"Kurguya dayalı suçlamayla tutuklamak istediler"

Gazeteci Metin Cihan, Antalya'da G20 protestosunu takip ederken gözaltına alınışını ve tamamen kurguya dayalı tutanakla tutuklama kararı çıkartma çabasını İleri Haber'e anlattı.

(İleri Haber) 15 Kasım Pazar günü Antalya’da düzenlenen G20 protestosunda çok sayıda kameraman ve gazeteci ile birlikte çekim yaparken gözaltına alınan Metin Cihan, yaşadıklarını İleri Haber'e anlattı. Diğer gazeteciler gibi o an iki öğrencinin gözaltına alınışını görüntülediğini belirten Cihan, terörle mücadele polisinin gelip "bunu biz alıyoruz" dediğini ve polislerin kendisine ismiyle hitap ettiğini dile getirdi. 

Suçlamaya konu olan çantanın içine sonradan polisin bilye yerleştirdiğini ve bir kurgu ile kendilerini hapse göndermek istediğini söyleyen Cihan, kamerasına el konulmasının ardından yaşadıklarını İleri Haber’e şöyle anlattı:

TERÖRLE MÜCADELE POLİSİ ADIMI NEREDEN BİLİYORDU? 

“Başlangıçta beni alıkoyanlar sanırım asayiş polisleri idi. Belki de diğer gazetecilerden farklı olarak ufak bir el kamerası ile çekim yapıyor olmam ve başka hiçbir teçhizatımın olmaması alışık olmadıkları bir görüntü olduğu için şüphelendiler. Ama kameram elimden alınır alınmaz Terörle Mücadele polisleri yanımıza geldi. ‘Bunu biz alıyoruz’ dediler ve koluma girerek gözaltı otobüsüne götürdüler. Bu sırada yanımdaki polisin 'yürü bakalım Metin' deyişi dikkatimi çekti. Adımı nerden biliyordu? Kimliğimi aldıktan sonra (ki orada sadece Cihan yazıyordu) bana bir kez daha Metin Cihan diye hitap etti. Bütün bunlardan anladığım beni sosyal medyadan tanıdıkları ve haberlerimi takip ettikleri idi. 

TUTUKLAMA KARARI ÇIKARTMAK İÇİN TUTANAK HAZIRLADILAR

Çekim yaptığım sırada gözaltına alınan Devrimci Parti üyesi iki öğrenciyi ve beni, gözaltına alınan diğer kişilerden farklı olarak, ayrı bir suçlamaya tabi tuttular. Hazırladıkları olay tutanağında, olay yerinde üç kişi olduğu ihbarı aldıklarını, oraya varınca ben dâhil 3 kişinin gizlendiğini gördüklerini, bu 3 kişinin polise saldırdığını, öncesinde havai fişek atan kişilerin bunlar olduğu, bahsi geçen 3 kişinin siyah bir çantayı ortak taşıdığı, çantada ve yanındaki poşette bilyeler bulunduğu gibi iddialar yer alıyordu. Açıkçası, bu tutanağı görene kadar ben rahattım. Ancak yazılanları okuyunca tutanağın tutuklama kararı çıkartmaya yönelik olduğunu anladım. Bunları yazan polisler olayın öyle olmadığını çok iyi biliyordu. ‘Beni gazetecilerin arasından aldınız, üçümüzün birlikte olmadığını gördünüz, neden böyle yazıyorsunuz?” diye sorduğumda, rahat bir ifadeyle, ‘hayır üçünüz birlikteydiniz ve her şey burada yazıldığı gibi oldu’ dediler. 

Bu noktada belirtmeliyim ki, diğer genç arkadaşlar hakkındaki suçlamalar da gerçeği yansıtmıyordu ve zaten gerçekte olan biten görüntülerden çok net anlaşılıyordu. 

TAMAMEN KURGUYA DAYALI BİR SUÇLAMAYLA CEZAEVİNE KOYMAK İSTEDİLER

Çantanın içine sonradan polislerin yerleştirdiği bilyeler ve gerçeği tamamen çarpıtan bir olay kurgusuyla, 24 saatlik gözaltının ardından savcılığa sevk edildik. Ve nihayet savcılıkta hepimiz serbest bırakıldık.

Biri 19 diğeri 20 yaşında olan iki öğrenciyi tamamen kurguya dayalı bir suçlamayla cezaevine koyma çabası polisin keyfi ve hukuksuz uygulamalarının net bir örneğini teşkil ediyordu. Öte yandan, bir muhabiri, olay yerinde polise saldırmış ve havai fişek kullanmış gibi gösteren sahte bir tutanakla tutuklattırma çabası Başbakan Davutoğlu’nun ‘basın özgürlüğü kırmızı çizgimdir’ demecinin üzerinden henüz bir hafta geçmişken yaşanmış oldu.”

İŞTE METİN CİHAN'IN GÖZALTINA ALINDIĞI O ANLAR

Metin Cihan'ın gözaltına alınması kendi kameasına böyle yansıdı:

DAHA FAZLA