'15 Temmuz dolandırıcısı' olduğu iddia edilen kişinin Soylu ve AKP'li isimlerle fotoğrafları ortaya çıktı

'15 Temmuz dolandırıcısı' olduğu iddia edilen kişinin Soylu ve AKP'li isimlerle fotoğrafları ortaya çıktı

Özcan Aybey'in albümünde başta Süleyman Soylu olmak üzere birçok isim yer aldı.

15 Temmuz gazisi olduğunu öne süren ve UYAP'ta dolandırıcılık kaydı bulunduğu iddia edilen Özcan Aybey'in fotoğraf albümünde Erdoğan, Soylu ve Akar gibi isimler yer alıyor.

15 Temmuz'daki darbe girişiminde yaralandığını ve Türkiye Şehit Yakınları ve Gazileri Federasyonu Genel Başkan Yardımcısı olduğunu iddia eden, nitelenlikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik nedeniyle de UYAP kaydı bulunduğu öne sürülen Özcan Aybey'in, daha önce de birçok suçlu ile fotoğrafı ortaya çıkan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu başta olmak üzere birçok isimle çekilmiş fotoğrafları ortaya çıktı.

LÜKS ARAÇ VE MİLYONLARCA LİRALIK İŞLEMLER

Sahte kartvizit ile onlarca yurttaşı dolandırdığı iddia edilen ve derneğin resmi sitesinde ismi yer almayan Aybey, mahkeme tutanklarına göre "tekniker" olduğunu ifade ederken, lüks aracı ve milyonlar liralık işlemleriyle de dikkat çekti.

Yeniçağ'dan Tolga Şahin'in haberine göre Özcan Aybey'e ilişkin İçişleri Bakanlığı'nın resmi yazısında hiçbir dernekte üyelik kaydı olmadığı belirtilirken, dolandırıcılıkta kullandığı öne sürülen kartvizit için de "Korona vardı bu nedenle kurul toplanmadan kartvizitimi verdiler" dediği öne sürüldü. 

FEDERASYONDAN UYARI

Aybey'e kartvizitin federasyonun kuruluşu sırasındaki maddi yardımları nedeniyle verildiği iddiasına karşın, federasyonun 21 Ekim 202 tarihinde sosyal medya hesabından "'Başkanım, başkan yardımcısıyım' diyerek federasyonumuzun ismini kullananlara itibar etmeyin" uyarısı ile birlikte dernek yöneticilerinin de isimleri paylaşıldı.

'RTE' PLAKALI ARAÇ, BAKANLARLA FOTOĞRAF

Muğla'nın Fethiye ilçesinde "34 RTE 60 plakalı" aracı için "Plaka bizzat Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından bana verildi. Yeğeni gibi sever beni Cumhurbaşkanı" diyerek güven kazandığı öne sürülen Aybey'in; Soylu'nun dışında Erdoğan, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar ve İstanbul eski Valisi Vasip Şahin ile de fotoğrafları bulunuyor.

BÜROKRATLAR EVİNDE ZİYARET ETTİ

15 Temmuz'da İstanbul'un Eyüpsultan ilçesinde bacağından vurularak gazi olduğunu iddia eden Özbay, 15 Temmuz 2021'de ise Fethiye Kaymakamı Eyüp Fırat beraberinde Fethiye Cumhuriyet Başsavcısı Ünal Bingül, İlçe Jandarma Komutanı Rüştü Şen, İlçe Sahil Güvenlik Bot Komutanı Yüzbaşı Reşit Gödelek, İlçe Emniyet Müdürü İsmail Ayhan, Fethiye Müftüsü Kamil Oktay, AK Parti Fethiye İlçe Başkanı Turgay Öztürk tarafından evinde ziyaret edildi.

''MADEN İŞLETMEM VAR' DEDİ'

Özcan Aybey tarafından dolandırıldığını iddia eden Veli Özgün ise şunları söyledi:

"Yurt dışında yaşıyordum. Türkiye’ye geldiğimde Fethiye’de bir mekanda Lütfü adlı arkadaşım vasıtasıyla bu şahısla tanıştım. Baktım ki kaymakam geliyor selam veriyor, emniyet müdürü geliyor selam veriyor, jandarma komutanı geliyor selam veriyor; dedim ki 'Bu adam güvenilir biri herhalde' Tanıştıktan bir zaman sonra Özcan Aybey bana Kars’ta bir krom maden işletmesinin olduğunu ve satın alma işlemi sonrası yandaki madene devrederek kar elde edebileceğimizi söyledi.

'Gaziliğimi, federasyonu kullanacağım satın alma işleminde' dedi. Aybey’e bu işlem için 950 bin TL’yi banka aracılığıyla gönderdim. Bunun karşılığında kendisi arabasını benim üzerime yaptı teminat olarak. Arabayı satın aldıktan sonra ben yurt dışına çıktım. Kendisi beni bu süreçte aradı ve Meclis'e girip çıkmakta sorun yaşadığını, arabayı tekrar onun üzerine yapmam gerektiğini belirtti. Ben de bu süreçte edindiğim güvene istinaden arabayı Aybey’in üstüne yaptım."

'2 TANE BENZİNLİK BULDUĞUNU SÖYLEDİ'

Aybey'in daha sonra maden işinin olmadığı gerekçesiyle kendisini aradığını belirten Özgün, şöyle devam etti:

"Aybey beni arayarak krom maden işinin olmadığını ancak 2 tane benzinlik bulduğunu söyledi. Maden için gönderdiğim parayı ön ödeme olarak saydırdığını söyleyen Aybey, kaymakamdan satın aldığım arsayı benzinliğin ikinci ödemesi saydıracağını bu nedenle arsayı onun üstüne yapmamı istedi. Ben de arsayı onun üzerine yaptım. 'Aramızda alacak verecek yok diye bana ibraname imzalamalısın; muhasebede sorun, karışıklık çıkmasın diye' dedi. Ben de daha önceden adını duymadığım bu belgeyi benzin istasyonunu alıyoruz sanarak imzaladım. Benzin istasyonunun devir işleminde mali müşavirden öğrendiğime göre benzin istasyonu çalışmıyormuş ve davalıkmış. 150 bin TL’ye istasyon sahiplerine burayı satacağını söylemiş. Allah’tan müşavirin uyarısıyla tescil ettirmedik de davalık sorunlu yer üstüme kalmadı."

VELİ ÖZGÜN HAKKINDA DAVA

Yaşananların ardından dolandırıldığını öne süren Veli Özgün'ün arabası ihbar ve şikayet yokken Antalya'da bir AVM'nin otoparkında, sivil polisler tarafından "şüpheli hareketlerde bulunduğu" gerekçesiyle arandı. Aramada, Özgün'ün aracında uyuşturucu madde ve hassas terazi bulundu ancak Özgün'ün parmak izine rastlanmadı. Olaya ilişkin Antalya Ağır Ceza Mahkemesi'nde devam eden davada ise polisler, 3 kez ifadeye çağrılmasına rağmen ifade vermedi.

MAHKEME, KAYITLARA GEREK GÖRMEDİ

Özgün’ün Fethiye’deki tapu iptal davasında da ilginç gelişmeler yaşandı. UYAP'ta kayıtları bulunan Özcan Aybey'in tüm davaları mahkeme hakimi tarafından istenirken, yerine atanan ikinci hakim ise bu belgelerin "özel yaşamın gizliliğini ihlal ettiği" gerekeçesiyle kanıt olamayacağını söyledi ve belgelerin istenmesine gerek olmadığına hükmetti.

Özcan Atabey, dava duruşmalarından birinde araç satışı için Veli Özgün'e elden ödeme yaptığını söyledi. Ancak 15 bin TL'nin üzerindeki satışlarda belge zorunlu olmasına rağmen herhangi bir belge sunulmadı.

'CİNSEL TACİZ' VE 'UYUŞTURUCU' İDDİASI

Veli Özgün hakkında Aybey ile bağlantısı olduğu öne sürülen bir kadın tarafından da cinsel taciz ve zorla uyuşturucu kullandırıldığına ilişkin şikayette bulunuldu. Şikayetçi olan kadın, duruşmalarda ise farklı ifadelerde bulundu.

Önce Özgün ile sevgili olmadıklarını söyleyen, daha sonrası ise duygusal bağ olduğunu ifade eden kadın; bir başka ifadesinde ise Özgün ile rızası sahilinde beraber olduğunu söylemesine rağmen bir sonraki cümlesinde ise Özgün ve Lütfü adlı kişilerin kendisini çiftlikte istismar ettiğini iddia etti.

Aybey ifadesinde Özgün’ün arabasında uyuşturucu bulunduğu gün kadının kendisini aradığını, istismar durumundan bahsettiğini ve karakola şikayete gittiğini söylerken; dava dosyalarında Özgün'ün arabasında yapılan aramadan bir gün sonra Dilara’nın şikayete gittiği görüldü.

'BANA SATTIĞI EVİ BAŞKASINA DA SATTI'

Özcan Aybey'in Kayseri'de Mustafa Batan isimli bir kişiyi şikayet ettiği iddiasıyla da mahkemeye verildi. Dolandırıldığını iddia eden Batan, olayı şöyle anlattı:

"Bana 15 Temmuz gazisi olduğunu söyledi ve güvenimi kazandı. Aybey, Başakşehir Kayabaşı’nda bulunan dairesini 235 bin TL karşılığında bana sattı. Evin devrinin 2 yıl sonra açılacak olması nedeniyle Aybey cayma bedelinin de yer aldığı 300 bin TL’lik senedi bana imzalayarak verdi. Ancak Özcan Aybey, aynı evi 3 ay sonra başkalarına da satmış. Aybey’i mahkemeye verdim ve bunun üzerine Sadık A. diye biri Aybey’in borcuna istinaden Eyüultan’da bir arsa tapusu verdi ancak arsa hacizli çıktığı için arsanın karşılığı bulunmamaktadır."

Batan, 40 yıllık birikimini kaybettiği için intihar girişiminde bulunduğunu da söyledi.

İLAÇ FİRMASINI DA DOLANDIRDI

Aybey’in mağdurları arasında Pharmax İlaç’ın ortaklarından Erol Akpınar da yer aldı. Akpınar’ın iddialarına göre Aybey, kendisini ilaç satış komisyon bedeli üzerinden dolandırdı. 778 bin TL dolandırıldığını iddia eden Akpınar, üst düzey siyasilerle olan fotoğrafları ve Gaziler Federasyonu belgesiyle ikna edildiğini kaydetti.

Yine Akpınar’ın iddialarına göre Aybey, "gazi" olması sebebiyle kendisine hiçbir şey yapılamayacağını, hiçbir polisin ve jandarmanın kendisine bir şey yapamayacağını söyledi. 

Akpınar, Aybey ile ilgili son edindiği bilgileri ise "Öğrendiğim kadarıyla şahıs şu an Antalya’da birini dolandırmak üzere. Aybey’in Fethiye’de bin dönüm malikanesi, İstanbul’da 200 dairesi var" sözleriyle aktardı.

ÖZCAN AYBEY'DEN AÇIKLAMALAR

2 Şubat tarihinde hakkındaki iddialara ilişkin Yeniçağ'dan Tolga Şahin'e konuşan Aybey, federasyon başkanı Levent Yücel ve kendisini dolandırdığını iddia ettiği Veli Ö. hakkında açıklamalarda bulundu. Aybey şunları söyledi:

"Tüm devlet büyüklerine çağrı yapıyorum. Levent Yücel’in İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile makamında görüştükten sonra acele bir şekilde uyuşturucusu satıcısı Veli’nin yanına giderek ve yine Veli’nin bana mahkeme salonunun önünde karşılaştığımızda anlattığına göre, Levent Yücel, emniyet mensupları, L.Ö, Havaalanı YDA eski müdürü hep beraber oturarak ki -L. ve Veli aynı anda aynı kıza uyuşturucu kullanıp tecavüzden yargılanıyorlar bu esnada (sonra beraat ediyorlar)- Gazi Özcan Aybey’i bitirme ve kumpas planını yaptılar.

Levent Yücel daha sonra kendi adamı S. Ç.’i devreye sokarak operasyonu başlattılar. Yine Veli’nin bana söylediğine göre, 400 bin TL Levent’e vermiş, bunun karşılığında bana verdiği kartı da inkar edecek, diğer gazilere karşıda algı oluşturacak. Süleyman Soylu’nun önünde dosyan var dedi Veli bana.

Ben kendim hakkımda açılan soruşturmaları kazandıktan sonra basına çıkacağımı tüm bu olayları anlatacağımı söyleyince Süleyman Soylu’yla çekilen bir fotoğrafımı koyarak itibarsızlaştırarak ilerideki iddialarımı zaten bu adam dolandırıcıymış algısıyla boşa çıkartma çabalarıdır.

Aybey’in kendisini dolandırıcılıkla suçlayan Veli Ö. hakkında ise şu ifadeleri sarf etti:

"Veli Ö. Antalya’da arabasında hassas terazi, eroin, kokain, bir kazağın içine saklanmış bir tomar para ile akşam 10:30 civarında yakalandığında dosyalarda var oradan biliyorum. Daha önceki ve daha sonraki tarihlerde var olmak kaydıyla olay yeri inceleme emniyet müdür vekili Y.Y ile telefon HTS kayıtları dosyada mevcuttur. Jet hızıyla Veli, bu kadar şey arabasında yakalanmasına rağmen 12 saat içerisinde serbest kaldı. 1.5 senedir de elini kolunu sallayarak geziyor. Sadece parmak izi çıkmadı diye. Arabasında yakalanması yeterli değil mi? Buradan savcılara sesleniyorum. Bu kadar uyuşturucuyla yakalanan adam nasıl aramızda geziyor?

O zaman uyuşturucu satıcıları eldiven kullandığında kurtulacak mı? Adli tıpta da uyuşturucu kullandığına dair raporlar çıkıyor. İlk yakalandığında. Birkaç gün arayla Fethiye’de alınan tahlillere göre kullandığına dair bir emare çıkmıyor. Hangi adli tıp kurumu yalan söylüyor? Türkiye’de tek olan veli özgün imza atarak bir gün bile cezaevine girmeyerek Türkiye Cumhuriyeti’nde uyuşturucuyla yakalanıp elini kolunu sallayarak gezmesi dikkat çekiyor. İşin bir ilginç tarafı da şu ki Veli Ö.’nün avukatı eski İçişleri Bakan Danışmanı, bürokrat, birinci sınıf emniyet müdürü, en son görevini de Antalya il emniyet müdürü olarak görev yapmış olması ve hiç çekinmeden uyuşturucu satıcısının resmi avukatı olmasını da yüce Türk milletinin takdirine bırakıyorum. Antalya ili, Muğla ili ve İstanbul ili olmak üzere 3 ayrı barodan 20’ye yakın avukatının olması da dikkat çekicidir.

Yine Veli Özgün’ün kendi Whatsapp grubundan gazilere gönderdiği ses kaydında Levent Yücel ile defalarca görüştüğünü içişleri bakanının özel kalem müdürüyle defalarca görüştüğünü bizzat giderek oralarla, cumhurbaşkanı özel kalemiyle defalarca görüştüğünü, aile bakanlığında defalarca görüştüğünü söylüyor. Uyuşturucudan adli kontrollü olan ve her hafta denetimli imza veren Veli Ö. şu an da ağır ceza mahkemesinde halen yargılanırken o dönem uyuşturucu kullandırmak ve tecavüzden yargılanırken, hakaret tehdit vb. suçlardan soruşturması olan bir adamın, bu kadar rahat defalarca bu devlet büyükleriyle görüşmesi nasıl sağlanıyor?

Hiç GBT yapılmıyor mu bu adam adli kontrollü ve imza denetimine tabi. Normalde şehri terk etmesi bile suç. Veli’nin ses kaydındaki ifadesine göre beni defalarca şikayete gitmiş. Takipsizlik almış bir gazi bile bu makamlara ulaşamazken uyuşturucu davası devam eden, denetimli imzaya tabi, adli kontrollü birisi şehri terk etmemesi bile gereken birisi nasıl oluyor da bu devlet yetkilileriyle defalarca görüşüyor ve takipsizlik almış birine rica ile dava mı açtırmaya çalışıyor. Mahkemeler baskı altına mı alınıyor? Hiçbir vatandaş derdini anlatmak için bulunduğu şehirdeki yetkiliye bile ulaşamazken bu adama bu kadar randevuyu kim alıyor kim veriyor?

Veli Ö.’nün mahkeme dosyasındaki HTS kayıtları bu kadar devlet görevlileriyle sık görüşmesi dikkat çekiyor. Ben şahsen devlet övünç madalyası sahibi olan bir gazi olarak halen randevu alıp derdimi anlatamadım. Levent Yücel bir telefon görüşmesi dahi olmadığını söylerken kendi gazilere gönderdiği ses kayıtlarında uyuşturucu satıcısıyla defalarca görüştüğünü onu defalarca kurumlara yönlendirdiğini zaten itiraf ediyor. Bir kuruş bile para yemedim diyen Levent Yücel dernekler masasında yapılan araştırmada 2021 ve 2022 federasyon hesap hareketlerinin giriş çıkışları 0 tl gözüküyor. Dernekler masasında var bu bilgi. Ancak benim tarafımdan gönderilen paraların da zimmetine geçirildiği anlaşılıyor. Diğerleri bilinmiyor bile başka kim var bağış yapan? Yine Levent Yücel’in ses kaydında “Kaş Kalkan’da yerimiz var” diyor. Gaziler olarak bizim bildiğimiz federasyon olarak alınacak bir yerdi. Ama dernekler masası tarafından yapılan araştırmaya göre 0 lira kasada para olduğu gibi üstüne kayıtlı mal malvarlığı da yoktur. Bunu da mı zimmetine geçirmiş oluyor o zaman?

İsminde şehit ve gaziler yazan federasyonun şahsi menfaatleri için kullanıp devletin gazisine söz hakkı cevap hakkı bile vermeyen, verdiği kartviziti reddedip tanımadığını iddia eden Levent Yücel’in federasyonu kendi çıkarları için kullandığı, bizlerin adını kullanarak randevu alıp uyuşturucu satıcılarına ve benzeri kişilere menfaat sağladığı için mahkeme önünde hesaplaşacağız. Hakkımda çıkan tüm iddiaları değerli gazeteci Tolga Şahin’in huzuruna evraklarla ispatlamış durumdayım. Hukukta da aynı şekilde ispatlamış durumdayım. Cevap hakkını bana verdiği için de kendisine teşekkür ediyorum.

Telefon kaydında Levent Yücel, Fethiye’de Veli ile otururken İstanbul’da S. Ç. ile tanıştırıp oradaki eski hasmın Mustafa’yı da olaylara yönlendirdiler. Mustafa’yı dolandırmadığım, herhangi bir dolandırıcılık olmadığını Yine gazeteye ve hukuken bu durumu ispatlamış durumdayım. M. B., 2019 yılında kendisiyle herhangi bir alacak vereceğimizin kalmadığını ama o dönemden bana kalan kini ve düşmanlığından olmasından dolayı, federasyon başkanı Levent Yücel’in Mustafa’yla Veli’yi bir araya getirerek birden fazla kişi iddiası varmış gibi yaparak sanki fazla fazla kişiye dolandırmış iması ve algısı oluşturmaktadır.

Erol A. konusunda ise Erol A.’nın ilaç işinden dolayı bana 400 bin TL borcu var. 778 bin TL verdiğini iddia ediyor. Bu dosyaları gazeteye ve dosyalara sunamıyor. Söyledikleri yalnız iddiada kaldığı gibi, yine Veli’nin yönlendirmesiyle şikayette bulunuyor. O şikayette ben aklandığım için E. A. hakkında Fethiye Cumhuriyet Başsavcılığında iftira ve dolandırıcılıktan ceza soruşturması devam ediyor. Aynı anda L. Ö. ve V. Ö. hakkında şu anda benim haklarında açtığım ceza soruşturması ve tazminat davaları devam ediyor. Hal böyleyken bir resmi yemekte Süleyman Soylu ile çekilmiş olduğum fotoğrafı yan yana koyarak algı oluşturmaya çalışarak benim gazeteye çıkacağımı bildikleri için önleyici bir algı yaptılar. Ancak gazeteci Tolga Şahin bu olayın peşini bırakmayarak gerçekleri ortaya çıkardı. Kendisine bir kez daha Türk milletinin huzurunda teşekkür ediyorum.

Tüm bu yapılmak istenen bu algılardan dolayı tüm devlet büyüklerinin ve kurumlarının uyuşturucu satıcısının tüm bağlantılarının, telefon kayıtlarında görüştüğü tüm devlet görevlilerinin tek tek hesabının sorulması, tüm bu iddialara da şikayetçi olduğum savcılık soruşturmasında tek tek ortaya çıkacağını bildiririm. Yüce Türk milletinin vicdanına bırakıyorum. Veli Özgün'ün araç satışı ve arsa olayında karşılıklı borcumuz bulunmadığına dair ibranameleri gönderiyorum."