İstanbul Barosu’ndan deprem anması: ‘Bu acının hesabını vereceksiniz’

İstanbul Barosu’ndan deprem anması: ‘Bu acının hesabını vereceksiniz’

Çok sayıda avukat, depremlerde yitirdikleri meslektaşları için bir araya geldi.

İleri Haber

İstanbul Barosu’na bağlı avukatlar, Maraş merkezli depremlerde yaşamını yitiren meslektaşlarını anmak için bir araya geldi. Baro önünde düzenlenen basın açıklamasında, “Bu acının hesabını vermeden kimse o koltuklardan inemeyecek. İstifalar yetmez, hesap verilmesini istiyoruz” denildi.

Maraş merkezli depremlerde yaşamını yitiren meslektaşlarını, depremin 40. gününde anmak isteyen İstanbul Barosu’na bağlı avukatlar, İstiklal Caddesi’ndeki baro binası önünde toplandı. Depremlerde yaşamını yitirenler için ellerinde mumlarla basın açıklaması düzenleyen avukatlara, Türkiye İşçi Partisi (TİP) Milletvekili Ahmet Şık da eşlik etti.

‘BU YAŞADIKLARIMIZLA NORMALLEŞMEK MÜMKÜN DEĞİL’

Basın açıklamasında konuşan Avukat Seher Eriş, sorumluların hesap vermesi gerektiğini vurguladığı konuşmasında şunları dile getirdi:

“Benim çok zoruma gidiyor, çünkü bu ‘deprem’ diye açıklayacağımız bir süreç değildi. En başından bugüne kadar, kırkıncı gündeyiz, ilk gününden kırkıncı güne kadar yaşananlar bir depremde yaşanabilecek şeyler değildi sadece. Antakya'ya, Samandağ'a, Hatay'a günlerce arama kurtarma ekipleri gitmediğini biliyoruz. Arkadaşlarımız bizzat bunun tanıklığını yaptılar. Bizzat kendileri, ailelerini enkaz altından nasıl kurtaramadıklarını ve bunları yaşarken nasıl çaresiz kaldıklarını anlattılar. Arkadaşlarımız, yakınlarımız, sevdiklerimiz, sevdikleri insanların seslerini duya duya, onların ölümlerini nasıl çaresizlikle izlediklerini anlattılar.

Bunlar unutulacak şeyler değil. Bunlarla yaşamak o kadar kolay değil. Bu yaşadıklarımızla normalleşmek mümkün değil. Bizden normalleşmeyi beklemeyin ve sizde normal bir hayat sürdüremeyin. On bir ilde yüzlerce insan hayatını kaybetti. Öyle bir şey ki bu, kaç insanın hayatını kaybettiğini bile bilemeyeceğimiz, çürümüş bir bataklığın içindeyiz.

‘ŞEHİRLERİ MEZARA GÖMMENİN YASINI TUTMAYA ÇALIŞIYORUZ’

Ama biz şunu da gördük. Günlerce arama kurtarma ekibi göndermediğiniz şehirlerde, biz gördük ki insanlar kendi imkanlarıyla, canla başla bir şekilde oralara ulaşıp ellerinden geldiği kadar dayanışmayı büyütmeye çalıştılar. Biz gördük ki bizim bizden başka kimsemiz yokmuş, ama gördük ki dayanışma yine karşılık buldu hayatta.

Bugün Samandağ sokaklarında Samandağlı kadınlar geleneksel bir şekilde yas tutmak istediler, çünkü tutamadık. Şehirlerimizde hayatını kaybeden canlarımızın yasını tutamadık. Şu anda biz şehirleri mezara gömmenin yasını tutmaya çalışıyoruz. O bile olmuyor, onu bile yapamıyoruz. Kırkıncı günde hala insanlar susuzluk çekme kaygısı içerisinde yarınlarının ne olacağını bilemeden yaşıyorlar. Kırkıncı günde hala çadır sorununu, barınma sorununu çözemeyen insanlar sel felaketiyle karşı karşıyalar. Kırkıncı günde hala sağlık sorunları artarak devam ederken o insanlar şehirleri terk etmeden ‘Bizim köklerimiz burada’ diyorlar. Biz buradan İstanbul'dan, İstiklal Caddesi'nden İstanbul Barosu’nun önünden sesleniyoruz: O şehirlerde köklerimiz var evet ve onları yalnız bırakmayacağız.

‘İSTİFALAR YETMEZ, HESAP VERİLMESİNİ İSTİYORUZ’

Bilsinler ki bu süreç burada sona ermeyecek. Sorumlular hesap verene kadar mücadeleyi sürdürmeye devam edeceğiz. Peşini bırakmayacağız. Seçimler de kurtaramayacak kimseyi. Bu yaşanan acının hesabını vermeden kimse o koltuklardan inemeyecek. İstifalar yetmez, biz istifa istemiyoruz. Biz hesap verilmesini istiyoruz. Valiler kaymakamlar istifa ediyor, haberlerini duyuyoruz. İstifa yetmez, bunun hesabını vereceksiniz. İnsanların sadece deprem öldürmedi, insanları müdahale edemeyişiniz, etmemeniz öldürdü. Bu yaşanan o yüzden deprem değil katliam ve biz bu katliamın hesabını sormaya da sürecin takipçisi olmaya da devam edeceğiz.”