Özgürlük Yürüyüşü 24. gününde

Özgürlük Yürüyüşü 24. gününde

Erkan Baş’a, yürüyüşün 24. gününde “Çorlu tren katliamında hayatını kaybeden 25 can için” yürüdü.

Türkiye İşçi Partisi (TİP) Genel Başkanı Erkan Baş’ın, partisinin Hatay Milletvekili Can Atalay ve Gezi tutsaklarının hukuksuz şekilde tahliye edilmemesine karşı Hatay'dan başlattığı ve Ankara'da sona ermesi planlanan Özgürlük Yürüyüşü'nün 24. günü Ankara’nın Şereflikoçhisar ilçesine bağlı Yeşiltepe Mahallesi’nde başladı.

Yürüyüşün dün tamamlanan ve Van Depremi’nin 12. yılına denk gelen 23. gününde, “ihmalkarlığa, rantçılığa karşı” yürüyen Erkan Baş’a Veli Saçılık eşlik etmişti.

TİP Genel Başkanı Baş, Özgürlük Yürüyüşü’nün 24. gününde Şereflikoçhisar Yeşiltepe’den Ankara-Konya yolu üzerinden Gölbaşı’na doğru yürüyor. “Çorlu tren katliamında hayatını kaybeden 25 can için” yürüyen Erkan Baş’a sabah saatlerinde CHP PM Üyesi, PEN Ankara Temsilcisi Yaşar Seyman ve CHP Eski Milletvekili Necati Yılmaz eşlik etti.

‘HİÇBİR YETKİLİ YA DA SİYASİ SORUMLU HAK ETTİĞİ CEZAYI ALMIYOR’

24. günde Çorlu Tren Katliamı için yürüyen Erkan Baş, yürüyüş öncesinde yaptığı değerlendirmede şunları kaydetti:

“Sevgili yurttaşlar, değerli dostlar, özgürlük yürüyüşümüzün 24. gününün sabahından herkese selamlar ve sevgiler. Yürüyüşümüz artık fiziki hedefine, Ankara'ya ulaşmak için gün sayıyor. Hatay milletvekilimiz Can Atalay'ın hukuksuz tutukluluğu karşısında başlattığımız bu yürüyüşte Can'ın avukatlığını üstlendiği toplumsal davaları bir bir gündem etmeye, onları hatırlatmaya, ışık tutmaya devam ediyoruz.

Bugün 362 yolcusundan 328’inin yaralandığı, 7’si çocuk 25 yurttaşımızın hayatını kaybettiği Çorlu Tren Katliamını gündeme taşıyoruz. Bundan 5 yıl önce meydana gelen katliamın ardından bilirkişi raporları Ulaştırma Bakanlığına bağlı Devlet Demiryollarını asli kusurlu olarak bulsa da bu dava bir sürüncemeye bırakılıyor. Hiçbir yetkili ya da siyasi sorumlu hak ettiği cezayı almıyor. Can da tam olarak bunun karşısında yılmaz bir mücadele ortaya koyuyordu. 9 yaşında o katliamda kaybettiğimiz sevgili Oğuz Arda Sel’in annesi, mücadele arkadaşımız Mısra Öz de tam olarak bu adalesin karşısında dimdik duruyor, yıllardır dimdik durmaya devam ediyor.

‘CAN ATALAY NE YAPTIYSA BERKİNLERİMİZ, OĞUZ ARDALARIMIZ YİTİRİLMESİN DİYE YAPTI’

Gel gelelim bu faciaya sebebiyet verenlerin cezasız kalması bize şunu çok açık biçimde gösteriyor, Tayyip Erdoğan'ın ve sarayındaki sülüklerin kesinlikle çocukların, emekçilerin yaşamıyla bir ilgisi, bir derdi yok. Aksine bizi öldürüp öldürüp bu davaları böyle sonuçsuz bıraka bıraka resmen aklımızla, insanlığımızla dalga geçiyorlar. Can'ın bütün hayatı bu hukuksuzluklar, bu adaletsizlikler, bu katliamlar böyle sürüp gitmesin diye geçti. Can'ın bütün mücadelesi bir Aladağ, bir Hendek, bir Soma, bir Çorlu bir daha yaşanmasın diye geçti. Can Atalay ne yaptıysa Berkinlerimiz daha 15’inde, Oğuz Ardalarımız daha 9’unda yitirilmesin diye yaptı.

Şimdi bütün bu katliamların, cinayetlerin failleri, çocukları, kadınları, işçileri, katledenler elini kolunu sallaya sallaya dışarıda gezerken Can Atalay depremzede Hatay halkı tarafından bir milletvekili olarak seçilmesine rağmen cezaevinde. Biz bu pisliği mutlaka temizleyeceğiz. Türkiye İşçi Partisi bu oyunu, bu adaletsizliği mutlaka ama mutlaka bozacak.

‘CAN ATALAY O CEZAEVİNDEN ÇIKACAK’

Yarın Can Atalay'ın geçtiğimiz günlerde Anayasa Mahkemesi Genel Kurulu'nda bir üyenin dosyaya hazırlanamaması gibi rezalet bir sebepten ötürü görüşülemeyen hak ihlali başvurusu görüşülecek. Yargıyı kuklası haline getirmeye çalışanlara karşı özgürlüğümüzü gerekiyorsa söke söke alacağız. Bir kez daha söylüyoruz. Canı oradan çıkaracağız. Mutlaka çıkaracağız. Can Atalay o cezaevinden çıkacak. Çocuk, kadın, işçi katilleri hepsi yargılanacak ve hapsi Saray bu memleketi, emekçileri sahipsiz sanıyor olabilir. Biz o adaleti hep birlikte, omuz omuza, zulmün üstüne yürüye yürüye sağladığımızda bu ülkenin gerçek sahibinin kim olduğunu da herkes anlayacak. Saray işte o gün emekçilerin öfkesini tadacak. Tayyip Erdoğan korkularının ne kadar gerçek olduğunu o gün öğrenecek. Bizim özgürlüğe yürüyüşümüz ise onlar bunu öğrenene kadar asla sona ermeyecek.”