“NATO’nun genişlemesi süreci savaş eşiğine getirdi”

“NATO’nun genişlemesi süreci savaş eşiğine getirdi”

TİP PM Üyesi Doç. Dr. Hakan Güneş, Halk TV ekranlarında Rusya-Ukrayna krizini değerlendirdi.

İleri Haber

Türkiye İşçi Partisi (TİP) Parti Meclisi (PM) Üyesi ve Uluslararası İlişkiler Uzmanı Doç. Dr. Hakan Güneş, Halk TV ekranlarında yayınlanan “Sözüm Var” programına konuk oldu. Güneş programda Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Donetsk ve Luhansk Halk Cumhuriyetleri'ni tanıdığını duyurmasının ardından Rusya ile Ukrayna arasında yaşanan krize ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Sürecin öngörülemez bir biçimde devam edebileceğini belirten Hakan Güneş, ABD Başkanı Joe Biden’ın “Eğer Rusya işgal ettiği toprakları genişletirse ağır yaptırımlar uygulayacağız” sözlerine dikkat çekti. ABD’nin “Rusya, Kiev’e kadar bile girse savaşa girmeyeceğim” dediğini söyleyen Güneş, “Süreç nasıl şekillenir kestirmek gerçekten zor” ifadelerini kullandı.

Batı İttifakı’nın bölünme içinde olduğunu söyleyen Güneş, “NATO kesinlikle birlik halinde değil. Özellikle Almanya… Fransa gelgitler yapıyor. Almanya uzun bir zamandır arabuluculuk formatını yöneten ülke. Almanya ve Fransa’nın arabuluculuk yaptığı format şuydu: Donetsk ve Luhansk bağımsız olmayacaklar, Ukrayna’nın bir parçası olacak ama belirli bir idari özerkliği olan bir yapı olacak ve Rus diline ilişkin ayrımcı politika geride bırakılacak. Yani Rus dilinin oradaki varlığı devam edecek. Fakat bunu ABD’nin de baskısı ve Ukrayna içindeki mücadelelerin de etkisiyle imzaya kadar taşıyamadılar. Putin, Almanya ve Fransa ile mutabıktı. Ama dengeyi değiştiren ABD oldu. Zelenski de ona katıldı” dedi.

AKP’NİN POLİTİKALARI

AKP iktidarının Rusya ve Ukrayna arasında yaşanan krize ilişkin yürüttüğü politikaları da değerlendiren Hakan Güneş, şu ifadeleri kullandı:

“İki gündür devlet başkanları düzeyinde değil ama çok yüksek seviyedeki ekonomi ve siyaset bürokratları tarafından dillendirilen iki başlık var. Teklifler şu: birincisi Türkiye, Avrupa’nın enerji krizini çözecek kanal olabilir. İki; Türk ordusunun önemli olduğunun altı çizilmeye başlandı. Bu uzunca zamandır Batı’yla ciddi sorunlar yaşayan Ankara’nın konuyu yeniden ele almasına neden olabilir. Zaten adım adım Batı ve Batı müttefiki devletlerle sorun çözme yoluna girilmişti. Ekonomik kriz içinde ve seçim kaybetmek üzere olan bir hükümet bu teklifin cazibesine kapılıp riskli bir adım mı atacak? Bunu bir iki hafta içinde göreceğiz.”

‘ELİNDE SONSUZ SEÇENEĞİ OLAN BİR HÜKÜMET YOK’

Güneş, “Erdoğan’ın elinde ne gibi bir şans var?” sorusunu ise şöyle yanıtladı:

“Elinde sonsuz seçeneği olan bir hükümet yok. Ama bir yandan şunu düşünelim; Rusya ile ilişkiler olmasına rağmen Ukrayna ile savunma sanayi çerçevesinde ciddi ilişkilere girildi. Bu ilişkileri karşılıklı olarak dengeye oturtmuş iki yönetim var Ankara ve Moskova arasında. Ekonominin durumu çok açık, bu şartlar altında birtakım kaynakların açılması noktası olabilir. Ankara henüz bir adım atmış değil.”

‘NATO’NUN GENİŞLEMESİ SÜRECİ SAVAŞ EŞİĞİNE GETİRDİ’

Süreci savaş eşiğine getiren asıl dinamiğin NATO’nun genişlemesi olduğunu vurgulayan Güneş, “Son bir buçuk yılda yapılan tatbikatlar, silah ve roket sistemlerinin yerleştirilmesi, NATO’nun genişlemesi vb. bütün bunlar bir sertleşme çağrısı. Özel olarak Biden’ın Putin’den nefret etmesi için birtakım nedenleri olduğunu biliyoruz. Benim gördüğüm sadece bir Rusya kuşatması değil. İngiltere ve ABD’nin birlikte hareket ederek Avrupa üzerinde tam bir hakimiyet kurma politikası geliştirdiğini görüyoruz” dedi.

‘TOPLUMUN DESTEĞİNİ ALMIŞ DIŞ POLİTİKAYA İHTİYAÇ VAR’

Hakan Güneş konuşmasının devamında Türkiye’de muhalefetin hangi noktada konumlanması gerektiğine ilişkin de değerlendirmelerde bulundu. Güneş, “Muhalefet nasıl bir strateji geliştirmeli?” sorusuna şu yanıtı verdi:

“Son yıllarda ülke olarak en büyük eksiklerimizden biri kurumsal dış politika konseptimizin olmaması. Özellikle son 10 yıla baktığımız zaman zikzak görüyoruz. Zikzakla denge siyaseti arasında fark var. Sonuç olarak stratejik kazanımla sonuçlanmayan bir işe dönüşüyor. Muhalefet bloğu nasıl şekillenecek sorusuna baktığımızda öncelikle geniş toplumsal kesimlerin desteğini almış bir dış politika konseptine ihtiyaç var. Bana kalırsa o konseptin ekonomi öncelikli olması gerekiyor. Ülke o kadar ekonomik irtifa kaybetti ki bu hız sadece yurttaş olarak marketteki cüzdanımızın küçülmesi anlamında değil, aynı zamanda ülke olarak müthiş bir güç kaybı anlamına geliyor. Esas güç günün sonunda hep ekonomik güçtür. Bu bakımdan ekonomi öncelikli, ülkenin makro ekonomik göstergelerini düzeltecek ve ekonomik çıkarlarını iyileştirecek konsepte ihtiyaç var. Serin kanlı ve askeri konularda mesafeli duruşu sergileyebilmek gerekiyor.  Örneğin; Ukrayna ile yapılandan daha fazla ticaret yapılabilir ama illa drone işine girmeniz gerekmiyor. Ya da AB ile ilişkileriniz maksimize edilebilir ama NATO’nun şahin kanadında yer almanız, Karadeniz’de tatbikatlara girmeniz gerekmiyor. Ben kendi ülkemde de NATO’ya karşı olduğum için her yerdeki NATO’ya karşıyım.”

ABD’NİN YAPTIRIM ÇIKIŞI

Hakan Güneş programın son bölümünde ABD’nin “Rusya’ya yaptırım uygularız” çıkışını da değerlendirirken “Yaptırım paketinin ne olacağını inanılmaz bir merakla bekliyorum. Putin’e yakın oligarklara zarar verecek bir model üzerinde epeydir çalıştıkları söylüyorlar ama bunun Londra Emlak Borsa’sını bile çökerteceğini düşünüyorum. Rus oligarkı dediğimiz insanların yurt dışında inanılmaz miktarda mülkleri ve paraları var. Bu iş nasıl olacak, göreceğiz” dedi.