Enerji iş kolunda son 10 yılda en az 372 iş cinayeti

Enerji iş kolunda son 10 yılda en az 372 iş cinayeti

İSİG Meclisi, FEDAŞ işçilerinin direnişine desteğini açıkladı ve enerji iş kolunda son 10 yılda en yaşanan iş cinayetlerine ilişkin raporunu paylaştı.

İleri Haber

Dersim'de hakları için direnen Enerji-Sen üyesi Aksa Fırat Elektrik Dağıtım A.Ş. (FEDAŞ) işçilerinin direnişi 44 gündür sürerken, İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği (İSİG) Meclisi de enerji iş kolunda yaşanan iş cinayetlerine ilişkin rapor paylaştı. İSİG Meclisi'nin raporunda, FEDAŞ işçilerinin talepleri aktarılırken, enerji işçilerinin yaşam koşullarına ilişkin detaylar yer aldı.

Raporda, "FEDAŞ işçisi arkadaşlarımız ne istiyor?" sorusu ile işçilerin talepleri, maddeler halinde aktarıldı. 

'İŞÇİLERİN HAYATI, İŞVERENLERİN İÇİN ÖNEM TAŞIMIYOR'

FEDAŞ işçilerinden aktarılanlar şöyle:

1-) Asgari ücret düzeyinde maaş alıp yüksek iş temposuyla çalışmaya zorlanan işçiler, işçi alımı yapılarak iş yoğunluklarının azaltılmasını, maaşlarının insanca yaşayacak bir düzeye yükseltilmesini, mobbing, baskı ve tehditlerin son bulmasını talep ediyor.

2-) Örneğin 8 işçinin yapacağı bir iş 2 işçiye kısa bir sürede yaptırılmaya çalışılıyor. Bu da çoğu zaman iş kazalarının olmasına neden oluyor. Kazancı Holding'e bağlı FEDAŞ yöneticileri işçiler üzerinde sürekli bir baskıyla işi sürdürüyor.

3-) İşçi sağlığı ve iş güvenliği görmezden geliniyor. Daha bir hafta önce Elazığ ve Bingöl'de 2 işçi arkadaşımız çalışırken ağır yaralandı. Hayati önem taşıyan bir iş kolu olan enerji iş kolunda işçilerin hayatı işverenler için maalesef önem taşımıyor.

4-) İçinde bulunduğumuz enflasyon, pahalılık koşullarında asgari ücret seviyesinde ücretlerle çalışıyoruz. Önceki yıllarda kazandığımız mesai ve yemek ücretleri hakkımız bile yıldan yıla eriyerek gülünç rakamlara düşmüş durumda.

5-) Yazın 40 derece sıcakta kışın sıfırın altında soğukta zorlu arazi şartlarında kalitesiz ekipmanlarla çalışıyoruz.

'HALKLA İŞÇİLERİ KARŞI KARŞIYA GETİRMEYE ÇALIŞTILAR'

Toplam 32 FEDAŞ işçisinin işten çıkarıldığı hatırlatılarak, sürece ilişkin detaylar da şöyle aktarıldı:

6-) 44 gündür yasalar çerçevesinde 'işten kaçınma hakkı'mızı kullanarak acil durumlar hariç işe çıkmıyoruz.

7-) Hastane ve kentin su pompaları gibi acil durum gerektiren arızaları yapmamıza rağmen Fırat Aksa, abonelerine SMS'ler atarak yaşanan arızaların sorumlusunun işçiler olduğunu ifade edip halkla işçileri karşı karşıya getirmeye çalıştı.

8-) Şirket yöneticileri buradaki işçilerin sorunlarını çözmek yerine çevre illerden işçi getirip bilmedikleri hatlarda çalışmaya zorladılar.

9-) Çevre illerden getirilen işçi arkadaşlarımızla konuştuğumuzda 'İşten atılmakla tehdit edildik ondan geldik' diyorlar. Bilmedikleri hatlarda, trafolarda canlarıı pahasına çalıştırmak istiyorlar. Biz kendi durumumuzu anlattığımızda polis-jandarma zorlanmasına rağmen 'Çalışmak istemiyoruz kimsenin ekmeğinde gözümüz yok' diyerek geri dönüyorlar...

SON 10 YILDA EN AZ 372 İŞ CİNAYETİ

"Enerji işçileri, 12 yıldır mücadelesini sürdüren İSİG Meclisi'nin de kurucu unsurlarından birisini oluşturuyor" denilen raporda, dayanışmayı güçlendirmek ve enerji iş kolundaki mücadeleye katkı sağlamak amacıyla son 10 yılı kapsayan bir raporun hazırlandığı kaydedildi.

Son 10 yılda en az 372 enerji işçisinin iş cinayetinde hayatını kaybettiği belirtildi ve iş cinayetlerinin yıllara göre dağılımı şöyle paaylaşıldı:

- 2013: 33 işçi

- 2014: 31 işçi

- 2015: 39 işçi

- 2016: 35 işçi

- 2017: 49 işçi

- 2018: 10 işçi

- 2019: 40 işçi

- 2020: 41 işçi

- 202: 32 işçi

- 2022: 42 işçi

- 2023'ün ilk 8 ayı: 20 işçi

'İŞ KAZASI DEĞİL İŞ CİNAYETİ'

İSİG Meclisi raporunda, iş cinayetlerine ilişkin şu değerlendirmeler de yer aldı:

- Temel kriterimiz 'bütün iş kazalarının önlenebilir olduğu'dur. İşçi ölümlerinin önlenebilir olması yüzünden yaşananları 'iş kazası' değil 'iş cinayeti' olarak tanımlıyoruz.

- Bizler hazırladığımız raporlarda 'geniş anlamda iş kollarını' temel almamıza rağmen bu rapora özel olarak 'dar anlamda nace kodlarını' esas aldık. Yoksa bu iş kolundaki birçok arkadaşımızın işsizlik ya da iş değiştirme süreçlerinde 'serbest elektrikçilik' yaptığını hatırlatmakta fayda var.

- Geleneksel olarak enerji iş kolunda çalışanların büyük bir çoğunluğu erkek işçi. Kadın işçiler çoğunlukla büro işlerinde çalışıyorlar. Bu dönemde sadece 4 kadın işçinin ölümünü tespit edebildik. Kaybettiğimiz kadın arkadaşlarımız rüzgar enerji santralinde yardımcı hizmetlerde, doğal gaz müşteri hizmetlerinde, özel firmada üretim biriminde ve hidroelektrik santralinde elektrik teknisyeni olarak çalışıyorlardı.

- Yine enerji iş kolunda taşeron gibi esnek çalıştırma modelleri yaygın olsa da 'mülteci-göçmen işçi' çalıştırıldığına dair elimize ulaşan bir bilgi yok. Ancak taşeron marifetiyle kısa süreli yardımcı işlerde (trafo boyama, DSİ'de tel çekme vb.) mülteci-göçmen işçi çalıştırıldığına şahit olduk.

İSİG Meclisi raporunun tamamına ulaşmak için tıklayın.