Atlar ölmesin, özgürce dolaşabilsinler
Her yıl Adalar'da faytona koşulan 400'den fazla at kötü koşullar nedeniyle yaşamını yitiriyor. Konuyla ilgili ada sakinleriyle, hayvan dostlarıyla ve yarın bir eylem düzenleyecek olan Özgürlük Savunucuları ve eyleme destek veren Yeryüzüne Özgürlük Derneği'nin sözcüleriyle konuştuk.
Begüm Özpınar - İleri
Adalar, metropol yaşamından bunalan İstanbulluların nefes alabileceği nadir seçeneklerden biri... Faytona binmek de bir Ada gezisinin olmazsa olmazı olarak görülüyor... Fayton gezilerinde manzaranın keyfine varırken, yükümüzü çeken atların hangi koşullarda yaşadığını ise çok azımız düşünüyor. Aslında bu nostaljik gezilerin atlara maliyeti epey ağır. Gözlerimiz eşsiz ada manzarasıyla bayram ederken bizleri taşıyan dostlarımızın dövülerek, aç bırakılarak, uzun saatler çalıştırılarak adeta işkence altında yaşadıklarının acaba kaç kişi farkında? Peki ya her yıl 400'den fazla atın bu koşullar nedeniyle yaşamını yitirdiğini kaçımız biliyoruz? Adalar'daki atların yaşam koşulları hakkında farkındalık yaratmak ve bu işkenceye dur demek isteyen yurttaşlar, 'Faytona binme, atlar ölüyor' adı altında bir kampanya başlattı. İleri, yarın yapılacak kitlesel eylem öncesinde, kampanya yürütücüleriyle ve ada halkıyla görüştü, karşımıza adalarda yaşanan bir dram çıktı.
BİN 200 CİVARINDA AT ÇALIŞIYOR
Prens adaları olarak da bilinen Büyükada, Heybeliada ve Burgazada'da fayton seferleri yapılıyor. Fayton adalar için yalnızca nostaljik gezi değil aynı zamanda bir ulaşım aracı özelliği taşıyor. Bu üç adada 220'nin üzerinde faytonun hizmet verdiği ve bin 200 civarında atın bu faytonlara koşturulduğu göz önüne alındığında fayton olgusunun 'tamamen duygusal' olmadığı ciddi bir sektör oluşturduğu anlaşılacaktır. İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin (İBB) belirlediği tarifeyle, tur başına üzerlerinden ortalama 45 ila 80 lira arası para kazanılan atlar sadece kâr kapısı ve yük hayvanı olarak görülüyor.
AŞIRI YÜK ALTINDA CAN VERİYORLAR
Yine İBB tarafından belirlenen ve en fazla dört yetişkin ve iki çocuk yolcu (ki bu bile özellikle dik yokuşların bulunduğu Büyükada düşünüldüğünde aşırı yük anlamına geliyor) kuralı ise çoğu zaman ihlal ediliyor. Artan turist sayısıyla birlikte faytonlara olan talebin çoğalması, günde en az iki kere vardiya değişimi yaptırılması gereken atların uzun saatler boyunca, çoğu zaman da aç ve susuz olarak yola koşulmasına neden oluyor. Zorlanan atlar ise sık sık faytoncuların dayağına maruz kalıyor. Bazıları aşırı yük altında çatlayarak can veriyor.
SÜREKLİ BİR VETERİNER BİLE YOK
Bir başka sorun atların barınma koşulları... Büyükada'da İspark tarafından yaptırılan ahırın kapasitesi adadaki at sayısı için çok yetersiz. Faytoncuların ve atların barınma koşulları ise son derece sağlıksız ve ilkel. Sıkıntılar bunlarla da bitmiyor. Faytoncuların çoğu, atları sadece bir gelir kapısı olarak görüyor ve at bakımı konusundaki bilgileri de son derece sınırlı. Üstelik adada, atlar için hayati tehlike oluşturan durumlarda müdahale edebilecek bir veterinerin tam zamanlı olarak bulunmaması da atların ölüm riskini arttırıyor. Konuyla ilgili ada sakinleriyle, hayvan dostlarıyla ve yarın bir eylem düzenleyecek olan Özgürlük Savunucuları ve eyleme destek veren Yeryüzüne Özgürlük Derneği sözcüleriyle konuştuk.
'BÖYLE NOSTALJİYİ AKLIM ALMIYOR'
Ada sakinlerinden Yosun Akverdi, sırf keyif için atların bu koşullarda faytonlara koşulmasını aklının almadığını belirterek, şöyle devam ediyor: “Üç yıldır Büyükada'da yaşıyorum. Çoğu zaman iskeleye geldiğimde yerli ve yabancı turistlerin metrelerce uzayan fayton sırasını görüğümde yüreğim acımaya başlıyor. Aklım almıyor: Bu kadar sağlıklı insan, güzel bir havada adaya akın ediyor. Ve araç trafiğinin olmadığı adada, doğanın içinde yürümek yerine faytona binmek için saatlerce sıra bekliyor… Nostalji… Bu kelimeyi anlamakta daha da zorlanıyorum: Sırf keyif için atları o sıcakta ya da yağmurda çamurda kullanmak kesinlikle anlayabileceğim bir şey değil. Çoğu zaman gözlerim dolarak uzağa bakıyorum.”
'ATLARIN KÖLELİĞİ ÇÖZÜLMELİ'
İleri'ye konuşan Yeryüzü'ne Özgürlük Derneği'nden veteriner Burak Özgüner ise geçici düzenlemelerle soruna çözüm getirilemeyeceğini belirterek şunları söylüyor: "Adalarda yerel yönetimlerin her yıl refahçı çözümler geliştirerek fayton sorununa son vermek için sundukları öneriler sefer sayısını, sömürülen atların sayısını ya da tur süresini azaltmaktan geçiyor. Fakat değişen bir şey olmuyor. Zaten yerel yönetimlerin uygulamaya sokmak istedikleri çözümle bizlerin anlayışları, talepleri çok farklı: fayton konusundaki ana sorun olan atların köleliğini çözmeye yönelik kesin bir çözüm gelmedi."
ATLARA NE OLACAK?
Atların özgürleştirilmesi talebi kimsenin itirazı olmayacaktır sanırız. Ama akla hemen bir soru takılıyor, “Peki, faytonlar kaldırıldığında atlar ne olacak?” Bu soruya Özgürlük Savunucuları grubundan Elif Narin, şu cevabı veriyor: “Atlar, diğer adalılar gibi adanın sakinidir. Özgür kaldıklarında memleketleri olan ada da yaşamalılar yine... Yatacakları,beslenecekleri barınakları yapılmalı,gezinip dolaşacakları büyük alanlar kurulmalı serbestçe dolaşmalılar. Bakın bu adanın doğal yapısının da bozulmamasını sağlayacaktır. Yıllardır, adanın dik yollarının kahrını çekmiş,acılar çekmiş atlar bundan sonra kendi memleketleri olan adada yaşamaya devam etmeliler. Bunu yapmak hiç de zor değil.”
ULAŞIM NASIL SAĞLANACAK?
Öte yandan faytonların kaldırıldığı durumda adada ulaşımın nasıl sağlanacağı meselesi de bir başka soru işareti... Ada sakinlerinden Birge Elif Basık, faytonların kaldırılıp yerine motorlu taşıtların konmasını da doğru bulmuyor. Basık, “Heybeliada'da son 3-4 senedir yük atları ve yük arabaları kaldırıldı. Onun yerine özel izinle kamyon veya kamyonet getirip taşıma yaptırmak gibi adaların dokusuna son derece ters bir uygulama başladı. Bunun daha uygun yolu ada dokusuna uygun elektrikli yada akülü araçlar alınması” diyor.
AKÜLÜ ARAÇLARA ENGEL
Basık, “faytonlar gidecek, akülü araçlar gelecek” söylentisinin yıllardır sürdüğünü ama bir türlü gerçek olamadığını belirterek şunları söylüyor, “Öncelikle faytoncular buna karşı çıkıyor. Oy tehdidi, şiddet tehdidi, ölüm tehditi gibi çeşitli tehditlerle ada esnafını ve belediyeyi sindirmiş vaziyetteler. Belediye çoğu konuda yetersiz. Ama bireysel olarak adalılar kendileri akülü bisiklet ve araçlar almaya başladılar.” Basık, faytoncuların akülü araçların önünü kesmek istediklerini de öne sürerek, “Örnek vermek gerekirse, HSSK (Heybeliada Su Sporları Kulübü)'nün 4 kişilik akülü bir golf arabası var. Kulübün dik yokuşunda zorlanan yaşlı üyeleri yokuşun başına kadar çıkartacak bir ring sefer yapılması için satın alındı. Ama ancak belirli saatlerde ve yokuşun yarısına kadar kullanılabiliyor. Çünkü yokuşun yarısından sonra fayton durağı var ve faytoncular bu uygulamaya karşı çıkıyor. Belediye de bu konuda hiç bir şey yapmıyor” diyor.
FAYTONSUZ ADA OLUR MU?
Öte yandan adalar halkı için fayton bir yaşam şekli, faytonların tamamen kaldırılmasına karşı çıkan adalılar da var. “Herkesin elektrikli araçları olduğu bir Adalar hayal edemiyorum” diyen Akverdi “Burada nesillerdir fayytonculuk yapan aileler var. Onlara saygı duyduğumu söylemeliyim. Çoğu kez ara sokaklarda atlarını serinleten, dinlendiren faytoncuyla göz göze geliyoruz. Şefkatli olmadıklarını söylemek, büyük haksızlık olur” diyor. Akverdi'ye göre, sorun adalardaki 'rantsal dönüşüm'... “Tüm problemler de artan talep ve daha fazla kazanç için buna ne olursa olsun cevap vermek isteyen 'kontrolsüz-denetimsiz' sermayeden kaynaklanıyor” vurgusunu yapan Akverdi'ye göre, “Fayton sürücüleri, tıpkı taksi şoförleri gibi arabada çalıştırılıyorlar. Bazen bunlar mevsimlik adaya gelen gençler oluyor. Doğal olarak hayatlarında belki de ilk defa at görüyorlar. Ne vücut dilinden anlıyorlar ne de ata bir şey olduğunda ne yapacaklarını biliyorlar. Kazaların çoğunu da bu yeni faytoncular yapıyor.”
YARIN EYLEM VAR
Görüldüğü gibi sorun epey çetrefilli... Öte yandan her yıl kötü koşullar nedeniyle yaşamını yitiren atlar için de acilen bir çözüm getirilmesi gerekiyor. Bazı ada sakinlerinin belirttiği gibi, konunun uzmanlarının, veteriner hekimlerin, at bakıcılarının, faytoncular ve ailelerinin, ada yerel yönetimi ve halkla bir araya gelip herkes için uygun bir çözüm bulması, belki de tek doğru yöntem... Özgürlük Savuncuları ve hayvanseverler, 30 Ağustos Cuma günü saat 17:00'de "Faytona Binme Atlar Ölüyor" sloganıyla konuya dikkat çekmek için Büyükada'da iskele önünde bir basın açıklaması yapacak. Basın açıklamasına toplu katılım için saat 15.30'da Bostancı'daki Adalar İskelesi'nde buluşulacak.