We don’t need no education / Eğitime ihtiyacımız yok!

We don’t need no education / Eğitime ihtiyacımız yok!

Benim okuduğum Pıtırcık’a Bir Öpücük isimli kitap, başkarakter olan Pıtırcık’ın yanı sıra ailesini, arkadaş grubunu, okuldaki öğretmenlerini vs. konu edinen kısa öykülerden oluşuyor. Kitabın başkarakteri kadar orijinal isimler almış olan arkadaşları Toraman, Gümüş, Dırdır, Dalgacı, Çarpım, Lüplüp ve diğerleri birçok komik, eğlenceli olay yaşıyor sayfalar arasında. Akıcı bir dili olan bu kısa maceraları okudukça daha fazlasını istiyorsunuz ve çocuk denen canlının ülke, dil, din, ırk gibi etiketlerden bağımsız olduğunu bir kere daha anlıyorsunuz.

“Bazen arkadaşlarla toplanıp birlikte okula gideriz, işte o zaman çok eğleniriz. Dükkânlara bakarız, birbirimize çelme takarız, çantalarımızı düşürürüz, sonra da okula geç kalırız ve çılgınlar gibi koşarız.”

Geçen ayki yazımda anne babalığın zorlu ama bir o kadar da önemli olduğundan bahsetmiş ve hatta anne babalardan biraz şikâyet etmiştim. Bu yazımda öğretmenleri de ekleyerek devam ediyorum. Üstüne aldıkları sorumluluğu gerçekten önemseyip çocuklarınıhak ettikleri değeri vererek büyüten anne babaları ayrı tuttuğum gibi işine sadece türkçe, matematik öğretmek şeklinde bakmayıp, aksine asıl önemli olanın mutlu çocuk yetiştirmek düsturuyla yaklaşan öğretmenlere de söyleyecek hiçbir lafı yoktur kimsenin tabi ki. Ama…

Özellikle ilkokul öğretmenlerinin işinin çok ama gerçekten çok zor olduğunu hepimizin kabul etmesi lazım. Lokmasını annesinin elinden yiyip, en ufak bir karar aşamasında anne babasının gözüne bakan ama bunun yanında kendisini dünyanın merkezi sanarak alabildiğine bencilce davranan tek değil yirmi kadar çocuktan oluşan bir gruba önce sakin olup başkalarının sözünü dinlemeyi, çevresinde başkalarının da olduğunu, kendi işini kendisinin görmesi gerektiğini vesairebenimsetip üstüne bir de akademik bir takım becerileri vermeye çalışmak herkesin yapabileceği iş değil doğrusu. Bütün bu noktaları öğretirken bir yandan da örselemeden, güvenlerini kırmadan, yetenekleri ve hayalleriniköreltmeden, kendi kendine mutlu olmayı başarabilen, kendi hakları kadar başkalarının da haklarına saygı duyan, şiddete başvurmadan konuşarak işini çözebilen çocukların yetiştirilmesi ise her öğretmenin dikkat etmediği bir konu maalesef. Çocuklarını ziyan eden pek çok anne baba olduğu gibi öğrencilerinin ilerideki hayatını kötü yönde etkileyen öğretmenler de var kuşkusuz.

Hepimizin yaptığı ve yapacağı yanlışlar var, sonuçta insanız ama eğer göz göre göre öğrencilere zarar verilerek yapılıyorsa öğretmenlik, o zaman bir sorun var demektir. Uzun uzun yazdım ama kırılan tek bir çocuğun bakışını yakaladığımda içim sızladığı için hepimizin önem vermesi gerektiğini düşünüyorum. Bir ilkokulda rehber öğretmen olarak çalıştığım için daha da duyarlıyım bu konuya ve aklıma hep Pink Floyd’un The Wall* albümü ve filmi gelir. Fırsatınız olursa izlemenizi önereceğim bu filmin bir bölümünde bir okul, öğretmenler ve öğrenciler yer almaktadır. Kibirli, kendini fazlasıyla önemseyen bir öğretmen grubunun öğrencileri nasıl ezdiğini görebilirsiniz o sahnelerde. Çocuklar bir yerden sonra haklı olarak eğitime ihtiyaçları olmadıklarını haykırmaya başlarlar. Gerçekten de böyle bir eğitime kimsenin maruz bırakılmaması gerekir.

Tam bu kadar sert ve kötü şekilde olmasa da ilginç diyebileceğim okul hayatını mizahi bir dille anlatan Pıtırcık’a Bir Öpücük isimli kitaba geliyorum sonunda. Can Çocuk Yayınlarından 8,9,10 ve üstü yaş grubu için uygun olarak çıkmış olan bu kitabın yazarı RenéGoscinny, neredeyse hepimizin tanıdığı Asterix ve LuckyLuke‘u (ülkemizdeki adıyla Red Kit) yaratmış olan Fransızçizgi roman yazarı, editörü ve mizahçı. Orijinal ismi Le petit Nicolas olan Pıtırcık, Jean-JacquesSempé tarafından resmedilen bir kitap dizisi aslında.

Benim okuduğum Pıtırcık’a Bir Öpücük isimli kitap, başkarakter olan Pıtırcık’ın yanı sıra ailesini, arkadaş grubunu, okuldaki öğretmenlerini vs. konu edinen kısa öykülerden oluşuyor. Kitabın başkarakteri kadar orijinal isimler almış olan arkadaşları Toraman, Gümüş, Dırdır, Dalgacı, Çarpım, Lüplüpve diğerleri birçok komik, eğlenceli olay yaşıyor sayfalar arasında. Akıcı bir dili olan bu kısa maceraları okudukça daha fazlasını istiyorsunuz ve çocuk denen canlının ülke, dil, din, ırk gibi etiketlerden bağımsız olduğunu bir kere daha anlıyorsunuz.

Pıtırcık serisinin sekizincisi olan Pıtırcık’a Bir Öpücük, çocuğunuzun çok eğlenceli bulacağı, sizin ise eski okul ve öğrencilik anılarınızı hatırlayıp gülümseyeceğiniz bir kitap. Bu yüzden bu ve serinin diğer kitaplarını almanızı, çocuğunuzla birlikte sizin de okumanızı öneririm. Hatta beraber okuduktan sonra çocuğunuza kendi anılarınızı da anlatacağınız bir zaman geçirirseniz harika bir iş çıkarmış olursunuz.

Son olarak kendinize yapılmasını istemeyeceğiniz bir davranışı, söylenmesinden hoşlanmayacağınız kelimeleri çocuklarınıza da yapmamanızı ve söylememenizi rica ederek iyi okumalar dilerim…

*Merak edenler için bahsettiğim Pink Floyd şarkısı: https://www.youtube.com/watch?v=UNC-AJd8kMY

KÜNYE: Pıtıcık’a Bir Öpücük, RenéGoscinny, çev: VivetKanetti, resimleyen: Jean-JacquesSempé, Can Yayınları, Temmuz 2015, 21. Baskı, 97 sayfa

DAHA FAZLA