Bir Engin Ardıç rezaleti: Kürtleri neden kesmediniz?

Bir Engin Ardıç rezaleti: Kürtleri neden kesmediniz?

Engin Ardıç bugünkü köşe yazısında Kılıçdaroğlu'nun "kurucu ayarlara dönülmeli" şeklindeki sözlerine atfen, "Kemal Bey, idrak etmeye senin bilgin yetmez ama, bugün başımıza gelenlerin ve ödediğimiz faturanın tohumları o 'kurucu ayarlarda' saklıdır! Niçin aldınız sırtınıza Kürt kamburunu muhterem İttihatçılar? Ermeni'yi kestiniz, Rum'u gönderdiniz, Arap'ı tanımadınız, Kürt'ü niçin sırtladınız? Bu ne biçim kurucu ayardır?" dedi.

Engin Ardıç bugünkü köşe yazısında Kılıçdaroğlu'nun "kurucu ayarlara dönülmeli" şeklindeki sözlerine atfen, "Kemal Bey, idrak etmeye senin bilgin yetmez ama, bugün başımıza gelenlerin ve ödediğimiz faturanın tohumları o 'kurucu ayarlarda' saklıdır! Niçin aldınız sırtınıza Kürt kamburunu muhterem İttihatçılar? Ermeni'yi kestiniz, Rum'u gönderdiniz, Arap'ı tanımadınız, Kürt'ü niçin sırtladınız? Bu ne biçim kurucu ayardır?" dedi.

İşte Ardıç'ın rezalet yazısından o satırlar:

Abuk sabuk konuşmayı sürdüren Kılıçdaroğlu yeni harikalar yaratmış. Önce "PKK ile Saray işbirliği içindedir" demiş, sonra da "AKP siyasi cinayetler dahil herşeyi yapabilir" diye eklemiş!
Bu kadar zırvalayabilen bir adamı ciddiye alıp eleştirmek için harcanacak mürekkebe yazık ama bugün bir lafına daha takıldık: 
"Türkiye kurucu ayarlarına dönmeli" demiş.
Nelerdir o kurucu ayarlar? 
"Atatürk devrimleri" falan mı kastediliyor? 1923 yılında onların hiçbiri yoktu ortada... Onlar kurucu değil, cumhuriyete "sonradan çekilmiş" ayarlardır.
Meclis? Var... Çok partili sistemse, bugün de var (1923-1925 arasında da vardı)... Padişahın gitmesiyse, bugün kimsenin getirdiği falan yok.
Hilafet mi? Kılıçdaroğlu kusura bakmasın, 1923 yılının kurucu ayarları arasında hilafet vardı! Hilafet ancak dört ay sonra kaldırıldı!
Herhalde bunu demek istemiyor...
Peki ne demek istiyor?
Bir şey demek istediği falan yok, bilir bilmez konuşuyor işte... 
"Yurtta sulh cihanda sulha dönmek zorundadır" demiş.
Adam üstümüze saldırıyor, sineye mi çekelim? Bir tokat atana öbür yanağımızı mı uzatalım?
Kemal Tahir'in "Yorgun Savaşçı" romanında, Yunan ordusuna karşı koymamayı öneren bir işbirlikçiye karşı bir subaya söylettiği gibi "savaşı biz mi istedik, biz mi aradık sakalına tükürdüğüm?"
Kemal Bey, idrak etmeye senin bilgin yetmez ama, bugün başımıza gelenlerin ve ödediğimiz faturanın tohumları o "kurucu ayarlarda" saklıdır!
Niçin aldınız sırtınıza Kürt kamburunu muhterem İttihatçılar? Ermeni'yi kestiniz, Rum'u gönderdiniz, Arap'ı tanımadınız, Kürt'ü niçin sırtladınız? Bu ne biçim kurucu ayardır?

DAHA FAZLA