Mayalar'dan günümüze biber gazı
ABD'den Mısır'a, Yunanistan'dan Türkiye'ye kadar giderek daha çok kullanılmaya başlanan biber gazına dair ilginç bilgiler içeren bir yazıyı İleri okurları için çevirdik.
Yiannis Baboulias
Biber Gazı
Amerikan askerlerine, eğitimlerinin bir parçası olarak, biber gazından korkmamak öğretilir. Bir arkadaşımın arkadaşı 1990 yılında Birinci Körfez Savaşı sırasında ABD Askeri Polisi ile Ortadoğu'da yer almış. İki bidon CS (2-klorobenzilmalonitril, en tehlike göz yaşartıcı gaz çeşitlerinden biri) çadırların içinde açıldığı için çadırlara maskelerle giriyorlarmış. Talimlerde ise maskelerini çıkarıp, çadırlara maskesiz girmeye başlamışlar. Talim başarıyla sonuçlanmış ve her şey bir oyuna dönüşmüş. İki takım birbirlerine baskın düzenleyip çadırlarının dışında rakip takımı biber gazına boğuyorlarmış. Bir süre sonra CS gazına (göz yaşartıcı gaz) o kadar alışmışlar ki bazıları içinde kırmızı biberle aynı etken maddelerin bulunduğu bu gazı sabah kahvaltılarında baharat yerine kullanıp yumurtalarına sıkmaya başlamışlar. Vardiya çavuşu bu oyuna dönüşen talimi sonlandırmak zorunda kalmış çünkü iki takım tüm taburun gaz kaynağını bitirmek üzereymiş.
Göz yaşartıcı gaz ile temas etmiş çoğu insan için ise yaşadıkları deneyim askerlerin oynadıkları oyunla az benzerlik taşımaktadır, nitekim bu deneyimlerin gerçeklikleri gaza boğulan dünya genelindeki gösterilerin muhteşem görüntüleriyle tescillenmiştir. Küçük miktarlarda 'uyarıcı' niteliğinde kullanılan gazlar yüksek dozlarda şiddetli ağrı ve diğer sağlık sorunlarına neden olur. Bu kötü etkilerin çoğu, 2000'lerin başına, bilimadamlarının göz yaşartıcı gazların sadece gözleri yaşartmakla kalmadığı aynı zamanda gözdeki algılama sinirlerine ağır derecede zarar verdiğini açıklayana kadar anlaşılmadı. Yakın zamanda Missouri'de eylemcilerin ve gazetecilerin gazlandığı gösterinin ardından Duke Üniversitesi'nden Sven -Eric Jordt gazeteci Vox'a verdiği röportajda Jordt biber gazının verdiği hissi şöyle açıklıyor “Bir soğanı kesiyormuşsunuz, gibi ama onun 100 kat daha etkilisi.”
Ben de biber gazının etkilerini 2011 yılında Atina'da deneyimledim. En kısa zamanda çevrenizdeki bir kutu patlar ve sonrasında bütün cildinizde yanma hissi başlar. İstemsiz olarak fazlasıyla mukus biriktirmeye başladığınız için nefes alıp vermeniz zorlaşır, yine istemsizce gözleriniz açıp kapatırsınız ve kafanız eriyormuş gibi gelmeye başlar. O teneke kutu tehlikelidir. İçine doldurulan CS gazının aerosol haline gelmesiyle sıcaklığı artar ve ağır iş eldivenleriniz olmadan dokunmak yanmanıza sebep olabilir. Uzun süre maruz kalındığında ciddi solunum problemlerine, kalp rahatsızlıklarına hamile kadınların çocuklarını düşürmesine ve bronşiyal astım gibi sağlık sorunları olan insanların ölümüne neden olabilir. Büyük gösterileri 100-150 kutu göz yaşartıcı bomba dağıtmaya yetmektedir. 2011'de Atina'daki gösteriler sırasında, Akropolis'teki Syntagma Meydanı'ndaki göstericilerin tahliye edildiğinde, iki futbol sahasından daha küçük bir alana 3000 gaz bombası atılmıştı. Ortam sıcaklığı 30 °C derecenin üzerindeydi gaz bombalarının sisli havası günlerce geçmedi. O zamanlae Akropolis'e komşu bir yerde yaşıyordum ve sabahları kırmızı gözler, yanan burun delikleri ve baş ağrıları ile uyanıyordum.
Bir söylentiye göre 1605 yılında Mayalar işgallere karşı kapsikumu (göz yaşartıcı gaz benzeri bir madde) kullanıyorlarmış. Ancak her iki tarafın da biber gazının her çeşidini en ağır şekilde kullandığı Birinci Dünya Savaşı'na kadar biber gazının yoğun kullanıldığı daha aşikar bir dönem olmamıştır. Fransa'nın Alman askerlerine karşı son derece zehirli etil bromasetat kullanmalarının karşılığında Alman askerlerinin daha yoğun öldürücü bileşenlere sahip olan ksilil bromür kullanması çatışmanın tırmanmasına neden olmuştu. Tüm bu silahların daha sonra yapılan Cenevre Anlaşması altında savaşta kullanılması yasaklandı ancak yasak sivillere karşı kullanımı kapsamıyordu. 1960 yılında komünist ülkeler gaz kullanımının tamamen yasaklanması için büyük çaba gösterdiler ancak birçok devlet gaz kullanımının kargaşaları kontrol etmek için gerekli olduğunu savunarak tamamen yasaklamayı reddettiler. Sonunda 1993 yılında Kimyasal Silahlar Konvansiyonu, ABD önderliğinde diğer devletlerin de ısrarları sonucunda yurtiçi kullanım istisnalarını kapsayarak imzalandı.
Yaklaşık olarak 15 çeşit gaz bulunmakta. CS (Klorobenzilmalonitril) ve CN (Fenasilklorür) en popüler gaz çeşitlerinden ikisi iken biber gazının temel maddesini oluşturan OC (oleoresin kapsikum ya da diğer adıyla acı biber yağı) CN ile karıştırılır. Geçmişte kullanılan diğer gazlar ise kloropikrin, dibenzoksazepin, benzil bromür, bromobenzil siyanür, bromaseton içermektedir ve her biri ağır zehirli kimyasal maddelerdir. Genel talimatlara göre gaza maruz kaldığınızda bir an önce bulunduğunuz ortamdan uzaklaşıp ciğerlerinizi temizlemek için temiz hava almalısınız ve bol su ile gözlerinizi yıkamalısınız.
Fakat biber gazına maruz kalan insanlar genelde bulundukları ortamdan uzaklaşmaya pek niyetli olmuyorlar. Gezi Parkı'nda, Syntagma Meydanı'nda ve Gazze'de devlet makamları protestocuları kamu alanlarından tahliye etmek için fazlasıyla gaz kullanmışlardır. Eylemciler gaza karşı önlem almak için internet üzerinden savaş taktikleri (yangın havadaki karbon-sülfür gazını yok ettiği için çöp bidonları ve lastikler yakılır); temel güvenlik ipuçları (gösterilerde gazdan korunmak için ameliyat maskesi kullanmak) gibi tartışmalar başlatıp sosyal medya üzerinden gazın etkilerinden lernasıl kurtulanacağına dair bilgi alışverişinde bulundular. Yunanlılar Türkiye'deki Gezi Parkı protestocularına yardım etmeye çalışırken, Filistinliler ve Mısırlılar ABD'deki protestoculara bilgilendiri tweetler atmışlardır. Göz yaşartıcı gazının kullanılması beklenmedik bir şekilde protestocuların ulusal sınırları aşarak dayanışmalarına neden olmuştur.
Gazın etkilerinden kurtulmak için verilen tavsiyeler durumdan duruma değişiklik göstermiştir. 1990'larda Atina'daki gaziler göz yaşartıcı gaza karşı limon suyunun iyi geleceğini söylerken şu an Yunan polisinin kullandığı gaza hiçbir şey etki etmemektedir. Mısırlı bir protestocunun attığı tweete göre Tahrir Meydanı'ndaki protestocular gaza karşı yüzlerini Coca-Cola ile yıkamaktaydı ancak ortak akıl antiasitlere karşı en iyi çözümün su olduğu yönündedir. Bütün göz yaşartıcı gazlar kompleks organik moleküllerden oluşmaktadır bu nedenle güvenlik talimatlarında belirtilen su yerine suya göre süt, yoğurt ve yağ daha iyi çözücülerdir. Bir çoğu asidik bileşenler içerdiği için de su az da olsa nötralize ederken içerisinde asit bulunan limon, kola gibi maddelerin yardımı olmaz. Bir gaz çeşidi için etkili olan çözüm diğer bir gaz çeşidinin etkilerini şiddetlendirebilmektedir. Raporlara göre Türkiye'de Gezi Parkı protestolarında polis birden fazla çeşitte gaz kullanmıştır.
Ölümcül olmayan teknolojiler talep görmekteyken hükümetlerin birden fazla seçenekleri bulunmaktadır. Eğer Mısır'da, Gazze'de ya da Amerika'da gaza maruz kaldıysanız, yediğiniz gaz Amerika'da üretilen Combined System (dünya çapında askeri ve kolluk kuvvetleri için üretim yapan bir marka) markalıdır. Bahreynliler Fransız gazı kullanmaktadırlar. Yunan polisi ise dünyadaki 5 farklı gaz üreticisi şirket tarafından desteklenmektedir, genelde gördüğüm gaz tenekeleri Brezilya markası Condor'a aitti. Biber gazı halkını demokratik yönetimin kaynağı yerine artmaya eğilimli potansiyel kargaşaların kaynağı olarak gören hükümetler için mükemmel bir araçtır. Bu yılın başlarında yapılan bağımsız bir çalışmaya göre biber gazı piyasasının değeri şu anki 1,6 miyon dolar etmektedir ve görünüşe göre artmaya devam edecektir.
London Review of Books sitesinde yayımlanan yazının çevirisi.