Hilal Kaplan'dan skandal el-Nimr yazısı
Sabah yazarı Hilal Kaplan, sadece barışçıl protesto çağrısı yaptığı için Şii din adamı el-Nimr'i idam eden Suudi Arabistan'a sahip çıkarken İran'ı suçladı. Kaplan, bölgedeki gerilimden Türkiye'nin kazançlı çıkacağını öne sürdü.
(İleri Haber) Suudi Arabistan'ın 2 Ocak sabahı 47 kişiyle birlikte Şii din adamı Şeyh el-Nimr'i idam etmesi üzerine bölgede gerilim tırmanırken, Sabah gazetesinden Hilal Kaplan gerilimden Türkiye'nin kârlı çıkacağını iddia etti. Kaplan ayrıca, idamlarla ilgili Riyad'ı değil Tahran'ı suçladı.
TÜRKİYE'NİN POZİSYONU GÜÇLENEBİLİR
Kaplan, "Suudi Arabistan-İran arasında Türkiye" başlıklı yazısında "Bu gerilim, Türkiye'nin Suriye'deki pozisyonunu güçlendiren sonuçlara sebebiyet verebilir. Zira S. Arabistan'ın bir süredir 'birincil düşman' olarak belirlediği ülke artık Türkiye değil, yeniden İran haline gelmiş durumda. Yemen'de süren gerilim de bunun işaretlerinden birisiydi zaten" dedi.
Kaplan'ın örnek verdiği Yemen, aylardır Suudi Arabistan öncülüğündeki koalisyonun hava bombardımanı altında yaşam mücadelesi veriyor. Suudi Arabistan ve Türkiye'nin Yemen'de olduğu gibi Suriye'de de "askeri çözüm"den yana oldukları biliniyor. Bu durumda Kaplan, bölgede mezhep geriliminin artması ve selefi cihatçılara desteğin artırılmasını "olumlu gelişme" olarak değerlendirmiş oluyor.
RİYAD'I DEĞİL TAHRAN'I SUÇLADI
Kaplan ayrıca, idamlarla ilgili Suudi Arabistan'ı değil İran'ı suçlamayı tercih etti. "İran'ın S. Arabistan'daki %10'luk Şii azınlığı kullanarak oluşturmaya çalıştığı nüfuzun önemli temsilcilerindendi" ifadeleriyle Nimr'in idam edilmesini meşrulaştırmaya çalışan Kaplan, Tahran'ı da "ikiyüzlülük" ile suçlamayı ihmal etmedi.
Kaplan'ın yazısının ilgili bölümü şöyle:
"Geçtiğimiz ay, aralarında Türkiye'nin de bulunduğu 37 ülkenin katılımıyla "İslâm Koalisyonu"nun kurulmasına öncülük eden S. Arabistan'ın geçtiğimiz günlerde El Kaide üyesi olduğu söylenen bazı mahkûmlarla birlikte, Şii din adamı Nemr Bakır en-Nemr'i de idam etmesi, İran-Suud gerilimini ateşledi. Nemr, İran'ın S. Arabistan'daki %10'luk Şii azınlığı kullanarak oluşturmaya çalıştığı nüfuzun önemli temsilcilerindendi. Her ne kadar İran, Sünni liderler ve Sünni Kürtleri asarak, Çin'den sonra dünyadaki en çok siyasî idamın gerçekleştirildiği ülke olsa da tüm ikiyüzlülüğüyle büyük tepki verdi. İran'daki S. Arabistan Büyükelçiliği ve Konsolosluğu'nun Şii göstericilerce yakılıp yağmalanmasına göz yumdu. Bu arada Şii göstericilerin, üzerinde Kelime-i Tevhid olduğu için yakamadığı S. Arabistan Bayrağı, benim için ümmetin ironik ve içler acısı halini gözler önüne seren en önemli sembol oldu.
İran'ın ruhanî lideri Ayetullah Ali Hamaney, "İlahi intikam Suudi siyaset adamlarının yakasını bırakmayacak" diyerek gözdağı veren bir konuşma yaptı. Yaşanan gelişmelerden ötürü, iki ülke birbirine karşılıklı olarak nota verdi. Bu gerilim, Türkiye'nin Suriye'deki pozisyonunu güçlendiren sonuçlara sebebiyet verebilir. Zira S. Arabistan'ın bir süredir 'birincil düşman' olarak belirlediği ülke artık Türkiye değil, yeniden İran haline gelmiş durumda. Yemen'de süren gerilim de bunun işaretlerinden birisiydi zaten."