Pamuk’u “yedirtmeyen” liberallere cevapsız sorular
Orhan Pamuk'un öğrencilerin tepkileri üzerine Boğaziçi Üniversitesi'ne gelememesi üzerine başlayan tartışmada Pamuk'u savunlara FKF MYK üyesi Akın Art yazdığı yazıyla cevap verdi.
(İleri - Haber Merkezi) Nâzım Hikmet Kültür ve Sanat Araştırma Merkezi'nin açılış konuşmasını yapmak üzere Boğaziçi Üniversitesi'ne davet edilen Orhan Pamuk'un öğrenci ve akademisyenlerden gelen tepkiler üzerine kampüse gelmekten vazgeçip, etkinliğe video konferansla bağlanmasının yankıları sürüyor. FKF MYK üyesi Akın Art, Pamuk'u savunanlara 9 maddede "cevapsız kalacak" sorular sordu.
Art'ın "Orhan Pamuk’u 'yedirtmeyen' liberallere cevapsız kalacak sorular" başlıklı yazısı şöyle:
"İki gündür başta sosyal medya olmak üzere çeşitli mecralarda Orhan Pamuk tartışılıyor. Hayır, “aşkta niyet mi önemlidir, kısmet mi” mottosuyla piyasaya sürülen yeni romanı “Kafamda Bir Tuhaflık” sebebiyle değil. Geçtiğimiz günlerde Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerinin tepkisi üzerine davet edildiği etkinliğe gelemeyip video konferansla katılması sebebiyle adını sık duyar olduk bugünlerde.
Takip edemeyenler için süreci kısaca hatırlatalım: Nobel ödüllü romancı Orhan Pamuk’un Boğaziçi Üniversitesi’ne “Nazım Hikmet Araştırmaları Merkezi”nin açılışı için davet edileceği haberi üniversite öğrencilerini harekete geçirdi. FKF’lilerin “Nazım Hikmet’in adını ancak mücadelesine omuz verenler taşıyabilir” sloganıyla Pamuk’un üniversiteye davet edilmesine tepki göstermesi üzerine, Orhan Pamuk açılışa video konferans yoluyla katıldı. Ardından sosyal medyada çoğunluğunu liberal yazar, akademisyen ve siyasetçilerin oluşturduğu bir toplam, Fikir Kulüpleri Federasyonu’na “düşünce özgürlüğünü” engellediği gerekçesiyle tepki gösterdi. Kimi siteler ve yazarlar ise FKF’nin Orhan Pamuk’u tehdit ettiğini iddia etti. Tepki gösteren toplamın içerisinde Ufuk Uras, Ali Nesin gibi bir zamanların militan “Yetmez Ama Evet”çi isimler başı çekiyordu.
FKF’nin eyleminin ne kadar gerekli olduğu sorulan sorulardan biriydi. Bir diğeri ismi “Fikir Kulüpleri Federasyonu” olan bir örgütlenmenin, Orhan Pamuk’un fikirlerini ifade etmesini engelemesinin tutarlı olup olmadığıydı. Bu sorulara hem biz, hem de FKF’nin eylemine sahip çıkan aydınlar önemli ölçüde cevap verdi. Geçiyoruz. Bizlere milliyetçi, despot ve hatta faşist yakıştırmasını yapan “aydın”lara birkaç soru da biz soralım istiyoruz:
1) Orhan Pamuk’un Nazım Hikmet üzerine bizim bilmediğimiz bir çalışması mı vardır? Pamuk’un Nazım Hikmet üzerine yazılan literatüre katkısı nedir de Nazım Hikmet Araştırmaları Merkezi’nin açılışına davet edilmektedir?
2) Ülkesini Kore Savaşı’na sokmak isteyen Adnan Menderes’i ağır sözlerle eleştiren, memleket gençlerinin Amerikan Askeri olmasına şiirleri, yazıları, söyleşileri aracılığıyla tepki gösteren, bunu çok sevdiği memleketine bir daha hiç dönememeyi göze alarak yapan Nazım Hikmet ile, komşumuz Suriye’nin lideri Beşar Esad’ı tehdir etme cüretini gösteren Orhan Pamuk arasında nasıl bir parallelik kurulmuştur da Pamuk “Nazım Hikmet Araştırmaları Merkezi”nin açılışına davet edilmiştir?
3) Nazım Hikmet’in kitapları, şiirleri yaşadığı dönemde yasaklanmış, uzun süre el altından okunmuştur. Orhan Pamuk ise edebiyatta pazarlama alanında çığır açmış: İletişim Yayınları’na transfer olmasının ardından romanlarının reklamı billboardlara verilen ilk isim olmuştur. Bu iki resim arasındaki yedi fark sizce nedir?
4) Türkiye’yi yurtdışında temsil eden nitelikli bir yazar olduğu iddia edilen Orhan Pamuk, Boğaziçi Üniversitesi’ne iyi bir yazar olduğu için mi, yoksa bir “marka” olduğu için mi davet edilmiştir? Nitelikli bir yazar olmanın ölçütü kültür endüstrisi sınırları içerisinde ülkemizi “gururla” temsil etmek midir?
5) Hem Esad’ı, hem muhaliflerini eleştirmek mümkün teziyle Orhan Pamuk’u savunan, bir yandan Suriye’deki iç savaşı körükleyen sizler neden hem Orhan Pamuk’u eleştirip hem Kürtlerin ve Ermenilerin acılarına ortak olmanın mümkün olabileceğine inanmakta güçlük çekiyorsunuz? Yoksa yıllardır iktidarın omuz başında yer almanıza rağmen “ezilenlerin” haklarını savunmanın tekelinizde olduğunu mu zannediyorsunuz?
6) Bu ülkenin gençliği AKP diktatörlüğü kurulurken, “faşizmin kuruluşuna destek olmayın” diye sizleri uyardı. Fakat siz, vaktinde AKP’ye faşist demeye cesaret edemediniz. Acaba bu korkaklığın ezikliği ile bugün, akademisyen olmanın otoritesini kullanarak, gençleri faşist olmakla itham ediyor olabilir misiniz?
7) Siz steril akademik ortamlarınızda, “ezilen kimlik” çalışmaları ile mikro alanlarda despotça tahakküm kurarken Kobane için sınıra giden, Reyhanlı Katliamını protesto ettiği için hapis cezasına çarptırılan, arkadaşlarımıza ezilen halklardan bahsetmeye, konumunuzu kurtarmak için mağdur edebiyatı yapmaya utanmıyor musunuz?
8) Zaten iktidarda olan fikirleri protesto etmenin “düşünce özgürlüğü”nü çiğnemek olduğunu hangi “bilimsel” yaklaşım ile iddia ediyorsunuz?
9) Faşist dediğiniz o gençlerin mücadelesi olmazsa yakın zamanda çalışabileceğiniz bir akademi kalmayacağının farkında mısınız?
12 senedir memlekete dair yaptığınız bütün analizler yanlış çıkmasına rağmen, bugün hala başkalarını eleştirme pişkinliğini gösteren sizlere utanmaktan, cesaretten söz açmak yersiz. Biliyoruz. Ama olur da cevap verme nezaketinde bulunmak isterseniz istediğiniz sorudan başlayabilirsiniz.
Akın Art
FKF MYK üyesi
Yeni Yazılar Genel Yayın Yönetmeni"