
Erkan Baş’tan işçi avukatlığa ilişkin kanun teklifi
TİP Genel Başkanı Erkan Baş, işçi avukatların hukuki statülerinin tanımlanmasına ilişkin kanun teklifi hazırladı.
İleri Haber
Türkiye İşçi Partisi (TİP) Genel Başkanı ve İstanbul Milletvekili Erkan Baş, "Avukatlık Kanunu’nda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi"ni, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanlığına sundu. Baş, Meclis'e sunduğu kanun teklifinde "Avukatlık mesleğinin, gerek avukatlık mesleği içindeki sermaye sahiplerinin menfaatleri, gerek küresel kapitalizmin sermaye sahibi sınıflarının ihtiyaçları doğrultusunda son yıllarda ciddi anlamda işçileştiği görülmektedir" dedi.
TİP Genel Başkanı Erkan Baş, Avukatlık Kanunu'nda değişiklik yapılmasına ilişkin kanun teklifi hazırladı.
“İŞÇİ AVUKTLAR GÜVENCESİZ”
Baş, TBMM Başkanlığına sunduğu kanun teklifinde "Savunmanın ve yargının bağımsızlığını savunmak, işçi avukatların haklarını savunmaktan geçmektedir. İşçi avukatlar, düşük ücretlere, güvencesiz ve ağır çalışma koşullarına mahkum ve mecbur bırakılmaktadır. Fabrika tipi hukuk büroları her geçen gün, işçi avukatların emeği ile zenginliklerine zenginlik katarken işçi avukatlar, maruz kaldıkları bu hukuksuzluğu sindirerek görevlerini icra etmek durumunda kalmaktadır" ifadelerini kullandı.
“SAVUNMANIN BAĞIMSIZLIĞINI SAVUNMAK, AVUKATLARIN HAKLARINI SAVUNMAKTAN GEÇİYOR”
İşçi avukatların hukuki statülerinin tanımlanması ve maruz kaldıkları hak ihlallerinin giderilmesi gerektiğini belirten Erkan Baş'ın sunduğu kanun teklifi şöyle:
"Avukatlık mesleğinin, gerek avukatlık mesleği içindeki sermaye sahiplerinin menfaatleri, gerek küresel kapitalizmin sermaye sahibi sınıflarının ihtiyaçları doğrultusunda son yıllarda ciddi anlamda işçileştiği görülmektedir. Tarihi seyri itibariyle ve elbette savunmayı temsil etmesinin doğal sonucu olarak bağımsız ve serbest yürütülen avukatlık mesleği bugün ancak bir avukatın yanında, bir avukatlık ortaklığında ya da bir özel hukuk tüzel kişiliği bünyesinde bağımlı ve ücret karşılığında icra edilebilmektedir. İş sözleşmesinin esaslı unsurları olan “zaman, bağımlılık ve ücret” gibi unsurların mevcudiyetinden hareketle, bu biçimde çalışan avukatın “işçi avukat” olarak kabul edilmesi bir zorunluluk taşımaktadır.
Savunmanın ve yargının bağımsızlığını savunmak, işçi avukatların haklarını savunmaktan geçmektedir. İşçi avukatlar, düşük ücretlere, güvencesiz ve ağır çalışma koşullarına mahkum ve mecbur bırakılmaktadır. Fabrika tipi hukuk büroları her geçen gün, işçi avukatların emeği ile zenginliklerine zenginlik katarken işçi avukatlar, maruz kaldıkları bu hukuksuzluğu sindirerek görevlerini icra etmek durumunda kalmaktadır.
Avukatlık mesleğinde meydana gelen dönüşüm neticesinde, aynı büroda birlikte çalışma şeklinde tarif edilen çalışma biçimi, yaygın bir çalışma biçimi olmaktan çıkıp bir istisna haline dönüşmüştür. Avukatlık Kanunu, işçi avukatların haklarını korumak konusunda son derece yetersiz kalmakla birlikte, avukatlık mesleğinin dönüşümünden önceye dayanan bağımsızlıkçı, eşitlikçi ve gelenekçi hükümleriyle bugün emek sömürüsünü meşrulaştıran bir işlev taşımaktadır. Bu nedenle, Avukatlık Kanunu’nun işçi avukatların hukuki statülerini netleştirecek ve özlük haklarını tesis edecek biçimde değiştirilmesi gerekmektedir.
Türkiye İşçi Partisi olarak, yurttaşın hak arama mücadelesinde yanında olan işçi sınıfının bir parçası işçi avukatların hak arama mücadelesinde yanlarında olduğumuzu vurguluyoruz. İşçi avukatların hukuki statülerinin tanımlanması ve hak ihlallerinin giderilmesi için;
1) İşçi avukatlık kavramı, sürekli iş ilişkisi içinde çalışan avukatlar olarak kanun metninde açık bir hukuki statüye kavuşturulmalıdır.
2) Aynı büroda birlikte çalışma tanımı, yalnızca aralarında sürekli iş ilişkisi bulunmayan avukatlar için kullanılmalıdır.
3) İşçi avukat ile işveren arasındaki sürekli iş ilişkisi içindeki çalışma biçiminin, yazılı bir tip sözleşme ile kurulması zorunlu hale getirilmelidir. Sözleşmede; sözleşmenin süresi, çalışma şekli, ücret, izin, çalışma süresi ve fazla çalışma, tarafların hak ve yükümlülükleri ve sözleşmenin feshi gibi hususların bulunması zorunlu kılınmalıdır.
4) İşçi avukat iş görme edimini ve rekabet etmeme yükümlülüğünü ihlal etmemek koşuluyla, işverenin onayı aranmaksızın kendi adına iş ve dava alabilmeli ve bu iş ve davaları icra edebilmelidir. Bu iş ve davalar için avukattan, yüzde, komisyon vb. ücretler alınmaması ve bu nedene dayanılarak avukatın sözleşmesinin feshedilmemesi güvence altına alınmalıdır. İşverenin bu hükümlere aykırı davranmasının önüne geçmek adına bu hükümlere aykırılık işçi avukata dört aylık ücret tutarından az olmamak üzere ödenecek tazminat ile yaptırımlandırılmalıdır.
5) İşçi avukatın aylık net ücretinin, her yıl için Türkiye Barolar Birliği tarafından belirlenecek asgari ücretin altında olmayacağı ve avukatın yıllık aidatının yanında çalıştığı avukat, avukatlık ortaklığı veya diğer özel hukuk tüzel kişileri tarafından ödenmesi sağlanmalıdır.
6) Sürekli iş ilişkisi ile çalışma biçimine ilişkin hususların esas, şekil ve şartları çıkarılacak yönetmelikle açıkça düzenlenmelidir."
AV. ŞEKER: PARLEMANTOYA SUNULAN İLK ‘İŞÇİ AVUKATLIK’ KANUN TEKLİFİ
TİP Genel Başkanı Erkan Baş’ın Meclis’e sunduğu kanun teklifine ilişkin görüşlerini sorduğumuz Adalet İçin Hukukçular üyesi Avukat Kağan Şeker ve Özge İnce, kanun teklifinin bugüne kadar ilk “işçi avukatlık” teklifi olduğuna dikkat çekti.

Av. Kağan Şeker
Av. Şeker, “Hazırladığımız bu teklif ile avukatlıkta hakim çalışma pratiğinin işçi avukatlık olduğu bu nedenle verilecek mücadelenin emek mücadelesinden bağımsız ve ayrı olamayacağı vurgulanmaktadır. Avukatların sıklıkla paylaştığı Molierac’a atfedilen bir söz var: “Avukatlar tarih boyu köle kullanmadılar ama hiçbir zaman efendileri de olmadı.” Bu teklifin kanunlaşması halinde meslektaşlarımız bu sözü artık gönül rahatlığıyla paylaşabilirler” dedi.
Av. Şeker şöyle devam etti:
“Avukatlık Kanunu’nda yapılacak değişiklikler ile ‘sürekli iş ilişkisi’ olarak icra edilen işçi avukatlık bir çalışma biçimi olarak tanınmaktadır. İşçi avukat ile işveren arasındaki iş ilişkisinin kurulması için yazılı tip sözleşme kurucu unsur haline getirilmektedir. Bu sözleşmede; önemli başlıkların bulunması zorunlu kılınmakta, işçi avukatın kendi ad ve hesabına iş ve dava alabilmesinin önü açılmaktadır. İşçi avukata teklif edilecek asgari ücretin her yıl Türkiye Barolar Birliği tarafından belirleneceği düzenlenmekte ve işçi avukatın bu rakamın altında çalışmasının önüne geçilmektedir.”
AV. İNCE: AVUKATLIK TİCARİ BİR FAALİYETE DÖNÜŞÜYOR
Av. Özge İnce ise avukatlık mesleğinin mevcut Avukatlık Kanunu’ndaki tanımından git gide uzaklaştığını belirtirken, “Avukatlık mesleği, mevcut Avukatlık Kanunundaki tanımından uzaklaşarak ticari bir faaliyete dönüşmekte ve bu aşamada yaygın çalışma şekli olan işçi avukatlığın mevzuatta yeri bulunmamaktadır. Hazırladığımız kanun teklifi, işçi avukatların haklarının korunması bakımından Avukatlık Kanunu'ndaki yetersizliği ortadan kaldırmaya yönelik oldukça kıymetli bir adımdır” diye konuştu.

Av. Özge İnce
Av. İnce şunları söyledi:
“Önceki yıllarda işçi avukatların sorunlarının giderilmesine yönelik adımlar atılmış; bu alanda bir Yönerge çıkartılmış, Yönerge'nin iptal edilmesi sonrasında Yönetmelik çıkartılmış; ancak "şirketleşen" hukuk bürolarının ve Adalet Bakanlığı'nın açtığı davalar ile Yönetmelik'in de iptaline karar verilmiştir. Genç meslektaşlarımız yaşamlarından vazgeçecek noktada umutsuzluğa sürüklenirken, geçmiş yıllarda yaşanan tüm iptal davalarına karşı artık Kanun boyutunda bir yasal düzenleme ile bu soruna müdahale etmek elzem hale gelmiştir.”