Çocuklar düşük kilo ve kansızlıkla mücadele ediyor

Çocuklar düşük kilo ve kansızlıkla mücadele ediyor

Türkiye'de çocuklar yetersiz beslenmeye bağlı düşük kilo ve kansızlıkla mücadele ediyor.

Son iki yıl içinde gıda fiyatlarında yaşanan artış yoksul, güvencesiz ya da asgari ücretle geçinen kesimler için sağlıklı beslenememe halini artırdı. Bu yoksulluk sarmalından en çok etkilenenler ise çocuklar. Sağlıklı bir büyüme ve gelişme için en temel gıda olan et, süt ve yumurtadan mahrum bırakılan çocukların beslenememesi hayatlarında onarılamaz fiziki, ruhsal sorunlara yol açıyor.

5 YAŞ ALTI ÇOCUKLAR AKUT YETERSİZ BESLENMEYLE KARŞI KARŞIYA

Araştırmalara göre çocukların beden, zihin, sosyo-duygusal gelişimindeki büyük eksikliklerin yaşamış oldukları derin yoksulluktan kaynaklanıyor. Birleşmiş Milletler Dünya Gıda Programı’nın verilerine göre Türkiye’de 5 yaş altı çocukların yüzde 1,7’si akut yetersiz beslenme durumuyla karşı karşıya. Veriler çocukların yüzde 6’sının ise kronik yetersiz beslenme yaşadığını gösterdi.

SAĞLIKLI BESLENMENİN GÜNLÜK MALİYETİ 243 TL

Artı Gerçek’te Yağmur Kaya’nın haberine göre; Birleşik Metal-İş Sendikası Sınıf Araştırmaları Merkezi (BİSAM) tarafından her ay düzenli olarak hesaplanan açlık ve yoksulluk sınırının eylül ayı raporuna göre, dört kişilik bir ailenin sağlıklı ve dengeli beslenmesi için yapması gereken harcama tutarı 7 bin 300 lira. Rapordaki, açlık sınırı üzerinden hanehalkı tüketim harcamaları esas alınarak yapılan hesaplama sonuçlarına göre ise, yoksulluk sınırı 25 bin 252 lira, sağlıklı beslenmenin günlük maliyeti 243 TL, Eylül 2022’de açlık sınırı 7 bin 300 TL. Rapora göre, sağlıklı beslenme için en önemli harcama kaleminin ise süt ve süt ürünleri olduğuna yer veriyor.

OKULLARDA BİR ÖĞÜN YEMEK VERİLMESİ İÇİN KANUN TEKLİFİ

Yeterli beslenememe nedeniyle 2022-2023 Eğitim-Öğretim yılında okullarda bir öğün yemeğin verilmesi için sivil toplum kuruluşları tarafından kampanyalar yürütüldü, yürütülmeye devam ediliyor. CHP, HDP, TİP milletvekilleri Meclis'e kanun teklifi sundu. Ülkeyi yöneten siyasi partinin henüz bu çağrılara somut bir adım atmış değil.

İstanbul Bahçelievler'de bulunan Kumport İlköğretim okulu önünde veliler, okullarda bir öğün yemeğin ücretsiz olması için kampanya yürüten Tüm Öğrenci Velileri Derneği (ÖVDER) Başkanı Ömer Yılmaz, bu konuyla ilgili kanun teklifi sunan Türkiye İşçi Partisi (TİP) Milletvekili Sera Kadıgil ve İstanbul Kantinciler Odası Başkanı Vahap Osmanoğlu ile konuştuk.

BABA AKMAN: BİSKÜVİ, ÇUBUK KRAKERLE İDARE EDİYOR

Apartman görevlisi üç çocuk babası Metin Akman, birinci sınıf öğrencisi oğlunun beslenme çantasına soğuk bir sandiviç koyduğunu ya da arada 10 lira harçlık verebildiğini söyledi. Asgari ücretle çalıştığını belirten Akman şunları söyledi:

"Tek çocuk okuttuğum halde çok zorlanıyorum. Asgari ücret maaş alıyorum. Başka bir gelirim yok. Kızımı da maddi sıkıntılardan dolayı üniversiteye yazdıramadım. Kalemine, defterine güç yetmiyor. Kitabına para vermiyoruz Allaha şükür ama kırtasiye masrafları belli. Bazen soğuk sandiviç yapıyorum. Bazen poğaça alıyorum bazen de cebine bir 10 lira koyuyorum. Fazla koyamıyorum. Kantinden ne istersen al oğlum diyorum. Kantin fiyatları çok pahalı. Bisküvi, çubuk krakeri o şekilde idare ediyor. Keşke iyi şeyler yapabilsek ama maddi durumlar maalesef çok kötü."

ANNE NURGÜL: KIŞ AYLARINDA ÇOCUKLARLA AYNI ODADA YATMAYI DÜŞÜNÜYORUZ

Üç çocuk annesi Nurgül, tek bir maaşla ayakta kalmaya çalıştıklarını ve 2 bin 750 ev kirası ödediğini söyledi. Biri üniversiteli ikisi ilköğretimde okuyan çocuklarının sağlıklı ve yeteri derecede beslenemediğine dikkat çekti:

"Bir tost 18 lira. Normalde her yerde öğrenciye indirim diye geçiyor ama nedense bu kantinlerde bir suyun fiyatı 5 tl ise benim diyecek bir şeyim yok yani. Ben çocuğuma katinden hafta bir gün yedirebiliyorum. Onun dışından beslenme koymaya çalışıyorum. Evde bir yumurta bir sütle doyurabildiğim kadar doyuruyorum geri kalanı da Allah'a emanet. Tabii ki zorlanıyorum. Gerçekten diyecek bir şey bulamıyorsun. Faturalardır... Kış geldi. Doğalgazı nasıl yakacağız? Bu kış çocuklarla aynı odada yatmayı düşünüyoruz. Çünkü her şey çok pahalı."

KIRTASİYECİ: FİYATLAR ÇOK ARTTI, VELİLER MUTFAK MASRAFINI KISTI, OKUL MASRAFINA AYIRDI

Bahçelievler Kumport Ortaokulu'nun karşısından 15 yıldır kırtasiye işleten Bahar, kırtasiye ürünlerin tamamına zam yapıldığını vurguladı. Çocukların okul ihtiyaçlarını karşılamak için ebeveynlerin gıda masrafını azaltmak zorunda kaldığını söyleyen Bahar, "Fiyatlar o kadar arttı ki market, gıda fiyatlarına zam geldiği gibi, kırtasiye ürünlerinin tamamına iki üç katı zam geldi. Her şey arttı. E tabii müşteriye de bu çok yansıdı. Ekonomik sıkıntı malum, zor geçiniyor insanlar, e kırtasiye masrafları işin içine girince almak zorunda kalıyorlar. Çocuğun ihtiyacı, okumak zorunda, almasa olmuyor. Mutfak masrafından kıstı çocuğunun okul masrafına ayırdı o parayı" diye belirtti.

Birçok kadın müşterinin geçinemedikleri için ek iş yapmak zorunda kaldığını söyleyen esnaf, kağıda zam geldiği için kitap, defter gibi ürünlere de zam yapıldığını belirtti:

"Hiç çalışmayan bir kadın ev ya da apartman temizliğine gitmeye başladı. İnsanlar artık ihtiyaçları olanı alıyorlar. Çantanın fiyatı 350-400 liraya çıktı. Test kitapları 104-129 fiyatı arasında. Yüz liradan aşağı kitabımız yok. En ucuz boyamız 20 lira."

EMİNE: ABİSİNDEN KALAN MONT, AYAKKABIYI KÜÇÜK OĞLUMA GİYİNDİRİYORUM

Kırtasiyeye, Kumport Ortaokulu'nda okuyan oğlunun ihtiyaçlarını almak için gelen Emine, iki çocuğunun da erkek olmasının bu pahalılıkta büyük bir şans olduğunu söylüyor. Büyük oğlunun okul önlüğü, mont, pantolonunu küçük oğlu için kullandığını ifade eden Emine, kırtasiye ürünlerinden gıda fiyatlarına kadar her şeye büyük bir zam geldiğinin altını çizdi:

"Eşim iki gün önce 100 liraya bir kaşar aldı. Bir kaşar bir tost ekmeği üç güne yetiyor. Çünkü abisi de var. Her gün 20 lira versem okulda alacağı tostla doymazlar. Her gün her birine 20 lira vermekte de zorlanırım."

Her şeyin çok pahalı olduğunu yüzüne yansıyan şaşkınlık ve tebessümle dile getiren Emine, her gün pazar, market fiyatlarının değiştiğini belirtti. Oğlunun okul ihtiyaçları için 500 lira harcadığını, kırtasiye eksikliği olduğu zaman öğretmenlerin öğrencilere eksi puan verdiğini söyleyen anne Emine, "Kalem, çanta abisinin vardı. Öncelikleri alıyoruz, diğer ihtiyaçları ertelemek zorunda kalıyoruz" dedi, "Ağabeyden kalanı bu giyiyor. Önceden iki çocuğuma her ihtiyacını alıyordum. Şimdi öyle yapamıyorum. Ağabeyden kalanı küçük oğluma giydiriyorum."

MAHALLENİN MARKETİ SARPTAN: ÇOCUKLAR ŞU AN HİÇBİR ŞEY ALAMIYOR,

Mikrofon uzattığımız mahallenin marketi Zahide Sarptan, okul çağındaki çocukların artık birer 'Ekonomist' olduğunu söyledi. Çocukların markette en ucuz gıdaları aldığını belirten

Anaokulu Öğretmeni Sarptan, özel sektörde uzun bir süre asgari ücretin altında çalıştığını, artık geçinemediği için babasından devraldığı dükkanı işletmeye karar verdiğini anlattı. Eşinin de ek iş yaptığını ifade eden Sarptan, gelecek kaygısının artık çocuklara da sirayet ettiğini aktardı. Markete uğrayan birçok öğrencinin bir şeyler alamadan marketten ayıldığını söyleyen Sarptan, bu durumun kendisini duygusal olarak yıprattığını belirtti:

"Ben başka bir meslekteydim eşim şu an başka bir işe başladı ben devraldım. Yani ikinci iş oldu bizim için. Şu an idare edilmiyor mecburen ikinci iş yapıyoruz. Tabii ki dokunuyor, ben bu yaşlarda oyun oynuyordum. Hiç. Böyle bir kaygım geleceğe dair bir endişem yoktu. Ama onların şu an böyle bir endişesi var. Abla ne olacak böyle, biz bu kadar yerken şimdi yiyemiyoruz. Hepsi gelip yorum yapıyor bana artık ben de onlara üzülüyorum. Bunları düşünmeyin sizin düşünme yaşınız değil diyorum ama artık bu işin içine acayip derecede girmişler. Çocuklar şu an hiçbir alamıyorlar. Her yerde fiyatlar arttı. Arttığı için de artık çocuklar bile seçim yapmaya başladı. Neresi daha ucuz oraya gidelim diyorlar. Ekonomist gibi öğrencilerde yorum yapmaya başladılar. Gofret, çikolata 6-7 liradan başlıyor. Bisküviler 8-9 lira. Fiyatlar yüksek. Eski göre fiyatlar çok çok yüksek."

ÖVDER BAŞKANI YILMAZ: ÇOCUKLAR SUYU TUVALETTEKİ LABABODAN İÇİYOR

Okullarda bir öğün yemek ve suyun ücretsiz olması için iki yıla yakındır kampanya yürüttüklerini söyleyen Tüm Öğrenci Velileri Derneği (ÖVDER) Başkanı Ömer Yılmaz, bu derin yoksulluğun en çok çocukları etkilediğini vurguladı. Basın açıklamaları, sosyal medya üzerinden yürüttükleri kapmaya ile ücretsiz su ve yemek çağrısında bulunduklarını söyleyen Yılmaz, Meclis'te soru önergeleri verilse de bir sonuç alınamadığını söyledi: "Somut anlamda bir icraat olmadı ama bazı belediyelerin bu konuda desteğini gördük."

'AİLELER ÇOCUKLARINI OKULDAN ALIYOR

Yoksulluğun derinleşmesiyle öğrencilerin okulu bırakmak zorunda kaldığını söyleyen Yılmaz, "Bir milyonun üzerinde çocuk okulu terk etmek zorunda kaldı. Eğer biz okullarda gerekli şartları sağlayamazsak ailelerde yoksullukla beraber çocuklarını okuldan almak zorunda kalıyor. Özellikle 15-17 yaş arasında çocuklar çok daha fazla okul terkine neden oluyor. Aileye ekonomik destek sunmak için okul terki yaşanıyor. Veliler çocukların aileye destek olmasını talep ediyor" dedi.

'ÇOCUKLAR GÜN BOYU AÇ VE SUSSUZ KALIYOR'

Çocukların sabah 08.00-akşam 17:00'a kadar okulda olduğunu söyleyen Yılmaz, "Bu süreç içinde çocukların beslenmesi ve su içmesi gerekiyor. Bunu temin edemeyen çocuklar gün boyunca aç ve susuz kalabiliyor. Dolayısıyla okullarda bağımsız alanlar olmadığı için eğer parası da yoksa çocuğun su ihtiyaçlarını ya tuvaletler bulunan lavabolardan ya da buna benzer yerlerden karşılıyor. Acilen çocukların bağımsız alanlarda su sebilleri ve çeşmeler yapılarak sağlıklı ve ücretsiz su temin edilmesi gerekiyor" dedi.

Velilerin yüzde ellisinin açlık sınırının altında maaşla geçindiğini, asgari ücretle ihtiyaçların karşılanamadığı için çocukların beslenme çantaşının "zayıf kaldığını" söyleyen Yılmaz, "Çocuklarda beslenme bozukluğu oluyor. Bunun karşılanması için en azından devlet okullarında bir öğün yemek talebimizi öne çıkardık. Buna yönelik çalışmalarımıza devam ediyor, çağrılarımızı yineliyoruz" diye konuştu.

KANTİNCİLER ODASI BAŞKANI: ÖĞRENCİLERİN YÜZDE 70'İ KANTİNE UĞRAMIYOR

Kantin fiyatları hakkında bilgi aldığımız İstanbul Kantinciler Odası Başkanı Vahap Osmanoğlu, kantin fiyatlarının birçok işletmeye göre daha iyi olduğunu söyleyerek, gelir adaletsizliğine ve insanların alım gücünün düştüğüne dikkat çekti:

"2022 Eğitim-Öğretim yılında kantine uğramayan birçok çocuğumuz var. Öğrencilerin yüzde 60-70'i kantine uğramıyor. Kantinler pahalı değil. Bu sabah bir kafede 4 poğaça 4 çaya 80 lira para verdik. Kantinde dört poğaça 4 lira ancak yapar. Veliler, öğretmenler bize yükleniyor ama kantinler en ucuz yerler. Biz çocukların beslenmesi için elimizden geleni yapıyoruz ama bizim belimizi kıran, bizi yoran ve fiyat yükseltmesine neden olan okul kiraları. Okul kiraları çok yüksek. Bu nedenle zam yapmak zorunda kalıyoruz. Çocuğun getirdiği harçlıkla biz kiramızı karşılayabiliyoruz.

Okul idaresi ben sizden iki eleman parası almak zorundayım. Çünkü devlet bana herhangi bir yardım yapmıyor. Kiranız 10 bin liraysa şu an oldu 15-20 bin. Kirayı çıkarmak için mecburen kantin ürünlerine zam yapmak zorundayız. Ama biz daha zammımızı yapmadık. Geçen yıl ki fiyata denk. Yüzde 25 bir oynama oldu. Zam gelirse biz fiyatları yükseltmek zorundayız. Yoksa boşuna hamallık yapmış oluruz. Maaşımız bile çıkmaz. Bizim en büyük sıkıntımız bu yönde. Kantinde fiyat kırmak zorunda kalıyoruz çünkü çocuk alamıyor. Bir ayran ile bir tost 21 lira. Biz 18 liraya çocuğu doyurmak için elimizden gelen fedakarlığı yapıyoruz ama bu nereye kadar devam edecek. Çiğ süte yine zam geldi. Kolisini 40 liraya aldığımız süt oldu 50 lira. Böyle devam ettiği sürece çocuklar kantinden beslenemeyecek."

Kantinciler Odası'na bağlı 3 bin üyenin bulunduğunu aktaran Vahapoğlu, "Çocuğun cebinde harçlık yok. İnsanların yüzde 40'ı asgari ücretle çalışıyor. Yani servis parası, kantin parası verdiği zaman aile nasıl geçinecek. Çocuğa 20 lira veren yok. 5 lira, artık bozuk para kalmadı. Geçen yıl daha iyiydi ama bu yıl kriz kendini göstermeye başladı. Çocuklar şu an okula parasız geliyor" diye konuştu. Vahapoğlu, kantinde satılan gıdalara zam gelmemesi için kira artışı yapılmaması çağrısında bulundu.

TİP VEKİLİ KADIGİL: ÇOCUK AÇLIĞI SARAJ REJİMİNİN UMURUNDA DEĞİL

Okulların açılmasıyla birlikte veliler için en ciddi problemlerden biri haline dönüşen çocukların beslenme problemini HDP, CHP, TİP Meclis gündemine sıklıkla taşındı. Okullarda bir öğün yemek ve temiz su dağılması için kanun teklifi veren Türkiye İşçi Partisi (TİP) Sözcüsü Sera Kadıgil, iktidarın okullarda bir öğün yemek ve su dağıtılmasına dair bugüne kadar yapılan çağrılara yanıt vermediğini vurguladı.

"Onlarca, yüzlerce, yüz binlerce çocuk okula gidecek, üniforma, defter kitap alacak olmadığı için ve/veya okula gitmek yerine çalışıp aile bütçesine katkı sağlamazsa evinden de olacağı acı gerçekliğiyle yüzleşip okulsuzlaşma durumunda kaldı bu sene. Ve evet, çocuk yoksulluğu, çocuk açlığı, çocuk işçiliği gibi sufli meseleler Saray rejiminin asla umurunda değil çünkü reva gördükleri bu aslında."

Türk Aile Hekimleri Dergisi’nde yayımlanan ve üç hekim tarafından yapılan çalışmaya değinen Kadıgil, çalışmada her dört çocuktan birinin kilosunun çok düşük olduğu, çocuklarda gözlenen bir diğer tehlike ise potansiyel kalp hastalığı olduğunu söyledi. Kadıgil, yine aynı araştırmada kız çocuklarının yüzde 85'inin, oğlan çocuklarının ise yüzde 68'inin kansızlıkla mücadele ettiğine dikkat çekti.

"Ve bunun en temel sebebinin ise yetersiz beslenme olarak değerlendiriyorlar. Bu da aslında sınıfsal bir durum. Çocuk aç gidiyor okula, çocuk aç. Ne dinlediği dersten bir şey anlamasını bekleyebilirsiniz ne de bir şey öğrenmesini bekleyebilirsiniz bu çocuktan. Doğduğumuz andan itibaren zaten bazıları bazılarından 100- 0 önde bu başlıyor hayata. Okul aşamasına geldiğimizde de yani evimizde kahvaltısını yapıp karsını doyurup yanına da beslenmesini alıp okula gidebilecek kadar şanslı bir çocukla bu imkanlara sahip olmayan bir çocuğu eşir şartlarda yarıştığını hiç kimse hiçbir şekilde iddia edemez."

DAHA FAZLA