Dündar ve Gül Cumhuriyet gazetesinde

Dündar ve Gül Cumhuriyet gazetesinde

MİT TIR’ları haberleri nedeniyle tutuklanan ve dün akşam AYM kararıyla tahliye edilen Can Dündar ve Erdem Gül gazeteleri Cumhuriyet’e geldiler.

MİT TIR’ları haberleri nedeniyle tutuklanan ve Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) 'hak ihlali' kararıyla 92 günlük tutukluluğun ardından dün tahliye edilen Cumhuriyet gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ve Ankara Temsilcisi Erdem Gül bugün gazeteleri Cumhuriyet’e geldiler. Dündar ve Gül gazete önünde açıklama yapıyorlar.

Gazete önünde açıklama yapan Can Dündar şunları söyledi:

''Murat'ın bir esprisi vardı onu söyleyeyim; diyordu ki ben genel yayın yönetmeni olduğum zaman, 'genel yayın yönetmeni ve Ankara temsilcisi günde iki kere falan haberleşmesi gerekir' demişti. Kendi aramızda böyle konuşmuştuk ama 24 saat birlikte yatmak yoktu hesapta. Ankara temsilcisi Genel Yayın Yönetmeni ilişkisi böyle olmalı gerçekten. Gazete ilişkileri açısından çok bağlayıcı oldu.  Sayın Cumhurbaşkanına teşekkür etmek istiyorum. Bu birlikteliği yarattı, bizi birbirimize daha yakınlaştırdı. Bu gizlemeyi çalıştıkları sırrı bütün dünyanın duymasını sağladı. Gerçekten biz istesek bu kadarını yapamazdık.”

Dündar'ın sözleri açıklamayı haber yapmaya gelen gazetecileri de kahkahaya boğdu.

‘CEZAEVİ ÇOK GÜVENLİ BİR YER, İÇERİDE HİÇ HIRSIZ YOK’

Daha sonra gazete binasına giren Dündar’ın açıklamalarından satır başları şöyle:

Nihayet gazetemize kavuştuk…

Hepinize tavsiye ederim orada (Silivri Cezaevi) ev sahibi olmak. Dubleks villalar var. Duvar manzaralı çok güzel… Konu komşu hepsi eğitimli insanlar. Okumuş yazmış insanlar, savcılar, hakimler, askerler… Hiç hırsız yok. İçeride rahatsınız. Hırsızlar giremiyor biliyorsunuz. Yüksek güvenlikli ve çok güvenlikli bir yer. Dilerim o haberi yazan arkadaşlar da en kısa zamanda konfordan yararlanabilirler -ki yararlanacaklarını tahmin ediyorum.

‘TECRİTİ ANLAMALARI İÇİN LÜKS VİLLADA BİR SÜRE YATMALARI LAZIM’

“Boş yatak var mı?” sorusuna, “Boş yatak var, yani biz çıktık iki tane boşaldı şimdi. Muhtemelen hızla orayı dolduracaklardır. Yani inşaatçı kafası ‘abi dublekste yatıyorlar bir de şikayet ediyorlar’ diye. Yani tecrit diye bir şey, bir insanı isterseniz saraya koyun bu insanlığa zulümdür. İnsanlar sırf buna katlanmamak için ölüme gittiler, kendilerini yaktılar. Büyük bir katliam yaşandı Türkiye’de. Tecriti anlamaları için o lüks villada bir süre yatmaları lazım.

‘GÜÇ DENGELERİ DEĞİŞİNCE YARIN DAHA FAZLA MİKROFONLA BİR ARADA OLURUZ’

Birçok basın kuruluşunun tahliyelere yer vermemesinin sorulması üzerine Dündar, şöyle konuştu: “Biz çıkana kadar buradaki mikrofonların bire düşmemiş olması çok sevindirici. Tebrik ediyorum 5 kanalı. İyimser yönden bakmak lazım. Çok korku iklimi hakim. Herkes lafını seçerek söylüyor. Zaten bizim içeri alınmamızın nedeni de gözdağı vermekti. İçeridekileri cezalandırmak kadar dışarıdakilere de bir gözdağı vermek. Etkisini gösterdi. Ama sonuç aldı mı diye bakarsanız… alamadı. Sonuçta biz dışarıdayız gene yüksek sesle konuşuyoruz. Herkese tavsiye ediyorum. Girersiniz, yatarsınız, biraz kitap okur çıkarsınız. Korkutmak için içeri attılarsa ters etki yapıyor. O kadarda facia değilmiş deyip sesiniz daha yüksek çıkıyor. Bunlar geçer. Yani bu mikrofonlar biraz iktidara odaklıdır. Yarın güç dengeleri değişince daha fazla mikrofonla bir arada oluruz.”

‘HEM DİYARBAKIR HEM DE SİLİVRİ’DEKİ NÖBETE KATILACAĞIZ’

Umut nöbeti devam edecek mi? Katılmayı düşünüyor musunuz? sorusuna , “Erdem ile konuştuk, biz (umut nöbeti) çok kıymetli buluyoruz. Son dönemin bizim için en kıymetli sivil itaatsizlik eylemi. Çünkü orada protesto yasak. Sessiz çığlıktı o. Her hafta sonu gelenler oldu. Biz onların uzattığı ipe tutunarak çıktık. Biz de katılmak istiyoruz. Hem Diyarbakır’a hem de Silivri’ye katılacağız. Bence devam etmeli. Son gazeteci de çıkana kadar… Güneydoğu’da unutulmuş koşullarda çalışan gazeteciler var. Gene biz üzerimize dikkat çekmeyi başardık bir şeklide. Ama tamamen adları bilinmeyen çok meslektaşımız var. Şimdi onlarla ilgilenme zamanı. Onları dışarı çıkarmamız gerekiyor. Dilerim bize gösterilen bu ilgi onlara da yönelir. Biz de ona vesile olmaya gayret edeceğiz, elimizden geldiğince.”

ERDEM GÜL: TUTUKLU GAZETECİLERİ UNUTMAMALIYIZ

Cumhuriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Erdem Gül de şu görüşleri dile getirdi: “(Can Dündar ile) Kırkıncı günde bir araya gelebildik. İlk tutuklandığımız günden itibaren yan yana konulduğumuzu biliyorduk. A1 blok 5 ve 6’da kalıyorduk ama birbirimizi görmüyorduk. Sesimizi de duyurmak olağanüstü güç.

Türkiye’de bu işler vardı biz de en azından pratik olarak bilmiyorsak teorik olarak bir külliyat var Türkiye’de, hapishane külliyatı. Biz özgürlükleri bir kaybedip bir buluyoruz. Bir kaybettirip bir buldurtuyorlar bize. Sonra hep beraber oturup seviniyoruz. Halbuki bir süre önce elimizde olan hakları kaybedip bunu geri aldığımıza seviniyoruz. Türkiye için asıl kötü olan durum bu.

‘BURUK BİR SEVİNÇ OLDU’

Hala cezaevinde gazeteciler var. Buruk bir sevinç oldu bu. Nihayetinde insanlar o koşullarda tutukluluklarını devam ettiriyorlar. Onları da unutmamamız gerekiyor. Bizim çıkışımız onların unutulmasına vesile olmamalı.”

DAHA FAZLA