberindeki heyet eşlik ederken, yürüyüş öncesi de Baş ve Maçoğlu ortak açıklama yaptı.

'İNCİRLİK ÜSSÜ VE NATO ÜYELİĞİ, BU ÜLKEYE VURULMUŞ BİR PRANGADIR'

"Özgürlük Yürüyüşümüzün 8. gününde Sosyalist Meclisler Federasyonu'ndan ve Dersim Halk Dayanışması'nda arkadaşlarımız, yoldaşlarımız aramızda. Bugün de onlarla birlikte yürüyoruz" diyerek sözlerine başlayan Baş, şöyle devam etti:

"Özgürlük gündemini; ülkenin özgürlüğü, halkların özgürlüğü ekseninde ele almak isiyoruz. Başından bu yana söylemiştik. Özgürlük sadece bir serbest olma hali değildir. Özgürlük; bir halkın, ülkenin özgürlüğüdür ve bunlar için sürdürülen mücadelenin bir parçası olarak görüyoruz bu yürüyüşü. Ülkemizin bağımsızlığı için yaptığımız mücadelenin bir etabı olarak görüyoruz biz bu yürüyüşü.

İncirlik'e doğru yürüyeceğiz. Herkesin bildiği gibi İncirlik, maalesef Amerikan üssüyle tanınan bir bölgemiz. Bu üs, bu ülkeye vurulmuş bir prangadır. NATO üyeliği bu ülkeye vurulmuş bir prangadır. Çok uluslu şirketlerin, yerli iş birlikçileriyle beraber kaynaklarımızı teslim aldıkları, parça parça bu ülkenin topraklarının satılmasının, yabancı tekeller istiyor diye yerli tohumları kullanamamamızın, nihayetinde ülkemizin sömürülmesinin, halkımızın yoksullaşmasının simgesi olan prangalardan söz ediyoruz bugün.

'BİZ, ÜLKEMİZİN DÜNYANIN BÜTÜN HALKLARIYLA KARDEŞÇE YAŞAMASINI İSTİYORUZ'

Bizim çok ilkesel bir duruşumuz var. Biz, ülkemizin dünyaya kapanmasını istemiyoruz. Biz, ülkemizin dünyanın bütüm ülkeleriyle eşit ilişkiler kurmasını, dünyanın bütün halklarıyla kardeşçe yaşamasını istiyoruz. Bizim çok ilkesel duruşlarımız var. Biz, ülkemiz askerlerinin yabancı bir ülkeye gitmesini istemiyoruz, yabancı bir ülkenin askerlerinin bizim topraklarımıza gelmesini istemiyoruz. Bu, tarışmasız her dönem her zaman savunduğumuz bir ilkedir.

Neden? Çünkü, bu coğrafya, yaşadığımız coğrafya, tarihsel birikimimiz bize şunu gösteriyor. Ne zaman bir ülkeye yabancı askerler gitse, orada kan akıyor orada gözyaşı akıyor orada savaş şiddetleniyor ve büyüyor. Bakın Irak, Suriye, Filistin gözlerimizin önünde. Yalnızca ABD ile değil onun Avrupalı ortakları, Rusya gibi emperyal güçler, bölgeye dönük attıkları her adımda, bölge halklarını değil esas olarak kendi çıkarlarını düşünüyorlar, kendi güçlerini ve zenginliklerini artırmayı düşünüyorlar. Ve bunun bedelini, tüm bu bölgede yaşayan yoksul halklar çekiyor.

'BİZ, BU ÜLKENİN EMEKÇİ HALKLARINA GÜVENİYORUZ'

Bizim iddiamız şudur. Bu güçler, bölgemizi, ülkemizi, Orta Doğu'yu terk ettiklerinde bu toprakların kadim halkları; Türkler, Kürtler, Araplar, Acemler, Yahudiler... Biz, kendi sorunlarımızı kendimiz çözebiliriz ve hep beraber kardeşçe yaşayabiliriz.

Tam da bu yüzden bugün Özgürlük Yürüyüşü'nde İncirlik'e doğru yürürken, biz, bu ülkenin bu bölgenin yoksul, emekçi halkarına güvendiğimizi, onların birliğine, bu bölgenin ilericilerinin, antiemperyalistlerinin, emekçilerinin birliğiyle barışı ve özgürlüğü kazanacağımıza olan inancımızı bir kez daha ifade etmek istiyorum. Hepimiz için özgürlüğü, ülkemiz için özgürlüğü, bölgemiz için özgürlüğü kazanacağımızdan şüphemiz yok. Mutlaka kazanacağız."

'BAĞIMSIZ VE ÖZGÜR BİR ÜLKE YARATANA KADAR MÜCADELE EDECEĞİZ'

TİP Genel Başkanı Erkan Baş'ın sözlerinin ardından Dersim Belediye Başkanı Mehmet Fatih Maçoğlu da açıklamalarda bulundu.

"Değerli dostlar, değerli Türkiye halkı. Dostlarımızın başlattığı bu yürüyüş, hepimizin için çok değerli çok önemli. Kapitalist ülkelerin tüm dünyada, savaş çığırtkanlığıyla yapmış olduğu sömürü, bugün dünyanın her yerinde daha da ateşlenmeye başladı. Onların faydalanmadığı ülkeleri parçalayıp, bölüp, savaştığını çok iyi biliyoruz. Yine sömürüp, ayrıştırıp, yönetmek isteme tarzlarını da çok iyi biliyoruz.

Bir şeyi de biz iyi biliyoruz. O da bağımsız bir ülkede, halkların özgür yaşadığı bir ülke yaratmak adına mücelemizi sürdüreceğiz. Bugün, 1970'lerde söylenen laf hala geçerliliğini koruyor. Denizlerin, Mahirlerin, İbrahimlerin söylediği gibi 'tam bağımsız Türkiye için' o söz hala geçerliliğini koruyor. Bizler de bu ülkedeki tüm halkların; Kürtlerin, Türklerin, Lazların, Çerkezlerin herkesin birlikte yaşadığı bağımsız ve özgür bir ülke yaratana kadar mücadele edeceğiz. Dostlarımıza destek vereceğiz ve önümüzdeki süreçte birlikte, bir arada mücadeleyi sürdüreceğiz."