Gözaltılar sonrası TİP İstanbul İl Örgütü'nde basın toplantısı

Gözaltılar sonrası TİP İstanbul İl Örgütü'nde basın toplantısı

Darbedilerek gözaltına alınan 89 TİP üyesi, gönüllüsü ve depremzede için TİP İstanbul İl Örgütü'nde basın açıklaması düzenlendi.

İleri Haber

Kızılay’ın depremzedeler için çadırları AFAD'a sattığının ortaya çıkmasının ardından protesto etmek için Kızılay şubesi önüne gitmek isteyen ve aralarında Türkiye İşçi Partisi (TİP) üyeleri, gönüllüleri ve depremzedelerin buluduğu 89 kişi gözaltına alındı.

Yapılan bu hukuksuzluğa karşı TİP Genel Başkan Yardımcısı Doğan Ergün ve TİP İstanbul İl Sözcüsü Melis Akyürek, TİP İstanbul İl Örgütü'nde basın toplantısı düzenledi.

Açıklamada konuşan Ergün, “Bugün gün içinde iktidarın uygulamalarına karşı, afet politikasızlığına karşı, Kızılay skandalına karşı, yapılmak istenen çeşitli basın açıklamalarına, yapılan saldırılarda 210’dan fazla arkadaşımız gözaltına alınmıştır darbedilerek. Türkiye İşçi Partisi’nin eyleminden önce Emek ve Demokrasi Güçleri’nin eylemi vardı Kadıköy’de oradan bizim aldığımız bilgilere göre 110 arkadaşımız gözaltında ve kendilerine geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz, biran önce serbest bırakılmalarını talep ediyoruz” sözlerine yer verdi.

‘LANET OLSUN YAPTIKLARI İŞE, LANET OLSUN BU SALDIRI POLİTİKASINA’

TİP’in Kızılay önünde yapacağı açıklamanın engellendiğine vurgulayan Ergün, “Biz burada parti önünde basın açıklamamızı yaptık. Ama bu sırada saldırıyla beraber 100’den fazla arkadaşımız gözaltına alındı. Tam sayıyı avukat arkadaşlarımız çıkarıyor. Aralarında MYK üyelerimizin, parti meclisi üyelerimizin, il başkanlarımızın, il yöneticilerimizin, ilçe yöneticilerimizin, gönüllülerimizin, bu akşam Hatay’a çıkmak üzere burada bulunan gönüllü ve üyelerimizin, depremzedelerin bulunduğu arkadaşlarımız darbedilerek gözaltına alındı. Lanet olsun yaptıkları işe, lanet olsun bu saldırı politikasına” diye konuştu.

‘DEVLETİN NEREDE OLDUĞUNU GÖRDÜK’

Ergün konuşmasını şu sözlerle sürdürdü:

“Sevgili arkadaşlar biz günlerdir ‘Devlet nerede?’ diyoruz. Sadece biz söylemiyoruz bunu, halk söylüyor. Günlerdir afet koordinasyon çalışmaları için 7/24 burada gönüllülerimiz, üyeleriimizle çalışıyoruz. 2 gün önce deprem bölgesindeydik, Ballıöz, Ballıdere, Değirmendere, Bostancık, Döver, Kurtderesi, Vakıflı, Mağaracık köylerini gezdik. Oradaki vatandaşlarımız ‘Devlet nerede?’ diyor, oradaki vatandaşlarımız ‘Çadır nerede?’ diyor. Şimdi devletin nerede olduğunu gördük, devlet burada, aranan devlet Kadıköy’de çadırlarını isteyen, bu sandalın örtbas edilmemesi için protesto eden insanların karşısında ortaya çıktı devlet. Devlet işte buradaymış. Biz yarın Hatay’a gittiğimizde söyleyeceğiz, ‘Size 5 tane çadır veremeyen devlet, Kızılay’ı protesto etmek isteyen insanların karşısında ortaya çıktı’ diyeceğiz.

‘BİZİ SUSTURAMAZLAR’

Bizi susturamazlar. Sadece bizi değil, Hatay’da Hatay’da varız, Maraş’ta varız, Malatya’da varız. Bizim olmadığımız yerde Emek Partili arkadaşlarımız var, onların olmadığı yerde HDP’li arkadaşlarımız var, onların olmadığı yerde Sol Partili arkadaşlarımız var, kadın örgütleri, sendikalar, TMMOB, TTB, halkımız, gönüllüler var. Bizi susturamazsınız. Dün burada 10 binler ‘Hükümet istifa’ diye bağırdı, bu akşam Beşiktaş’ta yine on binler ‘Hükümet istifa’ diye bağırdı. Onları mı susturacaksınız, susturamayacaklar.

Bu aşağıdaki arkadaşlarda biliyor, bu arkadaşlar deprem bölgelerine gitmemiş olabilir ama deprem bölgelerindeki polisler askerlerle çorbamızı çayımızı paylaştık. Biz bunu övünerek söylemiyoruz, çünkü depremzedelerin yanında olmayan devlet kendi askerine polisine de çorba çay vermedi. Biz şahidiyiz, biz oradaydık tanığıyız. TİP’in üyeleri öldü bu depremde, biz oradayız bu işin parçasıyız. Çadır verilmeyen bizim arkadaşlarımız yoldaşlarımız.

‘BİRAZ AR ETSİNLER VE İSTİFA ETSİNLER’

Biz utanıyoruz, gezdiğimiz köylerde ‘çadır yok’ diyen insanların yüzüne bakmaya utanıyoruz, Kızılay satmaktan utanmamış. Şimdi boş boş konuşmayı, saldırmayı ve saldırtmayı biliyorlar. Biraz ar etsinler ve istifa etsinler. Halkın onlardan istediği tek şey bir an önce koltuklarını terk edip gitsinler. Bu devlet sadece kendini korumak için örgütlenmiş, bir avuç para babasını, Kızılay’ı, bütün devlet kuruluşlarını kendi şirketi haline getirmiş. Bir avuç asalağı korumak üzerine örgütlenmiş bir devlet var karşımızda. Kızılay’ın hesabı kapanmayacak. 50 binden fazla yurttaşımızı kaybettik bunun hesabı kapanmayacak.

‘DERHAL TERK ETSİNLER MAKAMLARINI, KOLTUKLARINI’

Şimdi alelacele enkazları kaldırmaya çalışıyorlar, suçlarını örtbas etmeye çalışıyorlar una izin vermeyeceğiz. Bugün arkadaşlarımız deprem bölgelerine göndermek üzere polis ablukasında yük taşımaya çalıştı.

Diyarbakır’dan arkadaşlarımız Adıyaman’a gittiler, dönüşte gözaltına alındırlar. Tek bir gerekçe var ‘Neden oraya gittin?’  Bu devletin gözünde evinde oturan gözün kapatan yurttaş makbul, şimdi seferber olan yurttaşı gözaltına almayı beceren bir devlet var. Yazıklar olsun, lanet olsun derhal terk etsinler makamlarını, koltuklarını.”

AKYÜREK: O SOKAKLARDA HİÇ KİMSE YOKTU

“Hükümet istifa” sloganlarının ardından konuşmaya başlayan TİP İstanbul İl Sözcüsü Melis Akyürek ise, “Parti binalarımızın tamamı 24 saat boyunca açık ve 24 saat byyunca deprem bölgesine götürülmek üzere yardım kolileri hazırlandı. İçerisine sadece bakliyatları, çocuk bezlerini koymadık, aynı zamanda buradan oraya umudumuzu koyduk ve bir kentin yeniden yeşereceği umudumuzu koyduk. Sadece İstanbul’dan 50’nin üzerinde tır, 500’ün üzerinde de gönüllü ve parti üyesi arkadaşlarımızı deprem bölgesine gönderdik. Her biri en az 10 gün olmak üzere ilk günden itibaren sokaklardaydı, o devletin, AFAD’ın, Kızılay’ın aslında biz buradayız dediği günlerde hiç kimse yokken sokaklarda, kapkaranlık elektrik dahi yokken yoldaşlarımız ilk 2 gün boyunca enkazdan insanlar çıkardı. Buradan oraya bir avuç çorba verebilmek için gitti. Ve evet o sokaklarda hiç kimse yoktu. Ne AFAD vardı ne devlet vardı ne de bir devlet sorumlusu” diye konuştu.

‘AKP HÜKÜMETİ ÇADIRLARI SAKLAMAKTAN UTANMIYOR’

Akyürek konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Bütün arkadaşlarımız biliyorlar İstanbul’da bu çalışmalarımız bir gün dahi durmadı. Az önce partimiz abluka altındayken dahi biz kamyon yükledik, bu kamyonun bugün yola çıkması gerekiyor ki yarın ki ihtiyaçları tedarik edebilelim. Yarım saat önce de otobüsümüz kalktı fakat eksikli kalktı. Çünkü yoldaşlarımız gözaltına alındı. Biz yine de otobüsümüzü kaldırdık çünkü bize orada ihtiyaç var.

Bizi burada ablukaya alanlar ya da darbederek işkenceyle almaya çalışanlar bizim bunlardan korkacağımızı düşünüyorlarsa çok yanlış düşünüyorlar. Çünkü biz hiçbir zaman hiçbir noktada geri adım atmadık, daha fazla örgütleneceğiz. Yarın göreceksiniz yoldaşlarımız, gönüllülerimiz bu binaya daha fazla eşya getirecek. Daha fazla insanla biz bu süreci örgütlemeye devam edeceğiz. Çünkü orada hala bir devlet yok arkadaşlar. Bize hala insanlar köylere gittiğimizde çadır soruyorlar, biz insanlara yok demekten utanıyoruz ama bu hükümet bu asrın felaketi olan AKP hükümeti çadırları saklamaktan utanmıyor, bize aşağıda saldırmaktan utanmıyor., küçücük çocukları penyeyle önüne dizip, üstlerine bir tane kaşkol vermeyip şov yapmayı biliyor sadece.

Ama 3 ay kaldı, çok bir şey kalmadı. Her biri tek tek o makamlarından inecek ve hepsi yargılanacak ve biz de hepsini izleyeceğiz.”